Niall Horan - İllüzyon (Bir Niall Horan Hikayesi)

Özel Konuk

Merhabaa:) Yeni bir bölümle tekrar karşınızdayım. Eğer Y/N diye bir şey görürseniz bunun anlamı Your Name olacak. Hikaye çeviridir. Şimdi sizi yeni bölümle baş başa bırakıyorum.

İyi okumalar;)

"Herkese günaydın! Benim adım Calvin ve bu gitar kurslarında sizin öğretmeniniz olacağım." dedi öğretmen gülümseyip gözlerini sınıfın etrafında gezdirerek.

"Görünüşe bakılırsa yeni öğrenciler gelmiş. Fakat çok faz-"

Öğretmen bir anda durdu ve gözlerini fal taşı gibi açıp sana bakmaya başladı.

"Y/N? Y/N??? Bu sen misin???"

Sınıftaki herkes sana bakıyordu. Hızlıca kafanı kaldırdın ve:

"Ummm...Evet, sanırsam?"

"Ah, tanrım! O sensin!!" dedi yanına doğru gelip el sıkışırken.

"Baban bana senden çok bahsetti."

"Babam mı? Babamı nerden tanıyorsunuz??"

"Üniversitedeyken çok yakın arkadaştık. Hatta hala konuşuyoruz ama eskisi gibi değil. Çünkü ben buraya taşındım."

Kapı açılıp içeriye birkaç öğrenci girince durdu, sonra gözlerini tekrar sana çevirdi:

"Bana buraya taşındığını ve gitar kurslarıma katılacağından bahsetti. Ayrıca çok güzel gitar çaldığını ve gösterilere çıktığını söyledi."

Gülümsedin:

"Evet, doğrudur."

"O zaman, bu harika! Çok harika!!" dedi ve sevinç içinde alkışlamaya başladı:

"Seninle çalaşacağımdan dolayı çok mutluyum. Sende büyük bir gelecek görüyorum."

iltifat ederek göz kırptı. Sen sadece gülümsedin ve yerine tekrar oturdun.

"Pekala, hadi başlayalım!" dedi Bay Calvin  dikkatini sınıfa vererek.

"Sanırım ilk olarak birbirimizi tanımakla başlamalıyız... Hadi senden başlayalım."

Dedi yanındaki kızı işaret ederek.

"Peki....Immmmm... Adım Ashley ve Wolherhamptan'lıyım. Justin Bieber'ı çok seviyorum. Hep ona ilgi duymuşumdur ve gitar çalmaya başlama sebebimde bu... Sanırım bu kadar."

Ashley arkadaş canlısına benziyordu fakat biraz utangaçtı. Bay Calvin:

"Bu çok harika Ashley. Y/N, peki ya sen kend-"

Derken içeri sarışın, gözlüklü bir adam girdi:

"Pardon, biraz geciktim. Trafik işte." dedi gülümseyerek. Konuştuğunda irlandalı aksanını duyabiliyordun.

"Bay Horan, umarım bir dahaki derse zamanında gelirsiniz." dedi Bay Calvin.

"Peki, gelirim" dedi ve kendine bir sandalye çekti. Sınıftaki bazı kızlar çıldırmaya başladı. Ağır nefes alıp veriyorlardı ve sessiz çığlıklar atıyorlardı.

"Pekala nerde kalmıştık? Ah evet. Sıra sende Y/N."

"Umm...Tamam. Öncelikle herkese merhaba. Benim adım Y/N ve New York'luyum. Fakat birkaç hafta önce kız kardeşimle beraber buraya taşındık. Bende yeteneklerimi geliştirmek adına gelip daha çok gitar kursu almaya karar verdim."

"Neden bizim için bir şeyler çalmıyorsun?" dedi Bay Calvin.

"Ummm...Peki."

Herkes sana bakmış, bir şeyler çalmanı bekliyordu. Sende Shawn Mendes'ın Stitches şarkısını çalmaya karar verdin. Çok sevdiğin şarkılardan bir tanesiydi.

Yutkundun ve parmaklarını gitarda doğru yerlere yerleştirip emin olduğunda çalmaya -söylemeye- başladın.

"I thought that I'd been hurt before."
(Daha önce yaralandığımı zannederdim.)

"But no one else's left me puiet before...)
(Ama kimse beni böyle bir acıyla bırakmamıştı...)

...

Sarı saçlı çocuğun sana fokuslandığını fark ettin. Gözlüklerini çıkarmıştı ve gitarını çalacakmış gibi hazırda bekletiyordu.

Şarkı bitince herkes seni alkışladı. Sarı saçlı çocukta dahil. Durmadan sana bakıyordu.

"Bu harikaydı Y/N!!! Baban haklıymış. Gerçekten çok beğendim!"

Dedi Bay Calvin.

"Teşekkürler." dedin ince bir gülüşle.

"Hadi devam edelim." dedi ve herkes kendisini tanıtıp en sevdiği şarkılarını çaldı. İsimlerinin Layla, Tommy, Elsa, Nick, Justin, Olivia ve Gina olduğunu öğrendin.

"Pekala sınıf. Büyük ihtimalle özel bir konuğumuzun olduğunun fark etmişsinizdir. Onu sıcak bir karşılamayla selamlamanızı istiyorum. Millet, bu Niall Horan!" dedi Bay Calvin sarışın çocuğu işaret ederek. Herkes Niall'ı alkışladı.

"Merhaba arkadaşlar. Zaten duydunuz ama benim adım Niall."

Şirin İrlandalı gülümsedi ve konuşmasına devam etti.

"İrlanda, Mullingar'lıyım ve buraya gitarlarla ilgili daha çok şeye çalışmaya geldim."

"Bu harika Niall. Fakat bir dahaki derse senin zamanda gelmeni istiyorum."

"Peki efendim, söz veriyorum."