Sehun'un ağzından:
Luhan tek kelime etmeme izin vermeden odayı terk etmişti. Tchh ne sanıyor bu kendisini. Yine birinin altında inleyeceği için heyecanlı galiba her neyse. Tam arkamı dönüp yürüyeceğim sıra yerde duran ışıltılı anahtar gözüme çarptı. Aptal çocuk bir şeylerini kaybedip düşürmekten bıkmadı herhalde. Anahtarı yerden alıp cebime koydum ne olur ne olmaz diye ve patrondan bu ayki maaşımı alabilmek için odasına doğru ilerlemeye başladım ağzımdaki bitmek üzere olan sigaram ile.
"Ne demek Luhan nerede? Onu iki gecelik bir müşteriye kiralayan siz değil misiniz efendim?" Sinirle soluyordum resmen, yoksa bu velet beni keklemiş miydi? Ahh lanet olsun!.
"Derhal o sürtüğü bulup bana getiriyorsun Oh Sehun. Yoksa burada ki işin biter ve hesabındaki bütün parayı bir çırpıda silerim" diye tükürürcesine konuşmuştu adi herif. Sinirle başımı 'tamam' anlamında sallayıp odayı terk etmiştim. Eğer Luhan o bavulla bu evi terk ettiyse buradan çoktan uzaklaşmıştır. Hatta ülkeyi bile terk etmiş olabilir o hızla. Ama bi Oh Sehun kadar akıllı olamadığı için bavuluna ve birçok eşyasına gizlice yerleştirdiğim böcekleri eminim ki bilmiyordur. Gülümseyip yeni sigaramı yaktım ve Luhan'ın odasına ilerlemeye başladım. Cebimdeki küçük parıltılı anahtarı çıkardım ve tahminen şifonyerde bulunan kilit deliğine soktum. Metalik sesi duymamla gülümsememi genişlettim ve çekmeceyi hızlı bir şekilde açtım. Luhan'ın genelde özel bir şeyi olmadığından bu kilitli çekmeceyi merak etmiştim. İçinde yalnızca siyah bir defter vardı. Merakıma yenik düşüp ilk sayfayı açtım 'İçimdekiler' yazısını görmemle günlük benzeri bir şey olduğunu anladım. Defteri kapatıp kendi odama ilerledim ve Baekhyundan benim için sade bir kahve getirmesini istedim.Forever HunHan^^