purrfect »yoonkook

sekiz

Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin ve bir sleepftyoongi sevindirin!
sık güncellemeye çalışacağım, iyi okumalar!^^

Min Yoon Gi, ofisinde kağıtlardan başka ilgilendiği hiçbir şey olmaksızın geçirdiği yarım saatin sonunda, kedisinin sessizliğini sonunda fark etmiş olacak ki başını kaldırmış ve onu göremeyince kalbinin maratona katılacakmış gibi atmaya başladığını fark etmişti. Telaş içinde etrafa, masanın altına, perdenin arkasına bakmış ve onu bulamayınca dudaklarından çıkan ufak bir küfre engel olamamıştı. Etrafın boşluğunu kendisine yedirememişçesine küfür ederek bakınmaya devam ettiğinde, hafif açık olan kapıyı fark etmesiyle koşarak odasından çıkmış ve hemen orada bulunan sekreteri Minhae'nin kucağında ağlayan kedisiyle, içindeki korku yerini sinire bırakmıştı. İstemsizce kedisinin onunla ne aradığını bağırarak sorduğunda, Jungkook ağlamayı bırakmış ve gözlerini kısarak ona bakmıştı. Min Yoongi, iş yerinde gayet stresli ve sinirli bir adamdı. Başarıyı bu şekilde elde ettiği ve işini gerçekten önemsediği için bundan yakındığı yoktu fakat miniğinin bu yanını görmesini onu kötü hissettirmişti. Er ya da geç keşfedecekti fakat o daha yedi yaşındayken görsün istememişti.

O bağırdıktan sonra, Jungkook kızın kucağından inip sahibinin ayağına tekme atmış ve "Kötü sahip" diyerek kuyruğunu kıvırta kıvırta sekreterin kucağına tırmanıp yanağını onun omzuna sürtmüştü. Yoongi bu görüntüyle ne yapacağını bilemezken, küçük kedisi onu özür dilemesi için sinirli bir ifade ile uyarmış ve Yoongi ne yapacağını bilemeyip genç kızdan özür dilerken bulmuştu kendini. Eh bu ikisi için de yeni bir şey sayılırdı zira Jungkook'un şirin olmayan bir tarafı olduğunu yeni öğrenmişti ve onu üzmeyip sinirlendirmemesi gerektiğini aklının en derinlerine altın harflerle kazımıştı.

Jungkook, sanki az önce ağlayan kendisi değilmiş gibi sinirle sahibine bakarken Yoongi sorunun ne olduğunu fark etmiş ve gözlerini yummuştu. Gerçekten otoriter olan kendisinin, çalışanlarının yanında Jungkook yüzünden pamuk şekere döndüğünü görmeleri kabul edilir bir şey değildi ve istemsiz bir şekilde küçüğüne de bunu yansıtmıştı. Min Yoongi'nin şirin şeylere zaafı olduğu bilinseydi, dalga konusu olmaktan asla kurtulamazdı. Bu yüzden küçük kedisini uyarmıştı fakat onun alınabileceğini nereden bilebilirdi ki? Bu yüzden omuzlarını düşürüp onun ne yapacağını izlerken Jungkook genç kızın yanaklarını öpmüş ve ona gülümseyerek el sallamıştı sahibinin yanına geri dönerken. Boncuk gibi olan gözlerini sonrasında sahibine çıkardığında, o kadar sert bakmıştı ki az önce gülümseyen kedi ile bu sinirli ve asi çocuğun kesinlikle aynı kedi olmadığına emin olmuştu Min Yoon Gi.

Eh, ne de olsa bir tarafı kediydi ve kediler dünyanın en sevimli yaratıkları olmalarının yanı sıra aynı zamanda en garip ve en manyak yaratıklarıydılar. Kuyruğunu sinirli olmasından ötürü hızlı hızlı sallarken, sahibine eve gidip ve kollarını önünde birleştirerek beklemeye başlamıştı. Min Yoongi bu isteğe boyun eğeceğini biliyordu çünkü kedilerin sahipleri olmazdı. İnsanları olurdu ve o insan ne olursa olsun onlara itaat etmek zorundaydı. Küçükken evde baktıklarından hatırladığı kadarıyla, eski kedileri gerçekten kinciydi ve Jungkook hala çocuk olsa dahi, taşıdığı genler yüzünden ileride başına büyük bir sorun olacağını şimdiden fark etmişti ama önemli değildi. Hata yapmıştı ve onu telafi etmesi gerekiyordu şu an. Hayatında uzun zamandır hissettiği renksizliği gökkuşağına boyayan Jungkook'u asla onun için bir sorun olmazdı. Sorun yaratırdı ama sorun olmazdı.

Yoongi'nin hala aynı yerde durduğunu fark eden Jungkook, onun elinden çekiştirmiş ve odasına götürüp montunu giydirmesini istemişti. Eh yedi yaşında kocaman bir kedi olsa dahi, ayakkabılarını sahibi bağlıyor ve montunu da tek başına giyemiyordu daha. Yoongi ona sarı montunu giydirmiş ve fermuarı kapatarak başını okşamıştı. Jungkook'un eğilen kulaklarından azıcık yumuşadığını anlamasının getirdiği cesaret ile onun ellerini öpmüş ve eldiven giydirmiş, daha sonrasında ise şapkasını kafasına giydirerek atkısını takmıştı. Şu an tamamen minik bir pandaya benzediği için çok şirin gözükse de, sinirli bir pandaydı ve pençelerini sahibinin üzerine sallamaktan hiçbir şekilde geri tutmuyordu kendisini. Yoongi kendi ceketini de giydiğinde, onu kucağına almak için yeltenmişse de, aldığı bakışlarla vazgeçmiş ve sadece elini tutmak için izin istemişti.