HEMEN Mİ!

58 4 1
                                    

"Hemen mi?, şimdi mi?" Dedim Ayşe'ye bakarak.

"Evet. Neden olmasın? Biz hep bunun için hazırlanmadık mı? Hemen gitsek ne olur?"

"Yani... bilmiyorum ama... Zaten bizim bir işimiz var. Burada bir yer kurmuşsun neden Kore'yi gidelim ki?"

" Ama ben herşeyi ayarladım. Evinden tut parasına, uçağına kadar. Yani herşey tamam. Bir tek sizi ikna etmem gerek. Lütfen gidelim lütfen..."

Ah bu kızı hiç kırmak istemiyorum. Ama buradaki hayatı mı da seviyorum. Tabi benim daha büyük hayallerim vardı ama...
şimdiki en büyük hayalim; Ayşe'nin hayalini gerçekleştirmek.
Mutfaktan Melis bağırdı.

"Bence bu bizim boyumuzu aşar..
Biz bu işe hiç girişmeyelim."

Ayşe yanımdan kalkıp odasına girip kapıyı çarptı.

"Melis sen ne yapıyorsun acaba?"

Melis de kapı sesini duyunca gelmişti.

"Bu konuda benim de fikrimin alınması gerekmez mi? Nasıl olsa aynı evde yaşıyoruz." dedi.

Ona da hak vermem gerektiğini düşünüyorum. Ama Ayşe şu an benim için ön planda. Çünkü bu hayali birlikte kurmuştuk. Bir gün büyüyecek ve birlikte Kore'ye gidecektik. Neden Kore? Hala bilmiyoruz ama çekik gözlüler hoşumuza gidiyor. Sanırım ondan.

Tık tık tık

"Ayşe girebilir miyim?"

"Girebilirsin." dedi sesi boğuk çıkmıştı.

Kapıyı aralayıp içeri girdim. Arkadan Melis'e gelmesi için işaret ettim.
Birlikte Ayşe'nin baş ucuna oturduk.

"Ben... Ben özür dilerim. Öyle demek istemezdim." dedi Melis.

Ona dönüp gülümsedim. Sonra Ayşe yastıktan kafasını kaldırıp bize baktı.

"Bak ben de buraya alıştım. Kendi evim gibi benimsedim. Şimdi gidip de..." sonrasında tıkandım.

"Sadede gelcek misiniz?" dedi Ayşe.

"Sadede geliyoruz. Ta...mam.. Tamam gidiyoruz."dedi Melis.

Sonra odadan çıkıp.

"Ben yemeği kuruyorum. Çağırınca gelin tamam mı?"  dedi Melis.

Ya bu kız çok hamarat. Mankenliği  de iyi yapıyor. Ben çeşitli reklam filmlerinde oynadım. Fotoğraf çekimleri falan derken yeni film projeleri için hazırlanıyorum. Ayşe de      
Tiyatro ve fotoğraf çekimleri ile ilgileniyordu. Ama şimdi bu işleri Kore de yürütmek gerekecek. Ayrıca ailemden de ayrılamam. Zaten ailemle çok yakında değiliz ama en azından Ankara'dan İzmir'e çok yok. Yani Kore'ye göre. Yoksa var biraz yol.
Onları aramak da zor olacak onlar uyurken biz ayakta olacağız. Mecburen gece aramak zorunda kalacağım. Ben siyah saçlı, açık tenli,uzun boylu ( çok da değil ), Güzel bir kızım.
Ayşe ; orta boylu, kumral, açık tenli bir kız o da çok güzel.
Melis; Uzun boylu,sarışın, renkli gözlü 
Güzel bir kız ve işine de uyuyor.
Hepimiz 22 yaşındayız. Geçmişte olan başarılarınızın be ödüllerimizden dolayı iyi bir iş çıkardık ve kariyer planlamaları daha da sürecek bizim için. Ben ve arkadaşlarım lise de bir yarışa katılarak ödüller aldık ve ardından teklifler gelmeye başladı. Biz de kabul edince çok da olmasa da ünümüzü yaymaya çalışıyoruz.

"Kızlar...  Gelin hadi yemek hazır." Diye bağırdı Melis.

"Hadi Ayşe aşağıya inelim."

" Tamam" dedi bana otuz iki diş göstererek. Çok mutlu olmuştu. Sonra yemeğe indik Melis yine marifetli göstermiş. Masa yemek doluydu. Aşağı indiğimde Ayşe'yi yanımda göremedim.Sonra hemen sofraya kuruldum. Bugün salata ve kilo aldırmayan bir pilav vardı. ( o nasıl birşey hiç bilmiyorum.) tabağın yanında öyle yazıyordu. Sonra Ayşe geldi ve önüme iki tane çubuk koydu.
Üçümüz de aynısından verdi.

"Ne yani şimdi biz bu çubukları mı yiyeceğiz?"

Melis;
" Hadi canım! Bunlarla yenir mi? "

"Neden olmasın ki? Bence yenir. Onlar yiyorsa biz de yeriz." dedi.

Çubukları elime aldım. Parmaklarıma doladım. Sonra salatadan almaya çalıştım.

"Ama salata da bunla yenmez ki." Dedim.

"Çalışırsan çorbayı bili onunla içersin." dedi Ayşe.

" Bak şimdi abarttın Ayşe. " dedi Melis.

"Ahh olmuyor olmuyor."

Melis ;
"olmuyor olmuyor... Ne yapsam olmuyor. Kaderimde bu da mı vardı olmuyor...."

"HAAAHAHA Hiç gülesim yoktu." dedi Ayşe.
Ben de ona eşlik ettim.

"Bunu Kore'ye gidince öğrensek olmaz mı?" Dedim.

"Olmaz. Çünkü yarın yola çıkıyoruz." dedi.

"NE hemen mi?" Dedim. şaşırmıştım.

"Nasıl ya?  Hemen yarın mı yola çıkıyoruz?"dedi Melis.

"Evet. Ama siz merak etmeyin ben herşeyi ayarladım. Ev de var. Para da var. Tek gereken eşyaları toparlamak. Onu da yarın görevliler gelip toplayacak. İş meselesini de yarın konuşacak ve kariyerinizi orada devam edeceğiz. Kazandığımız parayı da Türk lirasına çevirip ailemize göndereceğiz. Arada sırada buraya ailemizi ziyarete de geliriz. Tamam mı?"

"Artık sana ne diyeyim. Allah iyiliğini versin başka sözüm yok." dedi Melis.

Ben şaşkınlıktan ağzımı bile açamadım. Herşey çok çabuk gelişmişti. Elimdeki çubuğu sıkıca tutarak salatası yedim. Pilava gelince, onu bir türlü ağzıma sokamadım. Salatayı zaten marulunu ayrı, domatesini  ayrı ayrı yedim. Bu da onu çok lezzetsiz kıldı. Sonra nedenini bilmediğim bir gülümseme oluştu yüzümde. Sanırım heyecanlandım.
          
         
                   YEMEKTEN SONRA

"İyi geceler kızlar." Dedim ve odama çıktım.

"İyi geceler" dedi Ayşe.

"İyi geceler. Aman dikkat et Ayşe uyurken heyecandan ölme."dedi Melis.

Hepimiz gülüp odalarımıza geçtik. Bu evi seviyorum. Bu kadar şeyi ortaokulda biriktirdiğimiz parayla yaptık çünkü. Ankara 'da dil öğrenme kurslarına gittik. Hepimiz Korece öğrenmek için dört yılımızı verdik. Zor olmasa da alıştırmak için bayağı eğitim aldık. Ben ayrıyken ingilizce ve Fransızca da biliyorum. Melis pek takmasa da o da sonunda Korece'yi öğrendi.
Hepimizin tek eksiği o çubukları kullanmak şimdi ona çalışıyoruz.

"Umarım yarın iyi bir gün olur." Dedim kendi kendime.

Heyecandan karnım ağrıdı da sonunda uyumayı başardım.

       
                AYŞE'NİN AĞZINDAN
Çok heyecanlıyım. Sonunda hayallerimi gerçekleştiriyorum. Ve bunu sevdiklerimle yapıyorum. Çok mutluyum. İstemeden de olsa sessizce güldüm.

"Umarım hayallerim sorunsuz gerçekleşir ve sonsuza dek mutlu olurum."  Dedim.
Ve tatlı bir uykuya daldım.

   
              MELİS'İN AĞZINDAN

Arkadaşlarımın mutlu olmasına çok seviniyorum. Yanlız Kore'ye gitmek konusunda kararsızım. Pek de verimli olacağını sanmıyorum. Alıştığım düzenden çıkmak istemediğim için Ayşe'ye karşı çıktım.

"Ama umarım en hayırlısı olur. Ve arkadaşlarım mutlu olur." Dedim ve endişeli ama bir o kadar da heyecanlı bir şekilde uykuya daldım.

Umarım severek okursunuz.
Yorum ve beğenililerinizi bekliyorum. Lee min Ho ve Min hyun hayranlarına selamlar,sevgiler.

KORE Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin