Sabah alarmın dayanılmaz sesiyle uyandım. Güneş henüz doğmamıştı. Ama benim hemen hazırlanmam gerekiyordu. Uçağı kaçırmak istemiyordum. Yataktan kalktım. Banyoya doğru ilerledim. Banyoya girip duş aldım. Yatağımın üzerine koyduğum kıyafetlerimi alıp giyinmeye başladım. İç sesime bi kez daha lanet ettim. Bi yanıp kalmak diğer yanım ise her şeyin yaşandığı bu şehirden kurtulmak istiyordu.
Evet hazırdım. Son olarak saçlarıma son şeklini verip valizlerimi alıp aşağı indim. Ölüm sessizliğine boğulmuş evde sanırım herkes uyuyor. Seri adımlarla kapıya doğru ilerledim. Kimseyle vedalaşmak istemiyordum. Daha doğrusu vazgeçip burada kalmaktan korkuyordum. Elimi kapının kulpuna yerleştirdim. Metalin soğukluğu tenime işlerken vücudum birden irkildi..
Arkamdan biri hande diye seslendi. Evet bu canımdan çok sevdiğim annemdi. Kapıyı açıp gitmelimiydim yoksa kalmalımıydım? Arafta kalmıştım. Son anda cesaretimi toplayıp arkamı döndüm ve koşarak sarıldım içimden"affet beni annem" dedim. Sanki düşüncelerimi okumuştu. Ve bana ağlayan gözlerle bakarak "gitme kızım!!"dedi. Annemin yalvarırcasına çıkan sesi beni bi kez daha mahvetmişti. Tuttuğum ellerini yavaşça bırakarak "gitmek zorundayım anne, hoşçakal" dedim...
Keşke bulutların arasında uçan bir kuş olsaydım, diye aklımdan geçirirken pilot bize bilgi vermeye başlamıştı. Söylediğine göre yarım saat sonra istanbulda olacaktım. İner inmez Rüzgar'ı aramam gerekiyordu.
Rüzgar; o benim herşeyimdi. Çocukluk arkadaşımdı. Taa 4 yaşından beri beraberdik. Babasının işlerinden dolayı 2 yıldır İstanbula taşınmışlardı. Babasıyla annesinin arası pek iyi degildi. Tam hatırlamıyorum ama sanırım Rüzgar daha 10 yaşındayken annesini onları terk edip gitmişti. Rüzgar o günden beri annesinin yüzünü görmek istemedi. Babasıyla arası iyi olmadığından da olsa ayrı eve çıkmıştı. Babası İstanbuldaki gece hayatının tanınan isimlerindendi...
Uçaktan inince beni karşılamaya gelmesi gerekiyordu. Tanrım rüzgar benim en değerlimdi. Biliyorum her şey geçecekti. Öyle olmak zorundaydı, ya da öyle olmasını umuyordum.
Gelmişti işte oradaydı. Siyah rangeoverin içindeydi. Beni biricik meleğini bekliyordu. Arabadan indi ve kollarını kocaman açtı. Valizleri yere atıp onun kollarına koştum. Hiçbir şey demeden sımsıkı sarıldık. Çok güzel kokuyordu. Rüzgar SARRAFOĞLU'ydu o hep güzel kokardı. Rüzgar'ın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım "çok özlemişim seni meleğim. Ne kadar özlediğimi tahmin edemezsin" dedi. Yüzüne gülümseyerek baktım ve "bence tahmin ediyorum, çünkü ben daha fazla özledim "dedim. Buraya gelmeden önce olanları ona anlatmıştım. Her şeyi biliyordu. Bana destek olacağını biliyordum. Bu yaşıma kadar bir kere bike sıkıldım senden dememişti bana.
Rüzgar: "aç mısın meleğim?"dedi. Açtım galiba ama canım bişey istemiyordu. "Bilmiyorum"dedim. "Ne demek bilmiyorum"dedi. "Ya off bilmiyorum işte"dedim.
Rüzgar arabanın kapısını tam bir centilmen gibi açtı. İkimizde arabaya bindikten sonra arabayı süratle sürmeye başladı. Rüzgar arabayı tam tahmin ettiğim gibi kahvaltı edebileceğimiz bi cafenin önünde durdurdu.
"Hadi meleğim karnımızı doyuralım"dedi. Rüzgar doğru tahmin etmiş bisey yememiştim açtım."sen bitanesin rüzgar"dedi. İçimden gelerek yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Rüzgar hafif sırıtarak döndü ve "koca ayıya ne oldu melek" dedi. Hafif bir tebessümle gözlerimi yoldan alıp rüzgara döndüm. "O küçükkendi ama şimdi kaslı ayı"dedim. Rüzgar tok erkeksi sesiyle büyük bir kahkaha patlattı ve "onlar senin için değil melek, dışardaki hatunlar için "dedi. Rüzgar'ı 2 senedir görmemiştim. Siyah kotu, kaslarını belli eden mavi gömleğiyleyolda görsem eriyeceğim bir tipti. Tanrım bu çocuk hangi ara bu hale gelmişti. Rüzgarın sesini duymamla daldığım düşüncelerden ayrıldım. "Oha kızım, en son bana böyle bakan kız yatağımdaydı."Rüzgarın böyle demesiyle yanaklarımın yandığını hissettim. "Utanma meleğim şakaydı" dedi. "Off rüzgar hadi ya açlıktan ölmek üzereyim"dedim. Konuyu değiştirip. Rüzgar sırıtarak arbadan indi. Bende arkasından onu takip ederek kafeye girdim.
Evet rüzgar değişmişti....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ
Fiksi RemajaBazen insan tüm yaşadıklarının üstünü tek kalemle çizip, umudunu yitirmeden , tüm zorluklara göğüs gererek yeni ve çok daha iyi bir hayat ister. Sil baştan başlamak gerek bazen...