// Neighboring (Komşu.) //
Kısa bir yürüyüş sonrasında otele varmıştım. Asansör'e bindim ve beşinci kata çıkıp odama girdim.
Işığı yaktım.
Yatağımın üstüne boşalttığım kıyafetler hala oradaydı. Hepsini kucakladım ve çekmecenin üzerine attım , içlerinden pijamalarımı buldum ve giydim. Çıkardığım kıyafetleri de kenarıya bir yere atmıştım.
Çok yorgundum ve uykum vardı. Buraları sabah toplayabilirdim. Belki.
**Harry**
Kız kafeden çıktığında takip edip etmemek konusunda kararsız kalmıştım. Buna değer miydi? Yanına gelen sarhoş çocuğu terslediğine göre ve .. ingilizce olmayan bir şeyler fısıldadığına göre . Bu kız kesinlikle bir yabancıydı.
Merakıma yenik düştüm ve o kalktıktan kısa bir süre sonra bende kalktım , hesabı ödedim ve kızı takip etmeye başladım.
"Warrior Hotel" yazısının bulunduğu yere girdiğinde nedenini bilmediğim bir şekilde rahatlamıştım.
Kız orospu değildi en azından.
Haklı çıkmıştım.
Otel deniz'e çok yakındı , o içeriye girdikten sonra deniz kenarına gittim ve oturdum.
Saat daha çok erkendi .. Bar'a gitmek istemiyordum. Burada öylece oturmuş o kızı da düşünenezdim.
En azından bir tanışma planı bulmalıydım. Öylece gidip 'Merhaba. Tanışabilir miyiz?' dersem bunu kesinlikle kabul etmezdi.
Sarhoş genç sağolsun.
Belki kafeye tekrar gelirdi ve benim her zamanki masama otururdu ve ben de oturduğunu görüp ona 'Burası benim yerim , kalk' derdim.
Ah.
Neler saçmalıyorum ben ?
Acaba sadece bir kaç haftalığına mı gelmişti Londra'ya?
Bunları nasıl öğrenebilirdim ki.
Koyduğumun sorularını bir kenara atıp sertçe ayağa kalktım.
Eğer artık burada kalıcıysa , sonunda benimle konuşacaktı. Mecburdu.
Otel'de kaldığına göre gitme ihtimalide yüksekti ama pek takmadım.
Bar'a gidip bir şeyler içmeliydim, pek istemesemde en iyi fikir buydu.
Ava. **
Saat 9'da gözlerimi açtım ve ayağa kalktım. Otel'in açık büfesi 8:45'te açılıcaktı , telaşa gerek yoktu pek geç kalmamıştım.
Otel'de kahvaltımı yaptıktan sonra odama gidip giyindim. Gazete falan bulmalıydım.. Sanırım.
İş ilanları için. Bir de ev aramaya başlamalıydım. İnternetten de işlerimi halledebilirdim aslında ama burada leptop'um yoktu ve bu iş telefonla olucak bir iş değildi.
Annemle yaptığım telefon konuşmalarımdan sonra biraz daha otelde takılıp 11'de dışarıya çıktım.
Bir kaç gazete aldıktan sonra otelin hizasında bir kafe aradım. Sonunda bir tane bulduğumda derin bir nefes aldım ve içeriye girdim.
Kafe'deki sandalyelerin birine oturduğumda dün gördüğüm çocuğunda burada olduğunu gördüm , yeşil gözlü olan.
Beni fark etmemişti , kısaca çocuğu inceleyip başka bir tarafa odaklandım.