Sena ve Deniz baya sıkı fıkı arkadaş olmuşlardı. Bizde Rüzgar ile gayet iyi anlaşıyorduk. Bir gün Sena'nın sınıfına giderken yanımda Rüzgar'ı gördüm. Nereye gittiğimi sordu. Bende;
- Arkadaşımın yanına gidiyorum dedim. Kendisi benimle gelmek istedi. Bende nedenini sormadım. Sena'nın sınıfına girer girmez Rüzgar;
-Deniz kardeşim nasılsın? dedi.
Nasıl yani yanlış anlamış olamam dimi baya baya Deniz dedi. Sena gözleri fal taşı gibi açılmış halde bana bakıyordu bende Sena'ya. Sena yanıma gelip bu çocuk kim dedi. Bende yakın arkadaşım olduğunu söyledim. Sena ooo o zaman bizi ayarlasın diye söylenmeye başladı. Rüzgar ile Deniz bir süre sohbet ettiler bizde Sena ile onları izledik. Rüzgar elini sırtıma atarak;
-Hadi sınıfa çıkalım. dedi. Bende tamam dercesine kafamı salladım. Ama neden elini sırtıma atmıştı.
Rüzgar'a dönerek;
-Sen sınıfa geç ben geleceğim. dedim.
Kantine uğradım ve sınıfa girdim.
Sınıfa girdiğimde herkes yerlerine geçmişti bana tek yer kalmıştı ve orası da Rüzgar'ın hemen yanıydı. Yerime geçtim. Rüzgar bana bakarak gülümsedi. Bende gülümsedim. Sonra sınıfa hoca girdi. Bir klâsiğimiz olan ısınma hareketlerini yaptık. Hoca bugün çift danslarına başlayacağımızı söyledi. Ekin ile Emir,Can ile Selin,Sare ile Berk eş olmuştu. Rüzgar ile ya ben ya da Kumsal eş olacaktı. Hocamız beni Rüzgar ile eş yaptı. Kumsal hocaya üzgün gözlerle baktı. Hocam benim eşim yok dedi. Hocada üzülme Kumsal sınıfımıza yeni biri geldi dedi. Ben onu çağırayım ve size kendini tanitsin dedi. Sınıfa saçları sarı mavi gözlü bol eşofmanlı üstünde de kısa kollu siyah tişört bulunan biri girdi. Bütün kızlar ağzı açık çocuğa bakıyordu ben dışında. Kumsal yerinde duramıyordu bu çocuk ile eş olduğu için. Çocuk hocanın yanina gitti ve kendini tanıttı. Adı Kerem di. Herkes eşleştiğine göre figürlere başlayabiliriz dedi hocamız. Bugün Çarşamba idi ve Cuma günü okul bitecekti. Ve bizde sanat merkezine yaz okulu gibi devam edecektik. Bugün odalarımız hazırlanıyordu. Birde koridorda bulunacak olan dolaplarımız gelmişti. Ben dersten hemen sonra ıvır zıvır eşyalarımı aldım ve yerleştirmeye gittim. Dolabın içine Sena ile birlikte çekindiğimiz fotoğraflarımızı astım. Unutmamam gereken hatırlatmalarımı bir tarafı yapışkanlı değişik şekillerdeki ve farklı renklerdeki kağıtlara yazıp dolabımın içine astım. Arkamı döndüm ve gerisini hatırlamıyorum. Kendimi Sanat Merkezinin revirinde buldum. Başımda iki kişi vardı. Çok net göremedim. Sonra gözlerimi kapatıp açınca birinin doktor diğerinin ise Rüzgar olduğunu gördüm. Bana ne olduğunu sordum. Rüzgar ise şu yeni gelen çocuk seni korkutacaktı onu engellemeye çalıştım ama olmadı arkana gelip seni çığlık filmindeki maske ile korkuttu sende kendi geri çekerken dolaba başını çarptın ve düştün dedi. Altı üstü arkamı dönmek istemiştim yani. Olanlara bak. Doktor Rüzgar'ın dışarı çıkmasını istedi. Rüzgar dışarı çıkınca. Doktora beni kimin getirdiğini sordum. Doktor beni Rüzgar'ın kucağında taşıdığını görmüş yani Rüzgar getirmiş. Aklıma takılan iki soru vardı;
1. Bu yeni gelen çocuk neden beni korkutmak istedi ki?
2. Rüzgar bana karşı neden bu kadar ilgiliydi?... Bir anda içeri Rüzgar girdi ve bana bakarak derse girmemiz gerek yoksa ben derste eşsiz kalacağım dedi. Ben kalkmaya çalışırken Rüzgar beni engelledi. Dur! Dur! diye seslendi. Beni kucağına aldı ve sınıfa kadar taşıdı. Ben çok şaşkındım. Çok garip şeyler hissediyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dans ve Şarkı
Teen FictionÜniversite 4 e giden iki yakın arkadaşın sanat dallarından bazılarına bağımlı olması sonucu bir sanat merkezine gittiklerinde ikisininde karşısına birer erkek çıkar bu dörtlünün harika,heyecanlı bazen kötü inişli çıkışlı aşkları olur...