1.Bölüm"Ben attım"

93 9 10
                                    

Helin;

"09:10"

Off... Niye böyle bir sesi alarmım yaptım ki? Neyse ki kendimi sorgulamayı bırakalı çok olmuştu.

Böyle düşünürken bile zaman kaybettiğimi fark edip tekrardan uyumak için kafamı yastığa koydum.

Aklıma gelen şeyle hızlıca kafamı kaldırdım.

Bugün kızlarla sinemaya gideceğimiz gündü. Ah lanet olsun... Nasıl aklımdan çıktı? Hemen saate baktım. Saatin daha dokuz olduğunu görünce yavaş bir biçimde nefesimi bıraktım.

Her zamanki rutüelim olan sabah kalkar kalmaz telefona bakma programımı gerçekleştirme saati olduğunu görünce uykum biraz daha açıldı. Telefonu elime alıp interneti açmamla birlikte bildirimler gelmeye başladı. Rasgele birkaç bildirime girip fan sayfalarının attığı resimleri beğendim. Onları çok seviyordum ve onlar sayesinde kendimi hiç yanlız hissetmiyordum. Biraz daha fan sayfalarında dolaşıp instasnap atmaya karar verdim.

Kamerayı başlatıp,
"Sabah, sabah attığınız fotoğraflara baktım ve bilin bakalım kimin sevgisi kabardı. Ay bu videoyu istediğim uzunlukta çekemiyorum. Sürem yetmiyecek ama sizi çok seviyorum" diyip öpücük attım.

Sevgimi birtanecik ailemle paylaştığım için yatakta sevinç dansımı yaptım. Sevgimi ailemle paylaştığıma göre şimdi şu hiç istemediğim ama zorla götürüleceğim sinemaya hazırlanabilirim. Oflayıp uyuşuk bir biçimde kalktım ve telefonu tekrar elime alıp Gökçeyi aradım.

Telefonu açar açmaz yüksek sesle konuşan arkadaşımla kendi kendime sırıttım. "Günaydııın."

"Kızım sabah sabah bu enerjiyi neye borçlusun?"

Gökçenin sesindeki neşe anlık bir düşüş yaşarken ben sırıtıyordum. "Kes konuşmayı da bana sinemayı unutmak gibi bir hata yapmadığını söyle. Bak kızım şimdi bir konuşmaya başlarım kulakların patlayana kadar sus-"

Daha fazla katlanamadığımı farkedip sözünü kestim. "Unuttuğum falan yok Gökçe. Şimdiden başladın taramalı tüfek gibi..."

Telefonun ucundan ofladı. "Tamam, tamam. Kızma hemen, geliyorsun değil mi?"

Sol elimi alnıma koyup acı gerçekle derin bir nefes aldım. "Geliyorum da... Saat kaçtaydı?"

"Onu yirmi geçe kankacığım."

Odanın içinde turlarken aynı zamanda gözümle süzüyordum. "Tamam canım. Hazırlanıp çıkıyorum, AVM'de buluşuruz."

"Tamam birtanem görüşürüz."

Telefonu kapatıktan sonra giyinme odasına geçip dolabın kapağını açtım. İçinden siyah omzu açık bluzum ve mavi yırtık kotumu aldım. Ardından ayakkabı dolabından da siyah converselerimi aldıktan sonra aynanın karşısına geçip nemlendiricimi sürdüm.

Ve tatatataam. Lanet olsun ya... Niye bu kadar mükemmelim? Ben kızsam, diğerleri ne?

Aynaya seksili bakışlarımdan attıktan sonra öpücük attım. Aynayla olan bakışmamızı kestikten sonra çıkmaya hazırdım.

Kapıyı kulbunu açmamla beraber Gökçenin mesaj bildirimi geldi.

Kimden:Gökçembesilinden
Nerdesin Helin???!!!

Sabır sabır....

Kime:Gökçembesili
Kızım bir tarafların mı yırtılıyor anlamıyorum ki çıkıyorum işte arabama binicem...

Allah'ım sen bunları bana sırayla mı veriyorsun anlamıyorum ki....

Arabama binip kapımı kapattım bir 15 dk sonra da alışveriş merkezinin önündeydim kızlar kapıda bekliyordu. Arabayı parkedip Gökçey'le Eda'ya sarıldım.. sonra Edaya dönüp Gökçeyi gösterek

"Kızım bunun kapatma düğmesi felan yok mu sustursak arada. Dokuzdan beri uykumu taciz ediyorda kendisi"

Diye söylendim Eda ufak bir kahkaha atıp

"Kanka vallaha ben dedim rahatsız etme diye kızı ama biliyorsun bu manyağı durdurmak mümkün mü "

Diyince bizim embesil dayanamayıp araya girdi

"hey bende burdayım yaa"

Embesil felan ama seviyorum işte ne yapçan

"Gel buraya embesilim benim "

diyip sarıldım kollarımın arasında boğulcak ve kurtulcaktık ama birden

"hihh! Kızım geçikcez siz hala durmuş beni burda lafa tutuyorsunuz"

diye söylenmeye başladı. Sonrada ellerimizden tutup bizi içeri çekiştirdi. Alışveriş merkezine girince birkaç gözün üstümüzde olduğunu anladım. Sanırım beni tanımışlardı 3 tane 15 li yaşlarında kız grubuna bakıp hafifçe tebessüm ettim. Sonra gözümlede belli belirsiz bir selam verip yürümeye devam ettim. Eda

"Yahu her yerdeler resmen diye"

hayıflanmaya başlıyınca
"sus be kıskanmayın onlar benim ailem bir kerem"

deyip kafasına geçirdim..
Biraz daha yürüdükten sonra sinema katına çoktan varmıştık. Şimdi sanırım burda hangi filme bilet aldığımızı söylemem gerekiyor ama sanırım o sırada pek bizimkileri dinlemiyordum o yüzden napıyoruzzz ben söylemiş sizde filmin ne olduğunu bilmiş gibi yapıyorsunuz..
***
Sinema salonuna geçtiğimizde arkadaki yanyana boş olan üç koltuğa oturduk. Çok geçmeden film başladı zaten. İlk 30 saniye filme şans verdim hakkımı yemeyin ama bir b*k olmuyacağını anladım veee bilin bakalım ne yaptım tabikide etraftaki insan gmrünümlü yaratıklara bakıp kendi içimden canım kendimle beraber dedikodu yapmaya başladım. Ahh bilyorum olağanüstü bir varlığın. ***
Mısır kovası kucağımda gökçe ve eda ise ellerinin birbirine çarpmasıyla romantik bir an yaşayacaklarına birbirlerine saniyelik pis bakışlar atıyorlardı. Bense artık dedikodudan sıkılmıştum artık-bir dakka bir dakka orda iki sevgili öpüşüyor mu bana mı öyle geliyor. Siz iki damacana kafalı at benim sap olarak bulunduğum sinemada öpüşüyorsunuz ha. Ben Helin bunu yanlarına bırakır mıyım? Tabikide bırakmam.. Şimdi sorcaksınız ne yaptın diye söyliyim. Patlamış mısır kovasından iki mısır aldım niye mi iki mısır tabikide birini yemek için.. sonra elimde kalan mısırı ise kafalarına atmak için elimi kaldırdım ,nişan aldım veee hassiktirr... kim söyledi size iyi bir nişancı olduğumu size.

Kafasına isabet eden mısırla dedikodusunu henüz yapmadığım tahminimce erkek olan kör tahlihlimiz arkasını dönüp mısırın geldiği taraflara bakmaya başladı. Amaannnn neyse zaten karanlık göremez ben atış denemelerine devam ediyim.. Bir dakka ışıklar niye yandı.. siktir.. koca bir SİKTİR. Hay ben şansıma tüküriyim. Ben sıkıntıdan ölüp kafamda seyircilerin arasında koyun atlatırken değil de niye şimdi sinema ha bana mı garezin var senin...

Bir yanlış atış kurbanı olan çocuk arkasını döndü sonra sert ve birnevi boğayı andıran bakışlarıyla gür sesle konuşmaya başladı

" Hangi gerizekalı beyin yoksunu attı lan bunu "

aramızda bir iki sıra olduğundan üstüne alıncak fazla kişiler yoktu

" Çoluk çocukla mı uğraşmaya geliyorum ben bu saçna sapan yere. Daha yaptığı gerizekalılığı bile korkusundan söyleyemiyen saçma bücürkerle uğraşmak için mi geliyorum bu siktiğimin sinamasına ben."

Kızlar etrafına bakınırken bende çocuğun yüzüne iğrenerek bakıyordum çocuktaki ukalalığa bak be sen kimsin ne var yani iyi bir atışçı değilsem senden mi korcam ben. Ukala!!

"Ben yaptım var mı ?"


Hepinize merhaba hepiniz diyorum henüz tahminen birkaç kişisiniz :) birilerinin aşırı baskı ve isteği üzerine 1. Bölümü tamamlamış bulunmaktayım ve umarım beğenmişsinizdir (birileri dediğime bakmayın kendisi tek kişi ama sağolsun 100 kişi niteliğinde) neyse bu kısmı çok uzatmak istemiyorum çünkü bende okumuyorum bu kısımları hatta hala dayandıysanız size benden koca bir helal olsun nsnsje

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 03, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FENOMENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin