Yoongi Namjoon'un yanına uğradığında, arkadaşına sırıtarak baktı. Belli etmese de yeni hediyesini seçmek için sabırsızlanıyordu. Namjoon bir genetik mühendisiydi ve piyasada reklamı yapılan kedi-çocuklardan sorumluydu. Bu yüzden onun çalıştığı yere gelmişlerdi.
Yoongi, her zaman Joon'un bilim adamı veya şirket yöneticisi arkadaşları sayesinde bazı ürünlere daha piyasa satışından önce sahip olabiliyordu.
Bu sefer Joon, ona kedi-çocuklardan hediye edeceğini söylemişti. Yoongi ilk istemediğini söylese de, yalnız olmaktan kurtulma fikri onu caydırmış ve hediyesini seçmek için arkadaşının birden yanında bitmişti.
Namjoon arkadaşının heyecanlı haline sırıtırken sordu,"Nasıl olmasını istiyorsun?"
Yoongi, etraftaki minik kedi çocuklarda gözlerini gezdirirken konuştu.
"Fark etmez ama benden büyük veya benimle yaşıt olmasın."
2 yılda büyümeleri tamamlanan ve aynı bir insan gibi yaşlanmaya devam eden kedi çocukların yaşlarını, satın alacak kişinin seçme imkanı vardı. Yoongi kendinden büyük veya yaşıt biri olursa söz dinletemeyeceğini düşündüğü için bunu istemişti. Otorite sahibi 'gibi' davranmayı seviyordu.
"Daddy mi olmaya karar verdin?"
Sırıtan arkadaşının omzuna yumruk attığında kafasını hayır anlamında sallamıştı.
Namjoon ise ellerini ben suçsuzum dercesine kaldırıp arkadaşına soru sormaya devam etmişti. Yoongi seçici biri olduğu için, bir kaç ay sonra elinde ağlayan bir kedi çocukla gelip 'bunun ağlamayanı var mı?' deme olasılığı vardı. Bu yüzden çok fazla soru soruyordu.
"Aranızda kaç yaş olsun o zaman?"
"Bilmem, en sevdiğin sayı kaç?"
"Dört."
"Dört olsun o zaman."
Namjoon, 2 sene sonra yirmi yaşında olacak çocukların yanına götürdüğünde, Yoongi'nin çıldırmamak için kendini zor tuttuğunu görmüştü. Anlayabiliyordu çünkü kendisi de her gününü böyle geçiriyordu. Kedi çocukları fazlasıyla tatlıydılar ve bir bebek misali bakım istiyorlardı. Namjoon, gece onlara masallar okuyor bazen de ağlamalarına kıyamayıp onlarla uyuyordu. Onları besliyor ve geriye kalan tüm ihtiyaçlarıyla ilgileniyordu.
Soğuk görünüşlü arkadaşının bile çıldırdığını gördüğünde, yaptığı işte bu kadar iyi olduğu için kendine beşlik çaktı. Kim Namjoon olmak, böyleydi işte.
Yoongi ise karşısındaki güzelliklere çıldırırcasına bakıyordu. 1,5 yaşındaki bir çocuğun görüntüsüne sahip olan kuyruklu bebekler yüzünden etrafta gökkuşakları görmeye başlamıştı. Hangisini seçeceğini bilmiyordu. Pembe saçlı minik pisiyi mi yoksa beyaz saçlı olanı mı? Tekrar karar veremediğini fark ettiğinde, biberonu çiğneyen bir minik gördü. Siyah saçları ve siyah kuyruğu vardı. Ağzında dişi olmadığı için komik gözüküyordu. Kaşınıyor olmalı dedi içinden.
Arkadaşı sırıtarak onu izlerken o da miniğin hareketlerini takip ediyordu. Dişsiz ağzını sonuna kadar açıp esnediğinde birden sırtını yere atmış ve ayaklarıyla ellerini havaya kaldırmıştı. Bir sağa bir sola sallandıktan sonra ayaklarını elleriyle tutmuş ve Yoongi'yle göz göze gelmişti.
Daha sonra gözleri Joon'a kaydığında dişsiz ağzıyla sırıtmış ve 'aaa' demişti. Bu onun 'seni gördüğüme sevindim' deme şekliydi. Joon miniğinin tepkisine kıkırdarken Yoongi de aynısını yapmıştı.
Yoongi arkadaşına dönüp onun kolunu vurarak ezdiğinde, gülümsemesi nedeniyle diş etleri rahatlıkla gözüküyordu. Gerçekten sevmişti aptala benzeyen miniği.
"Joonnie, onu istiyorum ismi ne?"
""İsmi yok Yoongi, donör sadece soyadı veriyor. Miniğinki Jeon, ismi sana kalmış."
"Hmm." dedi Yoongi eliyle çenesini sıvazlarken. Küçüklük arkadaşlarını gözlerinin önünden geçiriyordu, isim koyabilmek için.
Fazlasıyla kararsız birisiydi konu böyle şeylere geldiğinde. Mükemmeliyetçi yapısı yüzünden 'ya sonra kötü olursa' diye düşüneceğini biliyordu. Eğer minik büyüdüğünde ismi beğenmediğini söylerse, 'Sen de arkadaşıma benzemeseydin o zaman?' diyerek karşı çıkabilirdi.
Lise arkadaşları tek tek gözünün önünde geçerken koyacağı ismi bulmuştu. Birden yüksek sesle "Jungkook!" dediğinde, tüm bebeklerin gözleri ona dönmüştü. Kendi seçtiği miniği de, biberon yerine elini çiğnerken Yoongi'ye bakıyordu, gülümsedi büyük olan.
"Onun ismi Jungkook olacak."
Namjoon lise anıları gözlerinin önüne geldiğinde gülümsedi ve miniğe doğru uzanıp kollarının arasına aldı. Minik Jungkook bunu bekliyormuş gibi Joon'un kollarında yayıldığında, ne olduğunu anlamadan birden kendini Yoongi'nin kollarında bulmuştu. Sorun etmeyip onu kollarına alan büyüğe gülümsemişti.
Yoongi, karşısındakinin aptal ve mayışmış görüntüsü karşısında içinden çılgınlarca eğlenirken boşta kalan eliyle miniğinin aptal yüzünü sevmeye yeltendi.
"Selam güzellik."
..
NABER
????
GERİ DÖNMEYE ÇALIŞIYORUM
KEYFİMİ BOZMAYIN ALLAH RIZASI İÇİN İKİ GRAM YAŞAMA SEVİNCİM KALDI 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
purrfect »yoonkook
Fanfic"Kural bir: Jeon Jungkook, Min Yoongi'nin kedisiyse, Min Yoongi de Jeon Jungkook'un insanıdır." catboy jungkook devam etmeyecek.