Bölüm 9; Yalan

8 1 0
                                    

Buz dolabını açtım. Ve dondurma kutusunu görmemle etrafıma dikkatlice baktım. Mert' in sesi geldi. "Anne!! Ben çıkıyorum. Tarçın' ın boğazını kontrol ettiricem!!"

İşte bu! Mert' te çıktığına göre, gelsin dondurmacıklar. Etrafıma kimse var mı diye tekrar baktım. Ve alıverdim kutuyu. Buzdolabının kapağını kapatmadan odama depar attım. Sonra geri döndüm. Kaşığımı da alıp tekrar odama koştum.

Dondurma kutusunu açınca küfrümü ettim. "Anne sarma nedir ya!?" diye cırladım. Annem odama çat diye girdi. "Kız sen niye buzdolabının kapağını kapatmıyon!?" "Of anne ya! Hayallerim yıkıldı!" "Kız, geliyo terlik! Oflanmaz anneye! Başlatma hayaline" dedi ve odamdan çıktı. "Off!!" diye çığlık attım. Canım da tatlı istiyordu.

Biraz daha bağrınınca annem oklavayla geldi. Oklava unluydu. "Sus kız! Börek yapıyorum. Kaldır kıçını da yardım et! Misafirler geliyor. -Popişimi ona dönüp zıbardım- Bak dinliyor mu beni!?" dedi ve popişime vurdu. "Ya anne ya!!" "Sus!! Kalk. Söylerim seni babana" dedi ve çıktı. Ayağımı yatağa sertçe vurdum. "Ah! Ayağım"

Unlu ellerimle saçımı arkaya ittirdim. Hamur açıyordum!!! "Düzgün koy içini!" Tamam. Bahane üretme zamanı geldi! Ağzımı şaşkınlıkla açtım. "Anne! Benim tarih sınavım vardı ya!" Annem kaşlarını çattı. "Şimdiye kadar çalışsaydın!" dedi ve penguen gibi arkasını dönüp gitti. Penguen gibi yürüyordu. Genelde gülerdim ama ona sinirliydim. Elimi cebime attım ve telefonumu çıkarttım. O sıra da annem geldi. Telefonda konuşuyormuş gibi yaptım.

"Evet Buse! Hayır, çalışamadım. Börek yapıyorum!!" Annem kaşlarını çatıp bana baktı. Elleri belinde bana doğru döndü. "Sanırım sınavdan sıfır alıcam." dedim göz ucuyla anneme bakıp. Annem beni dikkatlice izliyordu oyun mu diye. "Tamam görüşürüz." dedim ve telefonu cebime koydum. "İyi git bakalım! Ama kontrol edicem. Eğer ders çalışmıyorsan halin beter olur!!"
Sırıttım ve yanağını öptüm. Ellerimi yıkayıp annem kararını değiştirmeden odama gittim. Oh be!

Ha! Bir de misafirler vardı. Onlardan kaçmam lâzım!! Hızlıca odamdan çıktım. Ve mutfağa girdim. "Anniş, ben çıkıyorum. Arkadaşlarımla çalışıcam." dedim. Annem arkasını yine penguen gibi döndü. "Hani kitapların!?" Göz devirdim. Göz devrilmez anneye. Dedi içimde ki anne kılıklı şey. "Anne, onlar da var." Annem beni süzdü dikkatlice. Lan FBI gibi kadın ya! "İyi git! Ama gelirim kontrol etmeye" dedi ve sırtını döndü. Penguence. Hıı. Tabii gelirsin. Git böğreklerinle uğraş amk! Aynen ya. Kadına demiyorum boşuna FBI gibi diye!

Azra' yla Buse' nin evindeydik. Ve hepimiz bir kenara çekilmiş kitap okuyorduk. Şaka şaka! Lan buluşmuşuz kim kitap okur!? Siz de hemen kanıyosunuz yaa.

"İyi sıyırmışsın misafirlerden." dedi Azra. Buse de kafasını sallayıp onu onayladı. Sonra konuştu. "Tek sorun, yarın okul yok." dedi. Ağlasam mı sevinsem mi? Ağzım açıldı."Vallaha mı!?" kafasını salladı ikisi de. "Of yaa! Nah inanır artık bana" dedim. "Sen de dershaneye gittiğini söylersin!" Azra' ya baktım.

Azra' dan

Bunu söylememle bana baktı. Gözleri parladı. "İnanır mı ki?" dedi Buse. Kumsal bir umutla "İnanır inanır." dedi.

Seviyorum lan bu ikisini!

Dışarıda dondurma yiyerek dolaşıyorduk. Yaz gelmedi ama biz yaptık bunu da. Hava zaten güneşli oluyor. Sonra Kumsal burnuma dondurmasının ucunu bastırdı ve güldü. Buse de güldü. O gülünce Kumsal gaza geldi ve dondurmasını yüzüme yapıştırdı. Şimdi ikisi de anırıyordu. Dondurmayı yüzümden çektim ve diğer elimle de yüzümü sildim. "Kumsal sana bir çakarım! Bir daha kimse çakamaz." O da bunu söylemem üzerine, söyledikleriyle bu lafı söylememe pişman ettirdi beni. O nasıl cümle ya? "Ahmet Çakar kanka!" diye iğrenç esprisini yaptı ve daha çok gülmeye başladılar. "Birisi kessin beni!" Bunu söylememle yanından geçtiğimiz dönerci amca elinde döner bıçağıyla dükkanından çıktı. Ve bana doğru gelmeye başladı.

Buse' den

Azra küfr edip koşarak uzaklaştı. Biz daha da anırmaya başladık. Gülmekten yerlere yatmıştık. O pis yerlere!

Her Neyse!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin