Her zamanki gibi davranıyordu. Olanları öğrenene kadar farklı olan bir şeyler olduğunu farketmemiştim. Zaten hissettirmiyordu. Çok güzel bir kızdı. Güçlü bir insan olduğunu öğrenmeme de daha bir ay kadar bir süre vardı.
Bir adamı çok seviyordu. Ama onu kendinden çok sert itmişti. Belki adam da haketmişti. Ama pişmandı. Özür dileyip duruyordu. O ise gerçekten kırılmıştı, yüzünden belli oluyordu. Ama affetti. Çünkü çok seviyordu.
Ben ondan olanları parça parça duydum.
13 Ocak, Cuma akşamı. Onun için her şey sıradandı. Sıradan bir akşam olabilirdi. Babası sessizce dışarı çıktı ve geri gelmedi. Telefonunu veya başka hiçbir şeyini almadan gitti. Dört ay oldu. Hiç haber alamadılar.
O, babasına aşık biriydi. Babasının da ona aşık olduğunu düşünürdüm. Birlikte olduğumuz zamanlarda mutlaka babasından bahsederdi. Arkadaş gibiydiler. Muhtemelen annesinden daha çok seviyordu.
Yıkılmak nedir, onun gözlerinde görüyordunuz. Anlamak zordu. Ama anlayınca siz de yıkılıyordunuz. O daha çok gençti ve babası gitti. Ondan geleceğini alıp gitti. Kalan günlerinde hep onu düşündü.
Ölümden daha zor olurdu bu. Çünkü ölen insanların geri gelmeyeceğini bilirdiniz. Fakat gitmek, tüm izleri silip gitmek daha zor olurdu. Zihnini görebiliyordum. ''Nerede, ne yapıyor, iyi mi, ne yedi, neden gitti, beni özlüyor mu, beni seviyor mu, keşke gelse, nerede uyuyor, gülümsüyor mu, neden gitti, neden...''
Ve ona yardımcı olmanızın hiçbir yolu yoktu. Çevresindeki her şey onu daha çok kırıyordu ve siz eliniz kolunuz bağlı izliyordunuz. Yardımcı olabilmenizin yolu yoktu. En can alıcı noktalardan biri de buydu.
03.05.2017 16:39
Serenay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafamın İçinde Uzay Var
Short Story"Kafamın içinde uzay var." dediğim zaman ne demek istediğimi anlamazlardı. Oysa bu mecazi cümle tanımlıyor ancak zihnimi. Kafamın içinde galaksiler var, gezegenler var. Karadelikler, yıldız kümeleri... Belki de ben her güne farklı biri olarak uyanı...