*Leo*
Gunumuz..
Gemi yavas yavas Yunanistan kiyilarina yaklasirken, Leo'nun dusunecek cok seyi vardi ama o an, zihni tek bir cumleye takilip kalmisti.
Son nefesleri pahasina bir soz verilecek.
Kalipso'yu, verdigi sozu dusunmekten bazi geceler gozune uyku girmiyordu. Onu endiselendiren sey cok buyuk bir soz vermis olmasi ve gerceklestirmek istememesi degildi. Aksine, bunu gerceklestirmek icin hayatini bile feda edebilirdi. Onu mutlaka kurtarmaliydi, bunlari hak etmiyordu. Onu seviyordu.
Hava acikti, deniz dalgasizdi. Onlar boyle bir savasa girmeye hazirlanirken her seyin bu kadar guzel olmasi bir saka gibiydi.
Ortami yumusatmak icin bir kac espri patlatmayi dusundu, ama sonradan sunu fark etti: Asil onun yumusatilmasi gerekiyordu.
"Plani tekrar gozden gecirsek mi?" Hazel'in sozleri ile dusuncelerinden siyrildi.
"Oncelikle Gaia'yi bulmamiz gerekiyor, bunun icin de yardim almaliyiz." Bunlari soyleyen Annabeth'di.
Peki ama nasil? İste, bu noktada tikaniyorlardi. Yardim alabilecekleri kimse yoktu.
"İpucu aramaliyiz. Baska yolu yok." dedi Leo. Digerleri de onaylar gibi gorunuyorlardi.
Sozu Frank aldi. " Peki nereden baslayacagiz?"
"Bilmiyorun Zhang, ama bence Gaia'nin izini biraktigi bir yerden baslamak en dogrusu."
Percy agzini acti, ama hemen geri kapadi. İyi gorunmuyordu. Aslinda, genele bakinca hepsi berbat haldeydi ama onda baska bir seyler vardi. Annabeth de bunu fark etmis gibiydi.
"Eh," dedi Piper. "Oyleyse zor olmayacak."
Yaklasik otuz saniye suren bir sessizlik oldu.
"Nico'dan haber var mi?" dedi Hazel.
Ah, iste bu da baska bir konuydu. Kamp ve ona saldirmak uzere olan Romalilar. Leo, kafasi patlayacak gibi hissediyordu. Sanki sorunlar teker teker kafasina tikistiriliyordu. Bu kadar dert yetmezmis gibi. Sanki super bir guc Leo'ya bakiyor ve hey, bu cocuk sorunlara alisik! Biraz daha verin! diyordu. Aslinda, dusununce bu imkansiz degildi.
"İris mesajlari gitmiyor." dedi Annabeth. "Umalim da kampa zamaninda yetissinler."
"Peki oyleyse, ben dumendeyim." dedi Leo ve neredeyse kacarak uzaklasti. Biraz yalniz kalmak istiyordu.
*Nico*
"Koc!" diye bagirdi Nico. "Orada misiniz?"
Golge yolculugundan ucu de yorulmustu, ozellikle de Nico. Kanada'da, bir mola yerindeydiler. Ve koc, yarim saattir tuvaletteydi. Nico ve Reyna, kocu bogazlamak konusunda fikir birligine varmis gibiydiler.
Nico, erkekler tuvaletindeki her kapiya teker teker vurarak iceride koctan baska kimse olup olmadigini anlamaya calisti. Hic ses gelmiyordu ki, bu garipti. Orada olmasi gereken kisinin de sesi gelmiyordu.
"Lanet olsun!" dedi Nico biraz da yuksek sesle. Sesi, mavi ve gri fayanslardan yankilanarak ona geri dondu.
Kapiyi carparak disari cikti ve tuvaletin arkasina dolandi. Yan duvarin arkasindan su sesleri geliyordu. Yavasca oraya dogru yurudu.
"Koc!" dedi Nico. Koc bir anda panige kapildi ve elinde ki su hortumunu yere dusurdu, eliyle havada olusan beyaz, minik bulutu bozdu. Bir saniye, o bir İris mesaji miydi?
" Ozur dilerim Koc, sadece artik donmeniz gerektigini dusunduk. İris mesaji gonderdiginizi bilmiyordum." Koc'un neden İris mesaji gondermek istedigini biraz merak etse de, sormadi. O da islerine karisilmasini sevmezdi.
Koc, ona umutsuz bir ifadeyle bakiyordu. "Eger bu İris mesajini gonderebilmis olsaydim, emin ol sopamin tadina bakmistin. Sanslisin ki mesajlar gitmiyor."
Birlikte Reyna'nin yanina donduler. Kiz, yuzunde sabirsiz bir ifadeyle onlara bakiyordu. Athena heykeli ise tum hasmetiyle on metre otesindeydi.
"Nihayet!" dedi. Nico, onun gercekten korkutucu gorundugunu dusundu.
"Hazir miyiz?" dedi Nico. Gucunu fazla olmasa da toplamisti.
Koc ve Reyna baslarini sallamakla yetindiler. Ucu de heykelden sarkan ipleri sirtlarina gecirdi ve birlikte, karanliga daldilar.
Buna alisik olmayanlar icin korkutucu bir deneyimdi. Ama Nico buna fazlasiyla alisikti. Reyna ve Koc ise, eh, artik alismis olmaliydilar.
New York'u hedeflemisti, ama bir anda beklemedigi bir sey oldu. Kontrolunu kaybetti. Yolculuklari olmasi gerekenden daha uzun suruyordu. "Neler oluyor?" diye bagirdi Reyna. Ama Nico buna cevap veremedi.
Kucuk kahramanlar. Bunu asla basaramayacaksiniz.
Gaia'nin sesi, boslugu dolduruyordu.
Hayir, diye dusundu Nico. Buna izin veremem. Son gucunu de kullanarak kontrolu eline aldi.
İki saniye sonra kendilerini Melez Kampi'nin ortasinda, kulubelerin orada buldular. Daha dogrusu kulubenin icinde buldular demek daha dogru olurdu cunku heykel, Apollon kulubesinin yarisini yikmisti ve saskin Apollon melezleri onlara bakiyordu.
Sonrasi ise karanlikti. Bayilmisti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Savaş - Kitap Bir: Abraham Kızı ve Melek ( Percy Jackson fanfiction)
FanficSon bir savaş kalmıştı: Gidenleri geri getirmek, kaybolanları bulmak ve sevdiğini almak için son bir savaş.