ŞAŞIRMIŞ

26 5 0
                                    

Sanki yürüdüğüm yerler ateşti ve üstünde yürüyordum. Koşsam nefes yetmezdi yürüsem ayaklarım. O kadar acıyordu ki canım her attığım adım içime işliyor ve bir sızı bırakıyordu. Derin nefesler alarak biraz da olsun dinmesi için duamı gönderdim kabul olmayacağını bilerek. Olmasa da umut kırıklığına düşmüyordum ne yaşarsam yaşayayım toz pembeydi düşüncelerim acısız ve saftı. Böyle bir düşünce yapısına sahip olmayı nasıl başarabiliyorum hala kavrayamamıştım.

Bu bana işkence gibi gelen saatler ne kadar sürecekti dayanabilecek miydi bu beden yoksa o bile kaldıramayıp kendini bırakacak mıydı?

Hiç kimseyle göz temasına girmemeye gayret ederek kafamı kaldırdım yıldızlar Dünyanın boynunun büküklüğünün inadına hala aynı ihtişamıyla parlıyordu umrunda olan hiç bir şey yoktu yalnızca kendisiydi. Bencillerdi.

Etrafımda dolanan ses kalabalığı kulağımı kapama isteği ile çırpınıyordu tabi yanımda ki kollarımı bir kelepçe edası ile sarılan adamlar buna engel oluyordu. Boğuluyor gibi hissetmeye başladım başımın ağrısı tüm düşünce yetimi zorlarken neye uğradığım nerede olduğum hakkında bildiğim bir şey de yoktu.

Daha fazla dayanamayarak ayaklarımın acısını da işin içine katarak beni götüren adamların fark edebileceği şekilde yerimde kaldım. Çok yorulmuş ve susamıştım bu bir ceza mıydı yoksa işin içinde başka bir olay mı vardı?

Toz pembe düşüncelerin yerine birden karamsarlık kapladı bu benim bile şaşırma sebebim olmuşken kendimde olmadığımı idrak etmek zor olmadı sanırım bayılmıştım ya da başka bir şey birileri tarafından çekildiğimi hissetmiyordum aslında hiç bir şey hissetmiyordum.

Artık o iğrenç hakaret dolu sesler bile kulağıma gelmiyordu yalnızca etrafım beyaz ışık ve sessiz bir yerden ibaretti yanımda ki adamlar nereye kaybolmuştu?

Bir topuk sesi gelirken beraberinde bakışlarım o tarafa çevrildi gözlerimi kısarak yüzünü seçmeye çalışıyordum bana gülümseyerek bakıyordu samimiyetten yoksun biçimde. Kaşlarımı çatmış neler olduğunu idrak etmeye çabalıyordum. Kadının karşılık alamayınca birden somurtan yüzüne baktım tekrar.

"Beni, küçüklüğünü mahveden insanı nasıl hatırlamazsın oysa ki bu yüzü iyi hatırla ileri de sana lazım olur demişken."

GEÇMİŞİN YÜZÜ #WATTYS2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin