cumartesi iyi bi uyku çektim
kalktığımda telefonda 3 tane mesaj vardı.
"ben uyuyamadım."
"seninle konuşmamız lazım."
"karayara?"
ben uyumuşum amk sabaha karşı sızmışım,
kız da benim sızmamı beklemiş sanki
mesaj attım
"melis uyumuştum özür dilerim"
heme cevap geldi.
"önemli değil, konuşalım mı?"
ben de "tabi, buyur konuşalım canım" dedim.
artık ben de samimiyet ilerlesin diye araya canım koyuyodum aklımca.
"ama burdan olmaz mavera kafe ye gel 2 gibi orda olcam" dedi.
ben de hiç bozuntuya vermeden
"tamam" dedim.
sonra ademe mesaj çektim.
"mavera kafe nerede amk"
"hoşgeldin" dedi.
"ilk defa dışarda buluşuyoruz seninle" diyip gülümsedi.
ben de "ya evet" dedim
o anda nerden aklıma estiyse garsona bakar mısın dedim
ben de bi kahve alabilir miyim?
neyse benim kahve de geldi
melis konuşmaya başladı beni neden çağırdığı belli olmuştu.
"mamiyi tanıyor musun"
hiç lafı uzatmadım "evet konuştuk " dedim.
"biliyorum, benle de konuştu" dedi.
sonra karşımdan masaya eğildi ben de eğildim.
"derdin ne senin oğlum seviyor musun beni" dedi.
kahveyi yarısına kadar içtim, neskafede sevmezdim ama gitti o anda.
"evet" dedim.
"seviyorum bunun için mi çağırdın beni
seviyorum hem de ilk günden beri" dedim.
birden bire dökülmüştüm, kendi kendime lan karayara gazı aldın durma dedim.
"hatta hikmeti de senin için haşat ettim yanına oturmuş kalkmıyordu" dedim
güldü.
"aptalsın ya" dedi sevimli bir şekilde.
"bak" dedi. "ben pek hayırlı biri değilim. o mami seni öldürür,
bak mecaz değil bu gerçekten öldürür o manyak seni. bırak benim peşimi
iyi çocuksun, hoşsun, ama bana umut bağlama"
bana koydu bu konuşma.
melis de çantasını aldı.
sanki bi orospuyu sikip kalkmış gibi
kalktı masadan.
sik gibi kaldım.
maveradan melis çıktı adem girdi
ne oldu lan dedi
anlamadım ki amına koyim dedim durumu anlattım.
adem garsona seslendi
bi elmalı yapsana şuraya.
oturduk akşama kadar nargile içtik