-3-

26 4 1
                                    


.

                                      Kendi kendine '' Bu neyin belirtileri ama nasıl ? ''  diyerek kendini yiyip bitiriyordu. Bir anda arkadan gayet rahat bir ses yükseldi .'' Mevsim Koruyucusu olduğundan .''

                                   Deniz arkasını döndüğünde sesin sahibini inceledi ve duraksamadan çığlık attı '' Aaaaaaaaaaaaaaaaa ! '' . Sesin sahibi yatıştırıcı bir tavırla '' Şiştt , sakin ol !.. Sana zarar vermeyeceğim . '' . Deniz şaşkınlığını belli etmemeye çalışarak duygusuz ses tonunu takındı '' Çabuk dışarı çıkın , beni polisi aratmak zorunda bırakmayın . ''. Sesin sahibi biraz alaycı bir tavır takındı . Buna karşılık Deniz ise duygusuz ses tonuna küçümser bakışlarını ekleyerek :

- Size söylüyorum , bir promleminiz mi var ?

- Gerçekten bu olayların , değişimlerin nedenini merak etmiyor musun ?

- Size söylüyorum , evimden çıkın hem sizi ilgilendirir mi ?

- Çok ciddisiz Küçük Hanım bende burada bir amaç için bulunuyorum.                                                                                                                                                                                                               Deniz tam bir şey söyleyecekti ki gözlerine ağırlık çöktü ve kendini boşluğa bıraktı.

                                        Deniz gözlerini açtığında hiç yatmadığı yumuşaklıkta olan bir yatakta yatıyordu . Bulunduğu ortamı benimseyememişti . Yattığı yerden doğruldu . Sanki ortamda dört mevsimde bir anda yaşanıyordu . Farklı şekilde yatağın yadındaki şamdanlar , avize , koltuklar ... her şey garip kaçtı gözüne .Mobilyaların sitili odanın mimarisi çok garip gelmişti . Mimar olmasına rağmen böyle bir tarzı ilk defa görüyordu . Kapının arkasında ayak seslerini işitti . Tekrar yatağa yattı ve baygın numarası yaptı . Kendi benliğinden ilk defa  taviz veriyordu ama yaptı çünkü ne yapacağını bilmiyor ve korkuyordu. Ayak sesleri daha belirgin geliyordu.

                                       Kapı açıldı ve içeri iki oğlan girdi .  Diğerine göre daha kısa  olan oğlan yanındaki  beyaz renkteki saçlı oğlana dönerek :

- Küçük Hanım zorluk çıkarınca uyutmak zorunda kaldım.

- Genelde herkes seni görünce korkudan bayılıyo ama  Efe...

-  Ediz !..Korkudan değil akıllım bu yakışıklılığımdan hem sen anlamazsın.

- Tabii , eminim öyledir . Ne dövmesi vardı ?

- Bana sadece getir dediler , bilmiyorum .

- Aferim .Bakalım hangi bölümdeymiş.

                                     Beyaz saçlı oğlan eğilmişti. Deniz oğlanın soğuk nefesini boynunda hissediyordu. Yavaşça elini yatağın yanındaki zigona götürdü. Masanın üzerindeki şamdanı hızlı bir manevrayla eline alıp beyaz saçlı oğlanın - Ediz ' in -kafasına vurdu. Ediz bir an için afalladı ve yere düştü . Bunu fırsat bilen Deniz arkasına bakmadan koşmaya başladı ilk defa bu kadar çok kendini çağresiz hissetmişti . Etrafına baktığında çoğu kişi kendi gibiydi . Yanlarından hızlı bir şekilde koşuyordu. Upuzun ve ince koridorda sadece onun ayak sesleri yankılanıyordu . Koşarken arkasına bile bakmıyordu . Binadan çıkar çıkmaz ilk dikkatini çeken gerçekten de dört mevsim aynı anda yaşanıyordu . Bu çok ilginçti ama kafa yorması gereken asıl  konu kaçsa bile nereye kaçacaktı nasıl eve gidecekti . Bunu kafasının bir köşesine itip sağ taraftaki meyve bahçesine girerek koşmaya başladı . Onu bayıltan oğlan -Efe - arkadan '' Durrr ,gitme .'' dedi ve meyve bahçesi girişinde bekledi , içeriye girmedi . Deniz çok fena terlemeye başlamıştı  . Sanki cehennem sıcağı vardı . Bir ağacın gölgesinde soluklanmaya başladı . Arkasına baktığında kafasına şamdanla vurduğu çocuk ona doğru koşuyordu . Ediz ' in kafasından kan akıyordu ama o aldırış etmiyordu . Çağresiz kalan Deniz ağaca tırmanmaya başladı ama nefesi yetmiyordu çok kötü terlemişti . Ağaca çıkan Deniz ' i fark eden Ediz hemen söze başladı . Onunda hali pek iyi görünmüyordu :

- Neden kaçıyorsunuz ?

- Ciddi misiniz ?

- Buradan bir an önce çıkmalıyız.

- Beni neden kaçırdınız , benim kim olduğumu biliyor musunuz siz ?

- Kim olduğunuz beni ilgilendirmez hanımefendi . Gitmemiz gerek .

- Önce siz nerede olduğumu söyleyin.

-Burası Mevsim Krallığı .

- Doğru cevap veriniz . Bu şaka fazla uzamadı mı ?

- Aaaaa , yeter ama artık terbiyemi koruyamayacağım hem kafama şamdanla vuruyorsun hem kaba davranıyorsun.

- Pardon ama ne yapmamı bekliyorsunuz , buradan kurtulursam ilk işim sizi hapse tıktırmak olacak.

                                              İkisi de konuşurken terden ölecek gibiydi . Zor nefes alıyorlardı. Bir türlü anlaşamamışlardı . Ediz gitmesi gerektiğini biliyordu ona göre Deniz bir türlü laftan anlamıyordu . Düşündüğü gibi yaptı arkasını döndü ve yürümeye başladı ...

                                            Deniz ' in nefes alacak gücü kalmamıştı ve kendini isteyerek de olmasa ağaçtan  aşağıya bıraktı . Ediz pat diye bir ses duydu arkasını döndüğünde Deniz cansız bir şekilde yerde yatıyordu.

                                                                      .......................................


-



KAR TANELERİ ALTINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin