Yeni okul

800 32 0
                                    

       Telefonumun alarmı öyle rahatsız ediciydi ki gözlerimi bile açmadan telefona elimi uzattım. Telefonu elime geçirdiğimde mecburen gözlerimi araladım ve sinir bozucu şu sesi kapattım. Sanki hiçbir şey olmamış gibi kafamı yumuşacık yastığıma gömdüm. Ama benden önce uyanmış olan beynimde ciddi düşünceler vardı. Çünkü bugün okulumun ilk günüydü. Babamın önceden her şeyi ayarladığı okulumu ve okuldaki öğrencilerin nasıl birileri olduğunu çok merak ediyordum. Ve biraz daha yatakta kıvrılırsam babam ilgisini göstermek için odaya girdiğinde onun iğneleyici sözlerini duymak zorunda kalacaktım. Bu yüzden ne kadar zor olsa da kalktım ve yüzümü yıkayıp toparlandım.

       Annemin ölmesini neredeyse fırsata dönüştürerek başka birisiyle düğün hazırlıkları yapan babamdan uzaklaşmak istediğim için başka bir şehre taşındım. Babam evlenmesinden hoşlanmadığımı bildiği için pek itiraz etmedi. Çünkü bu onların mutluluğu için iyi bir fırsattı. Babam da şimdi bana kendini affettirmek için kibar davranıyor ve bana her zaman yanımda olduğunu hissettirmeye çalışıyor. Ama ben bir genç kızım ve artık onun desteğine ihtiyacım yok. Ona ne kadar onu anladığımı söylesem de içimde ona karşı bir negatif enerji var ve hep olacak gibi hissediyorum. Bu da onun kibarca söylediği sözleri bile sert bir şekilde algılamama neden oluyor.

       Birilerinin beni ‘’pohpoh’’lamasını sevmediğim için bir önceki gün ütülediğim sıradan okul kıyafetlerimi hemen üzerime geçirdim. Çok az sıklıkla baktığım aynanın karşısına geçip kahverengi dalgalı saçlarımı basit ve iğrenç görünümlü bir topuz yaptım. Kenarlardan çıkan saçlarımı hiç önemsemeyip aynaya doğru iyice yaklaştım ve alnımdaki gruba yeni katılan sivilcelerimi kısa bir süre inceledim. Aynadan uzaklaşıp kendime son bir kez baktım ve çok çirkin olduğumu kabullenip hiçbir şey yapmadan hırkamı üzerime geçirdim. Okul kıyafetlerinin içerisinde yer alan sıradan lacivert kravatımı biraz çekiştirerek bollaştırdım.

     O sırada babam kapıyı tıklatıp içeri girdi ve hazır olduğumu görünce biraz şaşırdı. Hiçbir şey demeden gelip nazikçe sarıldı ama ben tepki vermedim. ‘’ Aferin sana hazırlanmışsın’’ dedi. Kısık sesle ‘’evet’’ demekle yetindim. ‘’ Hadi kahvaltını yap. Ben yaptım. On dakika sonra kapının önünde olursan iyi olur.’’ Dedi.

-          Beni sen mi götüreceksin?

-          Evet. Bir sorun mu var?

-          Bilmem. Taksiyle gitsem daha iyi olur.

-          Bir iki gün içinde gittiğimde zaten taksiyle gideceksin. Bırak da bu gün ben götüreyim.

Bir şey demedim. Çünkü onun ne kadar inatçı olduğunu biliyordum. Biraz düşündükten sonra :

-          Baksana yaşın ehliyet almak için uygun. Neden kursuna gitmiyorsun? Ben yokken kendi arabanla gidip gelirsin. Ben sana bir araba alabilirim.

-          Hayır, gerek yok.

   ‘’ sen bilirsin ‘’ dediğinde biraz şaşırmıştım. Çünkü inatçı bir adamdı. Pes etmesinin sebebinin son cümlemdeki bıkkınlık duygusunun olabileceğini düşündüm. Odadan yavaşça çıktı. Ben de çantamı omuzlarıma yükledikten sonra hızlı bir şekilde mutfağa doğru gittim. Babamın benim için  tuttuğu yardımcı masayı gayet hoş bir şekilde hazırlamıştı. Ama masaya baktığımda canım hiçbir şey istemedi. Bu yüzden yemeyip direk kapının önüne çıktım. Yüzüme vuran güneş sayesinde gözlerim kamaşmıştı. Ben güneşten nefret ederdim. Elimi gözüme siper edip bahçeyi gözümle taradım. Babam çardakta oturmuş telefonda konuşuyordu. Yüzündeki sinir bozucu gülümsemeye bakılırsa yine o kadınla konuşuyordu. Gözlerimi devirip hızla yanına doğru ilerledim. Babam beni görünce işaret parmağını havaya kaldırıp ‘’bekle’’ der gibi bir işaret yaptı. Ben de daha fazla adım atmadım ve olduğum yerde beklemeye başladım. Yaklaşık bir dakika dudaklarımı içten kemirerek bekledim. Dudaklarımı genellikle sinirlendiğimde değil de sıkıldığımda ya da yoğun bir şekilde düşündüğümde yapıyordum.

     Babam benim aksime bayağı ağır hareketliydi. Yavaşça yanıma geldi ve gülümsedi. Ben de şimdi de gidebileceğimizi söyledim. Gayet sakince arabaya bindik ve ben arkaya oturdum. Çünkü ön koltuğa oturduğumda genelde bir muhabbet açılıyordu ve ben konuşmayı sevmezdim( en azından babamla ). Çok geçmeden okula varmıştık.

           Arabadan indiğimde tam okulun kapısında olduğumuzu fark ettim. Bahçe biraz kalabalıktı ve herkesin bana baktığını gördüm. Birkaç saniye sonra bana bakanların neredeyse hepsi kendi işleriyle ilgilenmeye başladılar. Bu aşırı dikkatin sebebini merak ettim. Normale göre biraz daha hızlı yürüyerek orta kapıya doğru gittim. Daha önce de dediğim gibi babam her şeyi önceden ayarlamıştı. Müdürün odasına gidip kendimi göstermeme gerek yoktu. Direk daha önceden bildiğim sınıfıma doğru ilerledim.

      Sınıfa girdiğimde yine bahçedeki gibi tüm gözler etrafımda toplandı. Daha sonra bazı kişilerin (genelde manken gibi olan kızların) gülerek bakışlarını önüne çevirdiğini gördüm. Ben tam kapının önündeyken öğretmen de geldi. Beni ufak bir soru yağmuruna tuttuktan sonra sınıfa girdiğimden beri gözüme çarpan iki kişilik boş sıraya oturabileceğimi söyledi. Ben de sessizce gidip oturdum.

      Hoca tam derse geçecekken kapı çaldı ve erkek bir öğrenci içeri girdi. Hocadan özür diledikten sonra hızla benim oturduğum sıraya doğru geldi ve dikildi. Durumu anladıktan sonra sakin bir şekilde elini uzattı ve ‘’ Merhaba. Ben Semih. Sanırım okula yeni geldin.’’dedi. Sonra çantasını toparlayarak yanımdaki koltuğa ilişti.

-          Burası benim sıramdı o yüzden hemen yanına oturdum.

-          Peki benim yerimde de birisi oturuyor mu?

-          Evet. Ama o arkadaş çok az okula gelir. Sıkıntı yok yani.

-          Peki.

Biraz dersi dinledik, yani sustuk. Daha sonra hiç beklemediğim bir anda:

-          Ergenlik çağın geçmedi mi senin? Bu sivilceler ne böyle?

 O an sınıftaki kızlara göz gezdirdim ve hepsinin kusursuz birer yüze sahip olduğunu gördüm. Sadece birkaç kişiye dikkatle bakıldığında fark edilmeyecek bir makyaj yaptıkları belli oluyordu. Tabi ki bunu hiçbir erkek fark etmezdi. Bense sorunun kabalığı karşısında donup kalmıştım. Hem de bu çirkin yüzle…

ÇAKMA SARIŞINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin