Aşk diye bildiğim

119 24 27
                                    

hayatimin daha başındayım.
neler gördüm ki daha. küçük gözlüklü bir kizim.  adım pinar.
yazmayı çok severim. ve tabiki sevmeyi. ..

daha 8. sınıftayken birini seviyordum. daha yeni tanıyorum derken sevmeye başlamıştım. ama o beni sevmiyordu. haberi bile yoktu ki benim onu sevdiğimden. söylemedim. ve bu gidişle de soyleyemezdim.  çünkü bugün tasiniyorlardi. artık bir daha hiç goremeyecektim onu. yüzüne ezberler gibi  baktim o gun. bir daha goremiycektim onu. o asla bilemeyecekti mesela onu sevdiğimi. artık herşey için çok geçti.
çünkü artık o gitti.
ona son bir kez sarilamadim bile.
gülümser gibi gitti. bilmedi bile sevdiğimi. anlatamadim her gece onu dusundugumu. anlatamadim o seviyor diye onun yaptıklarını yaptigimi. 
anlatamadim her şarkı dinlediğimde  kalbimin onun için attığını. anlatamadim mesela o hep ogle aralari didi içerdi. ben de içtiği didi kapaklarını toplardim.  okulda hep onu izlerdim. bunları ona anlatamadim. alıp karsima ben seni seviyorum diyemedim.

o okula henüz  gelmemişti. o dokundu diye kalemini aldim gizlice. kimseler gormeden. dokunmaya bile kiyamadim onun parmakları değdi diye. eve gelince de onu yastigimin altina koymustum. annem görmesin diye.
her sabah camdan izlerdim onu. arkadaşlarıyla maç yaparlardı mesela hep aynı saat aynı yerde ben de gider oraya gizlice izlerdim. sonra maç tam bitecekken çıkar eve giderdim onu düşünerek. 
her sabah 7.50 de çıkardı evden. yetişebilmek için ben de erken kalkar erkenden hazırlanır evden çıkmasını beklerdim. o çıkınca cikardim bende evden. hemen arkasından usul usul giderdim. ne düşünüyor acaba diye düşünüp dururdum hep.
ama artık o yok. okulda yok. mahallede yok.
ne yapicam şimdi ben onsuz. o olmadan ne yapacağım. kimin için gideceğim okula. alisamazdim ki  onsuz. yapamam sanıyordum.
keşke ona sevdiğimi soyleseydim. ama ne değişecekti ki sanki.
gitti be.  nasil da seviyordum. canimin parçasıydı sanki o benim. herseyimdi.
artık yoktu ama...
gitti be...
gece bir rüya gördüm.  ilk defa rüyalarıma geldi. nasıl da ozlemisim.  yanimda kal  gitme diyordu bana sanki giden benmişim gibi. sarılıyordu sanki ölücekmis gibi. bırakmıyordu ki beni hiç. ilk defa ona bu kadar yakindim. ilk defa eli elimdeydi. ilk defa sariliyordu bana.  rüya bile olsa sarıldık. hemde sıkı sıkı .  ama artık ayrılık vakti dedim. gitmem gerekiyor dedim. elimi bırakmadı hiç. ayrılmak istemiyordu çok belliydi.
sabah yüzüme güneş vuruyordu aniden uyandım. bir gülümseme aldı yüzümü. sanki gercekten yaşamış gibi. tavana gülerek bakıyordum ki içeri babam girdi. tabiki her zamanki gibi elinde bir bardak suyla. her sabah bizi suyla uyandırır kendileri. elindeki bardagi bir yere birakip gülom diyerek sokuluyor yanima. sıkı sıkı sarılıyor bana. hadi uyan diyor. kahvaltiya bekleniyormusum. hiç bekletmeden yüzümü yıkayıp kahvaltiya geçiyorum. annem benim için patatesli börek yapmış. yanında çay var. mutlulukla kahvaltimizi yapıyoruz.
babam konuya giriş yapıyor.
benim sivasta okumami istiyor. orasi benim için daha iyiymis. hem babamın işi daha yakınmış oraya. hedefimin orasi olmasını istiyor. belki beğenirim diye okulu gezmeye bile götürüyor.  kirmiyorum babamı.  kabul ediyorum. hem bende çok begendim. güzel okulmuş. hedefim orasi oluyor. başlıyorum çalışmaya. sıkı bir ders çalışma progami yapıyorum kendime. günlük ve saatlik uymaya çalışıyorum. her gün konu tekrari ve test cözüyorum. her çarşamba günleri de deneme cozuyoruz hocalarimla.
artık hedeflerime yakın hissediyorum kendimi. çok az kalmıştı sinavimiza.
çok stres yapıyordum. çünkü yarın hedefime gideceğim  yolu cizecegim. hayatimin belkide sınavı olacaktı. güzel bir akşam yemeği yiyoruz. babam bana yardımcı oluyor. stres yapmamam gerektiğini söylüyor. benim hep yanimda olduğunu söylüyor. annem de aynı şekilde benim için kur'an okuyacağını söylüyor.

gece Allah' a dua edip uyuyorum. yine rüyamda onu görüyorum. yine ruyamdaydi tunahan.
yine ellerimden tutuyordu. hiç bırakmıyordu. bana hayallerinin peşinden kos diyordu. yanındayım ben senin diyordu. yanagimi öptü. "sevdigim  Allah'a emanet ol yolun açık olsun " diyerek gidiyordu. bu ne demekti. bilmiyordum  kafam çok karışmıştı. yoksa daha rüyalarıma gelmeyecekmiydi acaba.  ilk defa arkasını dönüp gidiyordu bana. dur diyemiyordum bende.
ve annemin şarkılarıyla uyandım. bugün güzel bir gündü. bugün sınav vardı. çok heyecanlıydım. kahvaltimi yapıp Annemin güzel sözcükleriyle okula gidiyordum . ama babam bugün yanimda degildi. sivasta işi varmış. aniden gitmesi  gerekmiş ve acil çıkmış. ama gitmeden öpmüs  beni. okula varıyorum.
herkes çok heyecanlı. gözleri ışık ışık herkesin.
sınava giriyoruz sonunda. çok heyecanlıyim. masamin üzerinde olan suyu açıyorum yavaşça. yudumluyorum biraz biraz. heyecanim yatissin diye. ve aradan çok geçmeden sorular geliyor.
tane tane okuyorum. yanlış yapmamak için. her isaretledigim soruda aklıma babam geliyor ve onun için tekrar tekrar okuyorum.
ve sınav suremizin bittiği söylenir.
sinavdan cikiyorum. arkadaşlarımla konuşuyorum. onların da sınavları güzel geçmiş.
vakit kaybetmeden eve geliyorum. babam annem heyecanlı bir şekilde kapıda karsiliyorlar beni. babama sariliyorum. annemin gamzelerinden öpüyorum.
sinavimin nasıl geçtiğini soruyorlar bana. aslinda yapamadiklarimda var diyorum. babam ve annem  olsun  diyor. kizmiyorlar hiç.
akşam yemeğinden sonra odama çekiliyorum. tavana bakıp yine hayaller kuruyorum. ve tabiki yine aklıma geliyor tunahan.
Allah'a emanet etti ve gitti. acaba hiç gelmeyecekmiydi. kafam karışmıştı. yolun açık olsun dedi. yanagima bir buse kondurup gitti.
fazla düşünmeden elime aliyorum laptopumu. tunahan yazıyorum arama yerine.
ellerim titriyor. onu  bu kadar aradan sonra ilk defa gorecektim.  acaba boyu uzamismidir ?  ya da kilo almismidir ? acaba hala didi mi içiyor ? ve en önemlisi acaba sevgilisi var mi? diyorum kendi kendime. 
bir fotoğrafı açılmıyor sadece. çok merak ediyorum. ellerim titriyor. ve fotoğraf açılıyor !
sevgilisiyle el  ele  olan bir fotoğraf !
dünyam basima yıkılıyor sanki. ne yapacagimi bilmiyorum.  Agzimdan tek bir kelime çıkıyor bilgisayarı kapatmadan önce. "ALLAH'A EMANET OL" diyorum. ve hizlica kapatiyorum.
o an ne diyeceğimi bilemiyorum. nefesim kesiliyor sanki...
kendi kendime sen kimsin pinar diyorum. nesin ki sen   diyorum. sevmiyor iste. onun sevgilisi var diyorum. unutmaya çalışıyorum.
üç ay böyle unutmaya  ugrasiyorum. babam sürekli ise gidiyor ben de temizlik te anneme yardım ediyordum. annemle dertlesiyordum. o bana hep arkadaş gibi oluyordu. sabahimiz aksamimiz böyle geçiyordu. babam akşam geliyor yemekten sonra hepimiz odalarımıza cekiliyorduk.
ben tabi dikiyordum gozlerimi gökyüzüne. hayaller kuruyordum. hep inandiriyordum kendimi bir gün sevilecegime. hep bunun hayalini kuruyordum.
gökyüzünü seyretmeyi çok severdim. hoşuma giderdi. mavi rengi de çok severdim. delisi olurdum. ne alırsam mavi alırdım. ☺☺
tunahan da severdi mavi rengini.
ama daha cok siyah giyinirdi. fotoğraflarda da gordum yine siyah giyinmisti. sevgilisinin yanına giderken bile çok ciddiydi.
kumral saçları vardı karışıktı. orta boyluydu. beyaz tenli ve temizdi yüzü.
çok özlemisim onu. bunu anlıyordum.

günler çabucak bitti. kazandığımız okullar aciklanacakti bugun. heyecanlı değildim fazla. arkadaşlarımla görüştüm.  onlar çok heyecanlilardi. ve babam tabiki benimkinede bakmıştı.  sivasta istediği okulu kazanamamistim . bunu görünce çok üzüldü. ama sivasa aldiracakti kaydimi. okula baslayim bir ay sonra faln.

aşk diye bildiğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin