Sana ile Jisoo kalkıp aşağı inerler. Jin ise nöbete kalmıştır. Aşağı indiklerinde evin darma dağınık olduğunu görürler. Eve hırsız girdiğini anlarlar ve korkup hastaneye Jin in yanına giderler. At arabasına binip bir süre yol gittikten sonra hastaneye varırlar.
Jisoo:Jin bey nerde acaba
Hemşire:Hemen ilerideki soldaki oda da
Jisoo:Çok teşekkür ederim.
Hemşire:Önemli değil.
İlerleyip soldaki odaya girerler. Jin e olup biteni anlatırlar. Sonra da tekrar hep birlikte eve geri dönerler.
Jin:Burası bayağı dağılmış. Acaba birşey çalınmış mı?
Sana:Önemli bir eşyan mı vardı?
Jin:Şey evet aslında annemin bana küçükken aldığı altın bir künyem vardı.
Jisoo:Baksana çalınmış mı?
Jin:Siz burada bekleyin ben bi odama bakıyım.
Jin odasına çıkar. Dolabında ki kilitli kutuyu açar ve künyesinin çalınmadığını görünce rahat bir nefes alır ve kızların yanına iner.
Sana:Çalınmış mı?
Jin:Hayır çalınmamış çok rahatladım.
Jisoo:Çok sevindik.
Jin, Jisoo ve Sana hep birlikte evi toparlamaya başladılar. Temizlemesi uzun bir zaman almıştı çünkü ev baya dağılmıştı. Evi topladıktan sonra da Jun a gitmeye karar verdiler ve at arabasına binip kısa süre de vardılar. Zili çaldılar ve içeriye girdiler.
Suga:Nasılsınız?
Sana:Aslında pek iyi sayılmayız.
Jun:Ne oldu ki?
Jin:Eve hırsız girmiş her yeri dağıltmış. Zar zor evi topladık sonra da buraya gelmeye karar verdik.
Suga:Bakın ne diyeceğim kızlar çok korkmuşa benziyor. Bence bir süreliğine burada kalın sonra tekrar evinize dönersiniz.
Jin:Gerek yok ben gerekirse gece nöbet tutarım.
Jun:İnat etme hastanede ayrı evde ayrı nöbet tutarsan artık evden cenazeni kaldırırız.
Jun un sözü üzerine herkes olanları unutup gülmeye başladılar. Bir süre daha bu konu üzerinde konuştuktan sonra burada kalmaya ikna oldular. Jin ile Jisoo kıyafetleri almak için tekrar eve geri döndüler.
Jin:Bak orada kalmayı hiç istemiyorum. Suganın sana karşı hissettiği şeyler var. Ona çok fazla yaklaşma.
Jisoo:Tamam
Jin:Tamam mı? Bu kadar kolay ikna edebileceğimi sanmıyordum neyse iyi oldu.
İkiside odalara çıkar ve çantalarını hazırlarlar. Sonra tekrardan at arabasına binip eve giderler. Zili çalıp içeriye girerler.
Jun:Geldiğinize göre görev dağılımlarını yapalım. Ben ve Sana Jin, Suga ve Jisoo. Biz masayı hazırlayalım siz yemek yapın.
Jisoo:Ben niye hep yemek takımındayım.
Jun:Çünkü öyle
Jisoo:Zaten Sana ya hep kolay işler gelsin.
Sana:Ne kolay işi ya geçen evi temizlerken ölüyordum.
Jisoo:Abartma ölüyormuş sakarlığım demiyorda.
Jin:Artık biz mutfağamı gitsek diyorum.
Suga:Gel Jisoo
Suga Jisooyu kolundan tutup mutfağa getirir. Bunu görünce Jin çok sinirlendi.
Suga:Hiç soğan kalmamış ben gidip ambardan getiriyim.
Suga mutfaktan çıkar ve Jin ile Jisoo kavga etmeye başlarlar.
Jin:O niye senin kolunu tutuyor?
Jisoo:Afedersin ama ben Sugaya kolumu al tut diye vermedim o çekti.
Jin:Ben yaklaşmasını istemedikçe o daha da dibimize giriyor.
Bir anda kapı açılır ve Suga gelir.
Suga:Geldim eee ne duruyoruz başlayalım.
Jisoo:Tam
Bir anda lafı yarıda kalır çünkü araya Jin girer.
Jin:Tamam başlayalım.
Onlar yemek yaparken Sana ile Jun hem ortalığı toplayıp hemde masayı hazırlarlar. Aradan birkaç saat geçtikten sonra yemekler hazır olur ve masaya otururlar.
Jun:Yemekler çok güzel olmuş.
Jisoo:Teşekkür ederiz.
Suga:Tuzu uzatır mısın Jisoo?
Jisoo:Uzat...
Jin:Ben uzatırım.
Suga:Sağol
Yemekleri yedikten sonra biraz oturup sohbet ederler birer kahve içtikten sonra da uyumak için odalara dağılırlar.
Jun:Kızların yeri belli üst katta Jin de Sugayla kalsın benle kalmanı isterdim ama odam küçük olduğundan yere yatak seremem. Senin için bir sorun olur mu?
Jin:Yo hayır bir sorun olmaz.
Herkes odalara çıkar. Bir süre sonra da herkes uyur Suga ile Jin hariç.
Suga:Jin eğer uyumadıysan sana birşey soracağım.
Jin:Sor.
Suga:Sizin Jisoo ile aranız da birşey varmı yani benden uzak tutmanın amacı ne?
Jin:Şey...