Bu ıssız sokaktaki kızın çığlığı sessizliği bozdu, yanıma bakmamla yerde yığılmış kanlar içindeki erkek bedenine kaydı gözlerim, kızın gözleri ağlamaktan şişmiş adeta ateş saçıyordu.
Gitmekle gitmemek arasında kalsamda vicdanıma yenik düşüp koşarak yerdeki bedenin yanına gittim, kız zaten çoktan burdan koşarak uzaklaşmıştı.
Çocuğun kafasını dizlerime koydum, yarı baygın çocuğu inceledim, oysa yüz hatları nekadar güzeldi.
Neren yaralı diye çocuğa bir soru yönelttim, ama yüzüme bakakalıp sen melekmisin diye bir soru yöneltti, bu cevaba nekadar şaşırsamda, hayır diyebildim.
Bi süre sonra yavaş yavaş kalkmaya başlayan çocugun koluna girip evime kadar zar zor taşıdım.
Hırsız olabilirdi, katil olabilirdi ama ben gelmiş tanımadığım bir çocuğu sırf vicdan yüzünden evime getirmiştim.
Sabaha kadar çocuğa pasuman yapmakla uraştığım için uyuyamamıştım bile.
Saat 3 falan olmalıydı ama saate baktığımda daha saatin 2 olduğunu gördüm biraz gözlerimi dinlendirmek isdedim, gözlerimi açtığımda saat 08.30 du yerimden sıçramamla, çocuğun karnına kafamı koyduğumu farkettim.
Öylece bana bakıyodu çünkü yüzüm ona çevrikti, burası neresi ve sen kimsin diye çattı kaşlarını.
Kim olduğumun bir önemi yok beyefendi, eger size yardım etmek suçsa kapı orda diye kapıyı gösterdim.
Güldü hatta muhteşem güldü ama sahte bi gülüştü bence öyle pek içten olduğunuda sanmıyorum. Ne gülüyosun diye çıkıştım ona, yanımdaki kız nerde diye sorunca, gözlerimi ona dikip " şu seni bırakıp kaçanmı " diyip gülümsedim.
Bişey demeden kalkmaya çalıştı ama yaraları ve morlukları yüzünden pek kolay olacağını sanmıyodum, biraz sızlansada zar zor doğruldu koltukta ve saol diye agzının içinden konuştu.
Adın ne dediğimdeyse bişey demeden yürüyüp kapıyı çarpıp çıktı.
Okula yarım saat geç kalmıştım resmen hemen hazırlandım en azından ikinci dersin yarısına girebilirdim.
Hemen saçlarımı yapıp hafif makyaj yaptım kıyafetlerimi giyip tamam olduğuma aynadan bakıp emin olunca, çantamı alıp kendimi dışarı attım.
15 dakka sonra okuldaydım resmen koşmaktan nefes nefese kalmıştım ikinci dönemin başı olduğu için zorla alınmıştım bu kıytırık okula. İlk günümdü sonuçta pek dost canlısı olmadığım için bana bakanların suratına bakmadan okula girdim, kapıdaki görevliye sınıfımı sordum 12 E ikinci katta diye merdivenleri gösterdi, hızla çıkıp sınıfların üzerindeki yazılara bakarak koridorun sonunda olan sınıfımı buldum.
Gözler üzerime çevrildi sınıfa girer girmez, tahminen 40 yaşlarında olan bir bayan hoca , sen kimsin diye bana bir soru yöneltti, "ben talia okula yeni geldim" diyip şirince sırıttım, hocada bana gülümseyip en arkada oturan çocuğun yanına oturmam için orası diyip eliyle işaret etti.
Tekrar soğuk tavrımı takınıp en arkada oturan çocuğun yanına oturdum, bana göz ucuyla bir bakıp hayvan gibi yayıldığı sırada hiç istifini bozmadı, duvar kenarına geçmem için bacaklarını çekti cam kenarına oturdum tekrar bacaklarını ayırıp, hayvan gibi yayıldığında istemsiz duvarla bitiştim, ah ne güzel resmen adam beni umursamıyodu.
Hocanın yoklama almasıyla adının kayra olduğunu öğrendiğim çocuğu incelemeye başladım, çok hoş bir yüzü vardı, sert görünümlüydü boynunda ve kollarında dövmeler vardı, kaslı kollarından belliydi bir sporla ilgilendiği.
Yeşil, ormanı andıran gözleri vardı, çenesindeki ve yanaklarındaki gamzeler ona çok hoş bir hava katmıştı.
Neyse bu günde böyle geçti kayrayla tek kelime bile etmedik eve vardığımda masanın üzerindeki cüzdana ilişti gözlerim, içini açmamam gerektiğini biliyorum ama merakıma yenik düşüp elime cüzdanı aldım, cüzdanı almamla kapının çalması bir oldu hemen cüzdanı acelacele yerleştirip kapıya koştum.
Açtığımda karşımda, o iri bedeniyle kahverengi gözlerini üzerime dikmiş bir sabahki hödük herifi gördüm, ne arıyosun sen burda diye çıkıştım.
Cüzdanımı alıcam diyip içeri daldı, ne yapiyosun sen be diye çemkirdim, girdi içeri ve kanepelerin üzerini dağıtmaya başladı masada ya diye cırladım, gözlerini üzerime dikti üzerime doğru gelmeye başladı, beni kolumdan tutup koltuğun üzerine attı nolduğumu şaşırmış halde algılamaya çalışırken masadan cüzdanını aldı, beni kolumdan kaldırıp dik durmamı sağladı, bak çok oluyosun gerçekten bida karşıma çıkma, çıkarsan sana acımam diye sepsert bir bakış atıp gitti. Nekadar istemesemde uyumayı, uykuya teslim ettim kendimi.
Bugün cumartesiydi o yüzden hemen üzerime bişeyler alıp kapının önüne çıktım, hava çok güzeldi hem gezip hemde iş arayabilirdim, hemen içeri girip üzerimi deiştirdim, hazır olduğumda anahtarlarımı alıp dışarı çıktım.
Mağzaların, otellerin, kafelerin illanlarına baka baka tam 10 yer gezmiştim ama hiçbiri işe almamıştı.
Çok yorulmuştum son olarak karşımda duran kafeye girdim ve müdürle görüştüm parttime bir iş aradıgımı duyunca kabul etti nekadar tatlı bir adamdı 30 yaşlarında falandı galiba, yarın işe başlayacagımı söyledi ve kıyafetlerimi alıp dinlenmemi de eklediğinde odadan çıkıp kıyafetleri ordaki yaşlı teyzeden isteyip evime koyuldum.
Hiç bilmediğim bir sokakta ilerliyordum yine, omzumdan tautulup duvara çekilmemle, sırtımla buluşan soğuk duvarı hissettim.
Karşıma baktığımda gördüğüm kişiyle şaşkınlıtan ömek üzereydim..
Arkadaşlar istek üzerine yazmaya devam edicem, kurgumun çok güzel olduğunu düşünüyorum umarım beğenirsiniz sizi seviyorum ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ SOKAK
Teen FictionBu kızda kimdi koskoca yenilmez kafes dövüşçüsünü kalbinden nasıl vurabildi oysa macit azraildi alemde herkez ona azrail derdi kaç kişiyi öldürmüştü sahi, nasıl bu koskoca herif küçük bir kıza yenildi .