Öncelikle hepinize merhaba^^
Umarım bu kısa hikayemi beğenir ve desteklersiniz. HunHan fanı olarak hep yazmak istemiştim. Çok sevdiğim bazı HunHan fici yazarlarından esinlenerek yazdım. Benzerlikler bundan olabilir ama asla alıntı değildir. Şimdiden teşekkürler^^Bavulumuda hazırladıktan sonra alacağım yalnızca bir şey kalmıştı. Cebimden küçük anahtarımı çıkardığım gibi arkamdam ismimi duymam ve anahtarı yere düşürmem bir olmuştu. "Luhan bu bavulda neyin nesi, ayrıca nereye gittiğini sanıyorsun?" Eyvah şimdi yandım ve hemencecik bir yalan uydurmak zorunda kalmıştım. "Ah ah Sehun. Haberin yok galiba? Yeni müşteri beni iki geceliğine kiraladı. Patronun emri hemen gitsem iyi olacak." Konuşmasına müsade vermeden bavulumla birlikte beni iki sokak ötede bekleyen taksiye gizli ve hızlıca yürümeye başladım. Umarım patron beni görmez. Yoksa hayatımın sonuna kadar bu fuhuş evinde hapsolacağım. Koşar adımlarla taksiye adeta fırladım ve hemen kendimi içeri atarak şoförün bavulumu bagaja yerleştirmesini bekledim. Taksi şoförü arabayı tarif ettiğim yere sürmeye başlayınca buraya ilk geldiğim günü hatırladım. Ne için geldiğimi, kim için geldiğimi ve ne hallere düşüp bütün masumuyetimi kaybettiğimi.. En çokda özel korumam olan daha doğrusu kalbimde yaşattığım ilk ve son aşkım olan Sehun'u düşündüm. Onu fazlasıyla ama fazlasıyla özleyeceğim. Şuan olduğu gibi. Beni hiç sevmedi. Çünkü onun gözünde bir sürtük veya fahişeden farkım yoktu. Hiç göremedi içimde körü körüne yanan alevi. Onun için atan kalbimi ve neden bu fuhuş evine sürüklendiğimi. Keşke diyorum keşke bazı şeylerin zorunluluğunda kalmayıp tertemiz bir Luhan olarak karşına çıkabilseydim. Ama hayat ve beraberinde getirdikleri buna izin vermedi ne yazıkki. Birden aklıma anahtarım geldi. Hayır olamaz! Günlüğüm şifonyerdeki kilitli çekmecedeydi. Buraya geldiğimden beri içimi dökebildiğim tek varlığım. Sehun'a yazdığım şarkım. Acılarım, ızdıraplarım, gözyaşlarım, hüznüm ve aşkım.. Hayatımın acı ve bir o kadarda güzel gerçekleri. Ama hayır ne olursa olsun oraya bir daha asla dönmeyecektim. Dönemezdim..
Taksiden inip yeni evime doğru yürümeye başladım. Bir bağ evi olmasına rağmen içimi huzurla dolduran küçük ve yeni yuvamdı burası benim. Tabi Sehun ile beraber yaşamayı ne kadar istesem de her masal veya roman iyi sonla bitmez değil mi? İşte buda benim güzel ama bi o kadar kötü sonum. Ne demişler 'bazı sonlar kötü güzel' diye. Ehh boşverin kötü sonlar bok gibidir.
Tek katlı evimin verandasındaki sallanabilir sandalyeme yayıldım ve etrafın sessizliğini, huzurunu, ferahlığını hissettmeye çalıştım...Forever HunHan^^