-6-

188 25 6
                                    

Son zamanlarda kendimi olduğumdan daha farklı hissetmeye başlamıştım.. Kim bilir? Belki şu ara kimseyi öldürmediğimdendir.. Belkide .. Kerem yüzündendir? Ona olan hislerim.. Ah! Kendine gel Ceren! B-Ben bu değilim! Gerçekten.. bana birşeyler oluyor. Geçen akşamki laflarımdan sonra Keremin bana olan tavrı değişir sanmıştım. Ama tam aksine dahada iyi davranmaya başlamıştı. Bu durum çok saçma! Ben güçlü biriyim ve hislerime yenilecek kadar zavallı bir kişiliğe sahipte değilim! Arabanın bozulmuş olma ihtimalini göz önünde bulundurarak söze başladım.

''Hey! Burakmıydı adın? Herneysen! Neden hala burdayız? Bir kaç gün daha kalırsak (!) Efendiyi biraz zor bulursun sen'' Sert bir ifadeyle dikiz aynasından yüzüme baktı.

''Konuşmayı keste yardım et Fare''

Homurdanarak ''Bana birdaha fare dersen..''  Diye mırıldandım. Aldırmadan kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Arka kaputu açıp birşeyler kontrol edercesine bakındı. Üstü başı yağ içindeydi ve havanın kasveti insanı yorucak cinstendi. Ellerimdeki kelepçeler bileklerimde derin yaralar oluşturmaya başlıyordu.Bu yüzden Keremi bulmaya karar verdim. Kapıyı sertçe açıp arabadan dışarı çıktım. Tahmin ettiğim gibi kayalıkların orda oturuyordu. Ayaklarımı tozlu yollara sürterek yanına geldim. Ayak seslerimi duyduğunda irkildi ve bana baktı.

''Şey.. Sanırım bileklerim kesilmeye başladı. Kelepçeyi çıkartablirmisin'' 

Yüzüme bakmış birşeyler düşünüyor gibiydi.

''Kerem?'' 

''Ah pardon. Kelepçelerinimi açıyım?'' Kafamı olumlu anlamda salladım. Şüpheli bir gözle bana bakıyordu. Kafamı çevirdim ve ani bir hareketle ona yaklaştım. 

''Sence kaçıcak olsam bunu önceden yapmazmıydım?'' Şüpheli bakışlarını tekrar yöneltti ama ikna olmuşa benziyordu. 

''Peki! Gel bakalım'' Hızlı adımlarla yanında bittim. Ellerimi ona doğru uzattım ve açmasını bekledim. Ellerini ellerime dokundurduğu an ikimizde irkildik. Yüzü kıpkırmızı kesilmişti.

''İyimisin?'' Sırıtarak suradına baktım. 

''E-E-EVET! Sadece alerjim var''

''Neye?''

''Şeye.. ıı şey  neydi o ya.. Boşver. sen elini ver'' Sırıtarak elimi uzattım. İlk defa birisiyle bukadar samimi konuşabilmiştim.. Hernekadar Kurbanım olsada. Kelepçenin kilidini açtıktan sonra yanına oturmam için kenara kaydı.

''Eminmisin?. Yani oturmamı istediğine?''

''Tekrar beni öldürmeyeceksen kesinlikle evet''

Yavaşça yanına geçip yerleştim. Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi hissediyordum. Göklere doğru uzanan ağaçlar, durmadan öten kuşlar hiç benim tarzım olmasada burda huzur bulmuştum sanki.

''Nasıl bir his?''  Şaşırmıştım.

''Ney nasıl bir his?''

''Öldürmek.. Yani tabi söylemek istemezsen farketmez''

''Şöyle anlatıyım. Küçükken aileme olan nefretim sonucu doğan hırslarımı böyle hafifletebiliyorum. Yani insan bir süre sonra duygularını ve hislerini kaybediyor'' Kafasını salladı. 

''Yani kimseye karşı birşey hissetmiyormusun?'' Sırıttım

''Ne gibi?'' Telaşlanmış bir halde cevap verdi

''Yanlış anlama.. sevgi, nefret bakımından'' Gözlerinin içine bakarak tekrar sırıttım. 

''Bilmem'' Arkadan o şeytanımsı ses tekrar yükseldi. Evet tabiki Buraktı..

''Öhöm! Kerem gelsene bi abicim'' Kerem arkasına baktı ve yerinden tavşan gibi fırlayarak uzaklaştı. Ben kafama koydum! O adamı birgün öldürücem ve bu yakın zamanda olucak. Yaklaşık bir yarım saatin sonunda Kerem tekrar yanıma geldi.

''Araba hazır! Gidiyoruz'' arkamı döndüm ve kayadan yavaşça indim. Yaram hala çok acıyordu ve dayanılacak gibi değildi. Daha rahat yürümem için bana elini uzattı. Tabiki geri çeviremezdim. Ağır adımlarla arabaya doğru ilerledik. Geldiğimizde Burak homurdanmaya başlamıştı bile. Kerem beni arabaya bindirdi ve ardından yanıma oturdu. Sıra oğuzu bulmaktaydı. Kendimden utanıyordum.Beni bugüne kadar büğüten birine ihanet edeceğim için. Ama bit yandanda Kerem vardı. Ne yapacağımı bilmiyordum.. Bilemiyordum

Resim: Burak

Soğukkan☂Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin