Yüzüme bakan bal köpüğü gözlere öfke ile bakmaya başladım. Hayır yani İngilizce bilmediğimi falan mı sanıyor? Bana dokunmak da ne cüret? Ablası kim bu pisliğin?
"Sen kimsin gerizekalı?" Diye isyankar bir sesle bağırdım. Hakaretlerim durmak bilmiyordu.Bağırmamla kapının açılması ve Ayza Cadısının girmesi bir oldu.
"Sen kimsin de kardeşime hakaret edebiliyorsun küçük hanım?! Bu nasıl bir davranıştır? Kınıyorum sizi. Odama bekliyorum bu davranışınızın altında kalamazsınız. Burası sizin gibi ucuz insanlarla dolu bir yer değil. Kelimelerine ve ÜSLERİNE saygılı olacaksınız! O kadar."
Gözlerim dolmaya başladığında bal köpüğü gözlü çocuk hemen atıldı " Abla, suç bende. Valla. Kıza ben yaklaştım eski asistan sanıp. Biliyorsun onunla baya iyiydik özlemiştim. Ama bu da fena değil, hey asistan vurma, Ah! "
Ellerimi kolundan çekip Ayza cadısına tekrar döndüm. Tek bir aşağılamanız da kardeşinize taciz ettiği için dava açarım sanmayın paranız ile yırtarsınız.."
" evet evet abla 36 tane abisi var hahahah!"
Gözlerimi sinirle çevirip devam ettim" babam savcı sanmayın işiniz kolay olur kendinize gelin burası üsler altları ezer diye bir kuralın olduğu şirket değil öyle bir ülke de değil bu İspanyol aksanlı kardeşiniz burayı bilmiyordur. Ama burası Türkiye. Adalet."
Gözleri şaşkınlıktan 40 kat daha pörtleyen Ayza cadısı kendini kapıdan dışarı attı.
Hah! Kaldık bu sapıkla başbaşa.
Gözlerimi ona diktim. "Git".
Birden bana döndü "Ne? Burası sen yokken benim odamdı ve şuan odasızım farkında mısın? Ah İspanya kızları şu salakla karşılaşacağımı bilsem sizi bırakır mıydım? Ve sen! Bana bak ufaklık ben orda kaç kızı arkamda bıraktım geldim burdaki sekreter de gitmiş yeni oyuncak sensin ya sadece oyun oynarız ya daaa."
"Sus gerizekalı! Ahlaksız! Bana dokunursan seni yakarım çocuk " yak yak yak.Alayla alt dudağını yalayıp koltuğa uzandı.
Hey orası benim yerim! Aish!Çok derdim var ya çok! Bir yandan evim, bu cadı kadın, bunun beyin dağıtılırken şemsiye açan kardeşi. Hepsi sırayla Balın. Sırayla.
...
Mark eliyahu- journey (siz de açabilirsiniz enstrümandır söz yok. Çello.) açıp gözlerimi kapadım.
Ne kadar anlamlı değil mi? Sözleri siz kendiniz yazıyorsunuz. İstediğiniz anlamı çıkarıyorsunuz. Kısıtlama yok. Özgürsünüz. Her şey sizin elinizde. İpler sizde. Müke-
"Bu ne ya tangırtıyı sen mi açtın ufaklık? Ninni mi dinlemek istiyorsun evine git koca bebek çok sıkıcısın!"
Gözlerimi kapalı olduğu halde devirip ( evet denediniz ben de denedim ) uyuyor taklidi yapmaya başladım.
"Sana diyorum ufaklık!
Hey!
Öldün mü salak
Vay eteğe bak bacakların fazla ilgi çekici" dişlerimi gıcırdatıp taklide devam ettim.
"A gerçekten uyuyor
Seninle uğraşmak çok zevkli biliyor musun? Tabi duymuyorsun
Pati gibi ellerinle vurman yüzünün kızarması
İyi eğlence oldun bana
Dönmeye niyetim yok artık iyi eğleniriz "
Homurdanıp sağa sola döndüm. Komikti. İyiydi zaman geçiyordu. Bana acılarımı unutturuyordu uğraşırken. Uykum gerçekten gelmeye başlamış olmalı artık düşüncelerim bal gözlü çocuktan Koyunlara doğru yönelmişti.
Sahi adı neydi?
Türk ismi mi acaba? Ne ki ? Nerde doğdu, kaç yaşında, okuyor mu? VE SEVGİLİSİ VAR MI?Neyse şuan her şeyden önemli bir şey var. Yanıldınız iş değil. UYKU.
...
"Sista uyuyoor! Ses çıkarma. ""Alvaro, kız arkadaşın gelecek biliyorsun değil mi? Buraya girecekti o kız buraya! İle ihtiyacı mı var sanki senin için gelecekti. Onun buraya gelmesi demek şirketlerimizin iki katına çıkması demek. Bu kızı gönder bir şekilde ne yaparsan yap. Bu iş sen de tamam mı ? Günden güne yakın olmayı bırak! Sevgilini düşün ! İspanya'yı düşün. "
"Abla... bilmiyorum. Bu gerçekten çok saf bir kız ne yapabilirim. Üzülüyor ben uğraştıkça. Ben yapamam. En azından başka bir şekilde görev versek ha ? Atılmasa?"
"Bana bak küçük bey senin dikkatını çekmiyor değil. Nişanın var Alvaro kendine gel!"
"Hayır. Sevmediğim biriyle ilişki yaşamaya kabul ettim daha fazlası olmaz bu kıza da karışamazsın. Şirketin asıl sahibi benim abla. Sizler sadece patronsunuz. Sabrımı sınamayın. Bu kız burdan giderse isterse kendi isteği ile gitsin İstanbul size dar gelir. "
Bağırış sesleri dinince gözlerimi açtım. Alvaro. Ne güzel ismi. Hah neyse.
Göz göze gelince gözlerinde siyahlığı tekrar bal rengi sahiplenmeye başladı. Usulca yanıma gelip sarıldı. Duyduklarını biliyorum Balın. Senin hayatını ve bu işe ne kadar ihtiyacın olduğunu. Bu işi sana bıraktırmayacağım. "
Benden biraz uzaklaşıp alnını alnıma yasladı. Ben olayın şoku ile kirpiklerimi kırpıştırırken gülümseyip gözlerini kapattı.
"Yanlış anlama. Sana farklı bir gözle bakmadım. Uğraşmak istemiştim o kadar. Sana bir iş sunmak istiyorum. Benim evime bana yardımcı olarak gelebilir misin? Ama sadece günlük değil benimle kalsan? En azından bana işlerde yardım etsen geceleri odanı kilitle istediğini yap sabahları ben de sen de burda olacağız. Hem beraber gider geliriz ha? Olur mu? Fiyat konusunda da ne istersen nasıl istersen?"Düşünüyordum. Bir yandan bir kaç güne atılcağım kirasını ödeyemediğim evim. Bir yandan ailemin yıl sonları gelmesi. Beni bir erkekle görürse onlar. Yardım isteyemem onlardan. Onları da zora sokamam. Ama..
Sarıldım "Hayır. Alvaro teşekkür ederim. Gerçekten. Bu çok güzel bir düşünce, ama ben başka biriyle hem de bir erkekle yaşayamam üzgünüm." Zoraki bir şekilde gülümseyip uzaklaştım. Gözlerinden geçen acıma duygusu ve hayal kırıklığı belli oluyordu.
Acınacak durumda değildim çok şükür. Daha küçük bir eve çıkardım olur du her şey. Sonuçta maaşımı alıcam bu ay dimi? Ne olacak ki hallederim.
Buruk bir şekilde gülümseyip ayağa kalktı.
"Bir sorun olursa benimle iletişe geç her zaman Balın. Hoşçakal"
Hey dur dur dur! Aşk sonra! Unutma önce iş sonra aşk!
