-2-

68 8 1
                                    

''Sarılmıştı kadın adama,adamın aslında ona sarılmak istemediğini bile bile.''

Şevval kendine gelip hızlı bir şekilde İlyas'ın sırtından indi ve ''Aşkım ben acıktım kantine mi insek? he hadi inelim''dedi ve İlyas'ı kolundan tutup çekiştirmeye başladı. İlyas, Şevval'e boş boş bakıp ''Ordan geliyoruz sevgilim'' dedi.
Şevval de ''Ama bana yemek almadık hade hade'' dedi ve sınıftan çıktılar. Az önce ne yaşamıştık anlamamıştım
ama yanımdaki çocuk hala donuk bir şekilde kapının oraya bakıyordu. Kerem yanımıza yaklaşıp yanındaki çocuğun koluna dokundu,
çocuk sert ve hızlı bir şekilde Kerem'e döndü, Kerem'in alaycı bakışları bir anda değişti. Korkmuştu..
Söze girip; ''Hoşgeldin kardeşim ben Kerem'' dedi. Yanındaki Ferhat ise çocuğa sert bakışlar atıyordu.
''Selam Hazar ben de'' dedi ve uzattığı eli sıkarak sonra bana döndü yüzündeki sert ifade kayboldu ve scak bir şekilde gülümsedi.
''Senin adın ne?'' dedi ''Hı?'' diye tepki verdiğimi fark edince yerin dibine girmek istedim.
Ah! lanet olsun gülümsemesi çok güzeldi. Rabia bu halime gülmeye başlayınca, hâla cevap vermediğimi fark ettim.
''Asel ben ''diyebildim en sonunda, kızarmıştım lanet olsun. O anda hoca sınıfa girip hayatımı kurtardı.
Hazar bu halime gülümseyip hocaya döndü.
Dersteydik 10 dakika geçmişti ve kapı çaldı, içeri İlyasla Şevval girdi. Şevval ''Hocam çok pardon kantindeydik'' dedi
İlyas sinirli gözüküyordu, kavga falan mı etmişlerdi?? Şevval'in gözleri de kızarıktı. Hoca ''Gelin çocuklar bi daha olmasın'' dedi
ve yerlerine geçtiler. Hazar defterine ''Bana okulu gezdirir misin? yazdığında ne diyeceğimi bilememiştim, daha az önce ona rezil olmuştum
nasıl yapıcaktım. ''Bakarız'' dedim sessizce ''Ben bunu evet olarak kabul ediyorum o zaman'' dedi.
Şevval arka sıradan seslenince ona dönüp ''Ne oldu?'' dedim. ''Tenefüste  konuşalım mı? lütfen'' dedi
o anda Hazar arkasına dönüp ''Bana okulu gezdiricek konuşamaz'' dedi Şevval sinirli bir şekilde
''Sana sormadım Hazar'' dedi, ama bir saniye Şevval ile tanışmamışlardı, adını nerden biliyordu ki?
Hoca ''Sessiz olun'' diye uyarınca sorumu sormadan önüme dönmüştüm, Hazar sinirli gibiydi.
Zil çalınca Kerem ''Hadi bahçeye çıkalım dedi. Kerem'e dönüp ''Ben hazara okulu gezdiricem'' dedim
Kerem ''Tamam o zaman'' diyip yandan bir bakış attı, bu bakış bunu kenera yazdım Asel anlamına geliyordu.
Sonra alırdım ben onun gönlünü, neyse şuan Hazar yanımda yürüyordu ve ben ona geçen ders rezil olmuştum,
ne desem diye düşünürken müzik salonuna gelmiştik bile ''Şevval ile nereden tanışıyor sunuz?'' diye başladım konuşmaya.
Elini dudağının yanına götürerek kaşıdı ve gitarlara bakarken ''Mahalleden'' dedi.
İkisinde birbirlerine hoşlanmadığı belliydi. "sevmiyorsunuz galiba birbirinizi?" Dedim Alaylı bir şekilde güldükten sonra ''Evet pek sevmeyiz birbirimizi''
dedi. ''Neden aslında çok iyi kızdır'' dedim. ''Şevval'i tanıyorum ama seni tanımıyorum kendinden biraz bahsetsene'' dedi. Elini pianonun üzerinde gezdirerek
''Pek bahsedilecek birşey yok aslında, sıradan bir kızım'' dedim. Şuan sadece gözlerine odaklanmıştım, gözleri simsıyahtı ve derin bakışları
İnsanları etkileyebilir türdendi. Ben gözlerine bakarken, biraz daha yaklaştı ''Bence sıradan değilsin, hem de hiç..'' dedi, Şaşırmıştım..
''Neyse gel bizimkilerle tanıştırayım seni hem arka bahçenin yerini öğrenirsin'' dedim ve hızlı bır şekilde yürümeye başladım, kızarmış ve terlemiştim..
Beni nasıl bu kadar kolay bir şekilde etkisi altına alıyordu? Bahçeye çıktığımda hemen bizimkiler gözüme çarpmıştı, yanlarına ilerledik Kerem
''Sen Hazarı gezdirmicek miydin?'' dedi. ''İlk önce sizinle tanışsa iyi olur diye düşündüm Kerem'' dedim. ''Hımm ben zaten tanışmıştım'' dedi, Hazar pek ciddiye almamıştı, bende
''Bak bu Rabia'' dedim, Rabia'yı elimle işaret ederek, Rabia gülümseyip el salladı. ''Selam Hazar'' dedi. Hazar da ''Selam'' dedi.
Ortamda ruhsuz bir hava vardı. O sırada Bedirhan ''Selam Bedirhan ben'' dedi. Hazar ''Memnun oldum'' dedi, ortamı biraz daha ısıtmıştı
İlyas elini tutuğu sevgilisine bakarak burnunu öptü, sonrasında ''Bende İlyas'' dedi. Hazar'ın yüzü kasılmış bir kaç saniye öyle durduktan sonra elini uzatıp ''Hazar'' dedi.
İlyas sakin bir şekilde sevgilisinden ayrılmadan el sıkıştılar, sonra grubun geri kalanıylada selamlaşırken Ferhat Hazar'ın varlığından rahatsız olmuş olmasına rağmen onu yok sayıyordu,
''Hazar, bu Ferhat yanındakide Yağız'' dedim. Hazar sadece tebessüm etmekle yetinmişti..
Zil çaldı ve hepimiz sınıfa doğru ilerledik, ders matematikti ve herkes uyuyordu, hoca artık kendi kendine anlatmaktan sıkılmış
olmalı ki kitanını alıp sınıftan çıktı. Her hafta böyle bitiyordu matematik dersimiz..
Bedirhan çantasını sırtına alıp ''Hadii'' dedi Hazar bana dönüp ''Nereye?'' diyince ''Matematikçi gelmez artık sınıfça çıkıyoruz her hafta böyle'' dedim gülerek
''Vay iyimiş o zaman'' dedi ve çantasını sırtına aldı. Herkes ayaklanırken Şevval yerinde kıpırdanıyordu İlyas ''Bir sorun mu var hayatım?'' dedi, ''Yok aşkım sadece ağrım var başka bişey yok''
diyerek sustu.
Ben Şevval'i tanıyorsam kesin birşey olmuştur ki susuyordur,yakında öğrenirim diye sormadım herkes toplanmıştı. Bedirhan Hazara seslenip
''Sen de gelmek ister misin?'' diye sorunca Ferhat,Yağız,Kerem ve Şevval Bedirhana güzelce bir bakış atmışlardı Hazar da bakışları umursamayıp
''Olur tabiki'' dedi ben ve Rabia sevinmiştik, hep beraber okuldan çıkıp mekanımıza doğru ilerlemeye başladık. Yarım saattir kafede oturuyorduk ve gergin bir ortam vardı,
Şevval ''Asel konuşalım mı biraz?'' dedi kolasından bir yudum alarak ''Tamam gel dışarıda konuşalım'' dedim ve ayağa kalktım Hazarla göz göze geldiğimizde endişeli gözüküyordu,
yanından geçtim ve kapıya yöneldim. Şevval tedirgindi.. söze girdi;
''Asel bak o senin sandığın gibi biri değil'' dedi, ''Kimden bahsediyorsun?'' dedim Şevval duraksadı etrafına bakındı tam konuşmaya başlayacakken
Hazar'ın ''Asel'' diye bağırmasıyla ikimizde Hazara döndük..

HAZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin