Şaşırmıştım. Ne diyecekti korkuyordum. Inşallah kötü bir şey söylemez diye geçirdim içimden. Ve devam etti...
- Ben ikimiz için Antalya'da bir ev tutmaya gidiyordum. Ve bizim evimiz için bir köpek alıcaktım. dedi.
Neyse ki aklıma gelen saçma sapan şeylerden biri değilmiş. Derin bir nefes aldım ve sevgilimin yanağına ufak bir öpücük kondurdum. Bana yarın istersen birlikte gidelim Antalya'ya hem evi birlikte seçeriz. dedi. Bende tamam anlaminda kafamı salladım. Uyuduk ve uyandık...
Sabah valizlerimize birkaç parça bir şey tıkıştırdık. El ele tutuşup dışarı çıktık. Arabaya bindik ve müziğin sesini açtık. Yola koyulduk mutluyduk. Dans ederek gidiyorduk. Ben Rüzgar'ın omzuna yaslanarak uyuya kalmışım. Uyandığımda Antalya'ya varmıştık. Beni bir eve götürdü. Bahsetmeyi unuttum ama Rüzgar'ın ailesininde benim aileminde durumları gayet iyi. Bu ev benim hayallerimdeki evdi. Kocaman bahçesi,büyük bir havuzu, 2 katı birde ek olarak çatı katı. Harikaydı. Hemen bu evi aldık. Rüzgar tapu işleri ile uğraşırken bende barınaktan bir köpek edindim. 1 hafta Antalya'da kaldık. Eşya aldık ve evi döşedik. Rüzgar geldi. Ve köpeğimizide alarak. İzmir'e geri döndük. Orda olan biten her şeyi Sena ve Rana'ya anlattım. Çok heyecanlılardı. Ben anlatırken sanki gözlerinin önüne getirircesine gözlerini kapatıp bir yandanda yaaa çok güzel diye bağrışıyorlardı. Ben anlattıktansonra Sena bana bakarak;
- Ama siz o evde kalamazsınız. dedi.
Niye dercesine ellerimi açtım. Sena devam etti
- Kızım siz sadece sevgilisiniz. dedi.
Bende;
- Olsun ne olacak ki. dedim.
Tam o sırada odamızın kapısı çaldı kapıdaki sevgilimdi. Beni öptü ve bir saniye sevgilim diyerek içeriye doğru seslendi;
- Kızlar eşyalarınızı hazırlayın sizi bizim Antalya'da ki evimize götüreceğim. dedi.
Kızlar cırladılar bende sevgilimle dışarı çıktım. Şuanda onların çığlıklarını dinleyemezdim.
Sevgilimle lobiye indik daha sonra da kahvaltı yapmak için bir masaya geçtik. Sevgilim benim en sevdiğim şeyleri bir tabağa toplamıştı. Önüme getirdiği anda benim yüzümde bir tebessüm oluşmuştu bile. Kahvaltımızı yaptık. Tekrar yukarı çıktık. Ben kızlara o da erkeklere bakacaktı hazırlandılar mı diye. Ben;
- Kızlar hazır mısınız?
- Evetttt....
Kızların çığlıkları kulağımda yankılanıyordu. Sevgilim elimden tuttu ve aşağı indik. Arabanın bagajına valizlerimizi yerleştirdik ve yola koyulduk. Rüzgar şoför koltuğunda ben yanındaki koltukta arkada ki ikili koltukta Sena ve Deniz diğer ikili koltukta ise Rana ve Bora vardı. Kızlar uyumuşlardı. Bende yine sevgilimin omuzunda uyumuştum. Antalya'ya varmıştık. Evimizin önündeydik. Sena ve Rana koşarak evin bahçesini incelemeye başladılar. Rüzgar,Bora ve Deniz de valizleri indiriyorlardı. Biz eve girmiştik oturuyorduk. Sevgililerimiz markete gidip cips cola çekirdek kısacası ne varsa almışlar. O akşam aldıkları abur cuburları yerken tabuu oynadık. Tabii ki Rüzgar ve ben kazandık. Uyuduk. Saat akşam 6 gibi uyandık. Çünkü dün akşam tabuu oynarken vaktin nasıl geçtiğini anlamamışız ve sabah 8 de yatmışız. 6 da kalktığımız için bugün pek bir şey yapmadık. Akşam yemeği yedik ve geri yattık. Ama bu gece çok berbat bir geceydi. Ben yattıktan biraz sonra nefes alamamaya başladım. Hareket edecek halim de yoktu. Komidinimin üstündeki telefonuma yetişmeye çalıştım tam telefonumu alacakken telefonum yere düştü. Şu anda benim bu halde olduğumu kimse bilemeyecekti. Bari bir ses olsun ve birileri beni duysun diye yine komidinimin üstünde bulunan bir bardak suyu yere attım. Kimse beni duymuyordu. En son odamın kapısının açıldığını duydum. Başımda simsiyah biri duruyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dans ve Şarkı
Teen FictionÜniversite 4 e giden iki yakın arkadaşın sanat dallarından bazılarına bağımlı olması sonucu bir sanat merkezine gittiklerinde ikisininde karşısına birer erkek çıkar bu dörtlünün harika,heyecanlı bazen kötü inişli çıkışlı aşkları olur...