"Günaydın" Dedim. Kendi kendime.
"Yeni ve zorlu bir güne günaydın"
Yataktan kalkıp üzerime
yarım buliz, altıma yırtık pantolon geçirdim.
Saçlarımı düzeltip, elimi yüzümü yıkadım. Sonra aşağıya indim. Kızlara teker teker baktım hepsi de uyuyordu dün çok yorulmuş olmalılar. Onları uyandırmadan mutfağa geçtim. Ellerimi esneterek dolapları karıştırdım. Çok becerikli olduğumu söyleyemem. Kesme tahtasına yıkanmış domatesleri koyup teker teker kesmeye başladım....
Birincisi bitti. Sonunda.
İkincisini de elimi kesmeden bitirdiğime göre çok şanslıyım. Sonra yıkanmış salatalıkları alıp tahtanın üzerine koydum ve salatalığı kestim.
"Ahh zeki ben. Neden kabuğunu soyadım ki ben? Melis nefret eder. Zaten çoğu kişi yemez."
Sonra kestiğim yaklaşık on iki parçayı teker teker kabuklarını kestim. Çok uğraştırdı. Sonunda bitti.
Şimdi yumurtada. kızlar yumurtayı haşlanmış severler. Ben de üç yumurtayı üzerlerine kapanacak şekilde bir cezve gibi kaba koydum. Bir dört dakika kaynatmak yeterdi sanırım. O kaynarken ben masayı kurdum. Ve üzerini donattım. Telefonumdan gelen bildirimlere bakarken bir fokırdama sesi duydum ve mutfağa koştum.
"YUMIRTAM O BENİM YUMIRTAM" diyerek
Tüpün altını kapattım. Yumurta kaynamakta beter olmuştu.
"Al işte yine yapamadım şu yumurta kaynatma işini. Beceriksiz Selina." kendi kendime konuşurken şaftı kaymış yumurtalara bakıyordum hepsi çatlamış bir vaziyette bana resmen küfür ediyorlardı.
-Beceriksiz Selina.
-Yaktın bizi yaktın.
-Benim bir kariyer hayatım vardı. Onu da elimden aldın. Vıccığımı da çıkardın. Sana çok THANK YOU VERY VERY MUÇ.
"MUÇ mu?"
-Yumurta ingilizcesi.
Kafama vurarak
"Yumurta ile konuşuyorum." Dedim ve yenisini koydum ocağa bu sefer gözümü bile kırpmadan yumurtalara ve suya baktım. Kaynadıktan sonra yumurta kapılarına koydum. İşte sonunda sofra hazırdı. Kızların odasına koştum. Önce Ayşe'nin odasına girip yatağın üzerine atladım. Yazık kız irkilp siper aldı.
"Dur dur benim. Yavaş gel."
"Allah seni. Atlayacaktım üzerine."
"hıhıhıhııı... Herneyse boşver de gel kahvaltı yapalım."
"Tamam hadi yapalım." dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu.
"Melisi de uyandıralım"
"Tamam"
İkimiz de Melis'in odasına gittik... Cumbalama atladık yatağa
"Ne yapıyorsunuz ya!"
"Melis uyannnnnn!" dedi Ayşe.
............
" Nasıl güzel olmuş mu? "
" Yumurtalara sorun yaşadım da. İkinci kez denemede yaptım ama sakar ben yere düşürüp çatlattım. "
"Olsun düşünmen bile yeter." dedi Ayşe.
"Aynen" diyerek ona katıldı Melis.
"Canım dostlarım. Hepsi sizin için." Dedim.
"Sizi seviyorum. Canım dostlarım." dedi Ayşe.
Sarıldık.
................
"Ellerine sağlık. Hayatımda yediğim en güzel kahvaltıydı." dedi Ayşe.
"Aynen. benimkiler kadar olmasada." dedi Melis.
