Kuran-ı Kerim

345 23 5
                                    

Ilk Önce Arkadaşlar Ilk Emri "Oku" Olan Bir Dinde Acaba Sormazlarmı "Okudunmu"Ne Diyeceksin Müslüman Kuran Size Doğru Yolu Gösterendir Kendine Bir Sor Kaç Kere Okudun.Yazıklar Olsun Okumadın Değilmi Noldu Allahını Dinini Seviyordun Sen Sevmiyorsun Kendini Kandırıyorsun "Bir Musluman Eger Namaz Kılmazsa Vallahide Billahide Allahın Ustune Yemin Ederim Ki %99 Cehennimlik %1 Allahın Rahmetine Kalır Buna Allah Şaittir" Kuran Ise Okumayan Ancak Kendini Kandırır Dinimi Seviyorum Diye..Yazık Yazık Insanoğlu Kadar Kötü Bir Şey Yoktur Hayvanlar Bile Söz Dinler Insanlar Hayvandan Bile Aşağılıltır...

Allah'ın son indirdiği kitaptır. Hz. Muhammed'i bize Kuranı Kerimi anlatmak için göndermiştir.Allah kuranı kerimde tüm insanlara seslenmiştir.Herkes yapması gerekeni nasıl davranmasını Kuranı kerimden öğrenirler.

Kuranı Kerim ile ilgili ayetler :

"İşte bu Kur'an muazzam bir kitabdır. Onu biz indirdik. Çok mübarektir. (Fayda ve bereketi çoktur). Artık buna uyun, emirlerine bağlanın ve Allah'tan korkun. Tâ ki merhamet olunasınız." (En'âm, 6/155).

"Onlar, hâlâ Kur'an'ın Allah kelâmı olduğunu ve mânasını düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından olsaydı, muhakkak ki içinde birbirini tutmayan birçok söz ve ifadeler bulurlardı." (Nisâ, 4/82).

"Bu Kur'an, akıl sâhiplerinin, âyetlerini iyice düşünüp anlamaları ve ders almaları için, sana indirdiğimiz saadet kaynağı bir kitabtır." (Sâd, 38/29).

SURE İSRA AYET 9 “HABERİNİZ OLSUN Kİ BU KUR’AN İNSANLARI EN DOĞRU YOLA İLETİR.”

  

   Sırat-ı müstakime (doğru yola) ulaşmak mı istiyoruz? Kur’an-ı kendimize mürşit edinip onun hak ve hakikatine mazhar olabilmek mi istiyoruz? Bunun için ne yapmamız gerektiğini yine Kur’an bize bildirmektedir. Yeter ki biz onu okuyup anlamak ve idrak etmek isteyelim. Şöyle ki;

SURE İBRAHİM AYET 4 “ BİZ HANGİ KAVME PEYGAMBER GÖNDERDİYSEK, O KAVMİN İÇİNDEN VE O KAVMİN LİSANI İLE KONUŞAN BİR PEYGAMBER GÖNDERDİK.TAKİ ONLARA ONLARIN ANLADIĞI LİSANLA ANLATSIN, ONLARDA ANLAMIŞ OLSUNLAR.”

SURE YUSUF AYET 2 “ BİZ ONU ANLAYASINIZ DİYE ARAPÇA BİR KUR’AN OLARAK İNDİRDİK.”

SURE FUSSİLET AYET 44 “ BİZ BU KUR’AN-I YABANCI DİLLE ORTAYA KOYSAYDIK. DİYECEKLERDİ Kİ “ AYETLERİ DETAYLI ŞEKİLDE AÇIKLANMALI DEĞİLMİYDİ. ARAP’A YABANCI DİLDEN SÖYLENİRMİ?” DERLERDİ.”

SURE DUHÂN AYET 58 “BİZ KOLAYCA ANLAYIP ÖĞÜT ALSINLAR DİYE, KUR’AN-I SENİN DİLİNDE GÖNDERDİK.”

SURE SÂD AYET 29 “SANA BU MUBAREK KİTAB’I AYETLERİNİ DÜŞÜNSÜNLER VE AKLI OLANLAR ÖĞÜT ALSINLAR DİYE İNDİRDİK.”

  

   Kur’an-ı Kerimin ilk ayeti OKU dur. Okumak bilgi için ve anlatılanların anlaşılması içindir. İnsanların yaratılması da ,Yaratıcının bilinmesi içindir.

   Bundan başka Allah’ın kimsenin hiçbir şeyine ihtiyacı yoktur. Bütün beyan, bildiri, uyarı, öğütler, insanın insan olması için, yol, yön gösterme kabilindedir. Yoksa Allah’ı bütün insanlar inkar etse, onun mülküne, varlığına bir noksanlık gelmez. Yine bütün insanlar ikrar etmiş olsalar, onun varlık, birlik ve mülküne zerre miktarı bir şey katmış olmazlar. İnsanın kulluk adına yaptıkları kendi hayrına, inkarı, küfrü, şirki, cehaleti de kendi zararınadır. Yani bütün teklifler insanın yararınadır.

   Allah’ın insanları yaratmasındaki kastı, Ona arif olunması, tevhit edilmesidir. İnsandan gayrı tüm varlıklar kulluklarını tam olarak yaparlar. Onların bu kullukları da insanın yararınadır. İnsan denilen bu alemin sultanı ilim ve marifeti derecesinde de onlardan yararlanırlar. Bütün bu nimetlere karşılık insandan da istenen, yaratıcıya kulluk olan, onu tanımak, arif olmak, tevhit etmektir.

Kur’an irfaniyet ve kamil bir bilgiye dayanarak yorumlanırsa, onun beyanları anlaşılır, ondan faydalanılır. Kur’an okumanın sevabı, onu anlayarak okumaktır. Okuduğunu da anlamak için, tefekkürle şuhut etmek gerekmektir. Bunun için Kur’an ve hadislerde tefekkür en makbul ibadet olarak beyan edildi.

   Kur’an bir vaaz, öğüt, beyan,bildiri, uyarı ve insanı insanlığa yönlendiren ilâhi bir kelâmdır. Kıssalar ve misallerle anlamamız kolaylaştırılır. Ama misal ve kıssada kalmayıp, onların işaret ettiği gerçeği idrak etmeye çalışmak gerekir ki bize bildirmek istediği gerçeği anlamış olalım. Bunun için Kur’an da akıl sahipleri için,düşünenler için, kalp sahipleri için bunda öğüt ve nasihat vardır. Akıl sahipleri düşünür ve Kur’an nın vaaz nasihat ve öğütlerinden faydalanırlar. Kur’an da ki hikmet ve ibretler, ancak tevhid ilmine, tasavvufa dayanan bir irfaniyetle okunur incelenirse kişi ondan faydalanır. Kalp sahibi olmak,okuduğunu düşünmek, misal ve kıssalarda kalmayıp hakikatini araştırıp sorarak öğrenip, her an daha iyi bir bilgi ve anlayışa geçmek demektir. Yani zandan gerçeğe, cehaletten irfaniyete, taklitten, tahkike, gaflet ve delaletten, hidayete doğru yücelmedir. Kalp sahibi müminde şüphe olmaz. O her yaptığını bilerek yapar ve yaptıklarının kabul olduğunu da bilir. Dünyada irfaniyet cennetine giren, ahirette de cennettedir.Cehaletle, delaletle bilgiden kör kalan için Kur’an ifadesiyle “DÜNYADA ÂMÂ OLAN AHİRETTEDE ÂMÂDIR.” Cennet ancak Kur’an-ı bilerek,anlayarak okuyan ve gereğini yapan kimseler içindir.

   Kur’an-ı anlamak maksadı ile okumak gerekir. Sevap da işte budur. Kur’an bu gerçeklerin bilinmesi için nazil oldu. Kur’an-ı kendi lisanıyla okuyup tefekkür eden, görecektir ki, Kur’an alemlere rahmet için nazil olmuştur.

İSLAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin