8.Bölüm

18 3 0
                                    

Yine bir sabah ama garip duygular içinde olduğum bir sabah diyelim.

Bugün okulda hiç kimsenin yüzüne dahi bakmak istemiyordum.Ne bileyim dünden beri kimseyle konuşmak istemiyorum.

Sırama geçtiğimde Mert yanıma gelip "Mira,biraz oturabilirmiyim?" dedi. "Otur" anlamında başımı salladım. Sonra konuşmaya başladı "Mira geçen benle kavga eden çocuk.Benden intikam almak için seni kullanacak. Bak sakın yanına yaklaştığında hani onu pişman edeyim falan deme. Biliyorum sen edersin ama zamanı değil." deyince "Ya saçmalamayı kesin bi ya. Başımın çaresine ben bakarım.Onuda geçtim sen dolayısıyla ben niye zarar görüyorum? Senide yakarım. " dedim. Hiç bir şey demeyerek uzaklaştı.

Tenefüste Gizem,Esila ve Ada yanıma gelerek "Şimdi söyleyeceklerimizi sadece dinle.Tepki gösterme,pişman etmeye kalkma." dediler. Bende "İyi hadi tamam." dedim. Esila "Ozan bir önceki ders yanımıza geldi." bağırarak "Ne?" dedim. Gizem "Sana ne demiştik?" deyince sustum. "Gelip senin sevdiğin şeyleri öğrenmeye çalıştı. Yani bize a'dan z'ye sorular yağdırdı.Tabi biz cevap vermedik merak etme. Sonra ise yakında Mira'ya bir sürpriz yapacağım deyip gitti. Ayağa kalkarak "Pardon da o kim ya?" diye bağırdım.Biraz fazla bağırmışım ki herkes bizi izliyordu. Sonra ses tonumu azaltıp "Kızlar yürüyün dışarı çıkmamız daha mantıklı" Dedim. Bir de sınıftan çıkarken kimle karşılaşalım? Ozan karşımızda belirmezmi. Hızlı adımlarla uzaklaşıyorduk ki birinin kolumu çektiğini fark ettim. Bu kişiyi tahmin etmek hiç de zor olmadı. Arkama döndüğümde Ozan "Mira bugün okul çıkışı biraz yürüyelimmi?" dedi. Bende "Ya bak Ozan artık çok oldun. Susucam susucam diyorum ama olmuyor artık bi kendine gel. Aradığın kız ben değilim." dediğim an Ozan "Sen benim tıpa tıp aradığım kızsın." dediği an hiç bir şey demedim. Sonra ise "İyi ozaman sana bensiz iyi günler." deyip oradan hızlı adımlarla uzaklaştım.Kızlarda arkamdan koşa koşa geliyorlardı.

Son dersti. Müdür sınıfa gelerek "2 gün sonra kamp gezimiz var! Ne kadar kalacağımız belli değil. Detaylı bilgiyi size kağıt yollayarak vereceğiz." deyip gitti.

Bugün yurda gidince Eda ile ne çok dertleştik bi bilseniz. O anlattı ben dinledim.Ben anlattım o dinledi. Sonrasında ise dalmışız zaten.

Bugün okula gittiğimde herkes kamp hakkında konuşuyordu. Herkes gidiyormuş.

O değil de ben annem ve babamın mezarına artık ne zaman gidicem. Geçen gitmeye çalışırken olanlarıda biliyoruz. Nasıl olacak bilmiyorum ama çok özledim. En azından topraklarını sulayayım.

Okul bugün klasik bir gündü. Çıkışta Ada bizi evine çağırdı. Nasıl gidecektim ki ben. Yurttan izin verilmeyeceği için hayır demek zorunda kalsam da kızlar önceden müdür işini halletmişler. Benim mutluluğum için herşeyi yapıyorlar. Bende onlar mutlu olsun diye herşeyi yaparım!

Ada'ların şoförü okul kapısının önüne gelerek bizi aldı. Neden servisle gitmedik diye elbette sordum. Ama amaçları farklıymış. Kızlar beni annemin mezarına götürdüler. O kadar duygusallaştım ki dokunsalar ağlayacak gibiydim. Annemin mezarının önünde durmuş bekliyorum. Anneme seslensemde beni duymayacak. "Anne sensiz günlerim geçmiyor biliyor musun? Dayanamıyorum,hayat üstüme üstüme geliyor. İyi haberler kötü haberlerle yok gibi oluyor. Meğer hayat ne zormuş. Siz yok olunca anladım ben bunu. Ah be annem nerelerdesin sen?" deyip gözyaşlarıma engel olamadım. Kızlarda arkadan belli etmeselerde ağlıyorlardı. Sonra benim yanıma gelerek "Mira kardeşim biz senin hep yanındayız. Bunu sakın aklından çıkarma tamam mı?" dediklerinde hepsine sarıldım. Sonra ise Ada'ların evine gittik. Pek halim kalmamıştı ama bana bu iyiliği yapan kişilere karşı böyle durmamalıydım. Kendime geldim ve "Kızlar iyiki varsınız be. Siz benim ailemsiniz,kardeşlerimsiniz." dediğimde hepsi bana bakarak "Sen iyi olda biz herşeyi yaparız." dediler.

Yarın kamp gezisi olduğu için yurda gitmek zorundaydım. Kızlara "Kızlar benim gitmem gerek. Kıyafetlerim yurtta." dediğimde "Ama biz kalman için izin aldık.Ben sana veririm kıyafet." dediler. Ama kabul etmedim.Neden bilmiyorum ama kabul etmedim. Sonra beni şoför yurda bıraktı.

Eda uyumamıştı. Sonra onun yanına gittim ve sarıldım. "Noldu bakalım yüzün de pek gülüyor." dediğinde herşeyi anlattım. Sonra Eda "Helal olsun be onlara. Bir gün onları görürsem ben de teşekkür edicem. Sen kaç gündür hatta burada olmadan da o yüzden ne olaylar yaşadın. Onlar sana çok büyük iyilik yapmışlar. Kardeş,arkadaş dediğin de bu olur." dedi.

Kıyafetlerime baktığımda yüzüm asıldı. Eda "Nereye gidiyorsun da bu kıyafet arayışı?" dediğinde kamp gezisini söyledim. Sonra ise benim ve onun kıyafetlerinden bir çanta hazırladım kendime.

İnsanın böyle dostları olması lazım. Onların varlığının bile huzur verdiği dostlar.

Uyusam iyi olacak çünkü yarın daha erken kalkacağım.

Sabah servise bindiğimde Gizem,Esila ve Ada "Hazırmısın bakalım kampa?" dediler. Sonra bende "Fazlasıyla" dedim.

Okula gittiğimizde herkes bahçedeydi. Biz de sıraya doğru geçtik.Müdür mikrofonu alarak "Gelen servislere binmeye başlayın. Yolculuğumuz yaklaşık 2 saat kadar sürecek." dedi.

Dördümüz servise bindik. Servisler yaklaşık 40-45 kişilikti. Bizim sınıf ve karşı sınıf genel olarak buraya binmişti. Ben Gizem ile oturdum. Esila ve Ada'da arkamıza oturdu.

Servis hareket etmeye başladı. Bizim kızlarla olan whatsapp grubundan konuşmaya başladık. Arkamızda oturdukları için rahatlıkla konuşamıyorduk. Biraz garip ama olsun.

Yolculuk güzel geçti. Şarkılar söyleye söyleye gittik. Bu arada hâla şu konser işi için konuşulmuyor. Nolacak bilmiyorum.

Sonunda kamp yapacağımız yere ulaştık. Öyle huzur verici bir yerdiki.. Bahar kokusuyla baş başa kalıyorsun.Etrafın çiçeklerle dolu. Daha ne olsun.

Müdür "Gençler! Çadırınızı istediğiniz yere kurabilirsiniz.Kuramayanlar gelip bize söylesin.Hadi bakalım kolay gelsin." dedi.

Biz direk bir yer belirledik kendimize. Aramızda çadır kuran kimse yoktu. Sonra gelen o gülme isteğiyle birbirimize bakıp güldük. Sonra ise kurmaya çalıştık. Ama başarısızlık.Hocalar işini bitirince söyleyecektik. O yüzden yere oturup bekledik. Bizim beklediğimizi görünce Ozan yanımıza gelip "Ben yaparım yere oturmayın." dediği an "Ozan gidermisin direk burdan." dedim.Esila "Bizim senin yardımına ihtiyacımız yok." dedi sonra ise Ada "O yüzden şimdi gidebilirsin." deyince Ozan "Ya naptım ben? Sevgimi dile getirmekdemi suç?" dedi. Ben de "Ya git diyorum git.Az laftan anla lütfen ya." dedim. Ozan "Gitmiyorum." dedi. Gizem "Gitmiyosun ha? Sen kimsin de bizi rahatsız ediyosun ya. Bak yürü git." dedi. Ozan cevap vermeyerek sustu. Ama hâla gitmiyordu. O an bağırarak "Bak artık yeter ya! En azından şuraya gelip nefes alayım dedim ya.Bırakın bari onu yapayım. Kavga çıkarmak istemiyorum ama en son olucak. Artık peşimi bırak!" dedim. Biraz fazla bağırdığım için başımıza toplananlarla da uğraşmak zorunda kaldım. En son ise Mert gelerek "Noluyor?" dedi. Bende "Seni ilgilendirmez." dedim. Ozan "Buradaki kimseyi ilgilendirmez." deyince Mert sinirlenerek "Olum sana soran mı oldu?" dedi. Ozan "Evet. Sorduğun soru gayet geneldi." dedi. Mert "Ben insanlara soruyorum." deyince Ozan "Hani bende insanım ya." dedi. Mert "Seni insan yerine koyan yok." deyince Ozan Mert'in üstüne yürümeye başladı. Mert bunu farkedince bunlar kavgaya girmezler mi. Hocalar olayı farkedince koşarak Ozan ile Mert'i ayırdılar. Sonra ise tabi hepimiz sorguya çekildik.

Hocaların yanından zor ayrıldık. Neyse ki bugün de akşam olabildi. Hocalar çadırımızı kurdular. Bizde kızlarla stresten çadırda çekirdek çitledik. Sonra ise uyuduk.

Yarın kızlarla beraber doğa yürüyüşü yapacağız. Yarınımı berbat edeni ben berbat ederim.

Hayata Karşı 1-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin