HADİ BAŞLAYALIM ! GİRİŞ

27K 1.4K 82
                                    


EVET GİRİŞ BÖLÜMÜYLE KARŞINIZDAYIM. bekleyenler beklemeye devam edenler BAŞLIYORUZ ! 

bol yorum vote istiyorum :D Ona göre . 1 bölüm çok yakında 


GİRİŞ

Herkesin bir derdi vardı bu Dünya da. Kimisinin karnı açtı , kimisinin pırlantası küçük. Kimisi yeni bir araba isterdi. Kimisi , çocuğuna bisiklet alacak parayı.

Daha niceleri vardı Dünyada.

Bazı insanlar çöpten çıkarırdı ekmeğini , bazıları bayat diye çöpe atardı. Kimisi , yanından geçen dilenciyi görmez , başka biri acıyan gözlerle bakardı.

Ama hep bakarlardı. Belki vicdana gelir, birkaç kuruş atarlardı önlerine.

Öyle ya ! O zaman vicdanları rahat ederdi. Onlar yardımını etmişlerdi.

Tuana 'da onlardan sadece biriydi. Öylesine yanından geçilip giden , dilencilerden sadece biri.

Sokak çocuğu derlerdi onun gibilerine. Oysa kimsenin aklına gelmezdi , sokaklar çocuk doğurmazdı ki .

Işıl ışıl kafelerin önünden geçerken beresini daha fazla aşağı çekti Tuana. Kimsenin onu görmediğini bilse de bazen utanırdı üstündekilerden. Hele yanından geçip giden kızların kıyafetlerini gördükçe daha fazla nefret ederdi yaşadığı sokaklardan.

On sekiz yaşında bir genç kız gibi değil de , bir erkek çocuğuna benzerdi çoğu zaman. Bu da işine yarardı çoğu gece sokaklarda. Üzerinde erkek montu , başında saçlarını kapatan beresi , kirli elleri , isten görünmeyen yüzüyle .

Bilmediği ışıltılı dünyanın yanından geçip gitti. Geceye geçireceği sığınağına geldiğinde , kocaman bir küfür etti ağzına yakışmayan. Sokaklarda bunu da öğrenmişti genç kız.

Sahipsiz yıkık dökük harabe evini tinerciler işgal etmişlerdi bu gece. Yine kalmıştı boş sandallara. Islak naylonların altında , soğuktan it gibi titremeye.

Hava daha fazla kararmadan limanın yolunu tuttu. Eğer birazcık şansı varsa boş bir sandal bulabilirdi. Sabahta denizciler gelmeden kalkardı.

Bu hayali de limana geldiğin de suya düşmüştü. Alemciler de burayı kapatmışlardı. Şimdi yanında

Fırat olsa bu kadar çekinmezdi. Adımlarını geri döndürüp bildiği sokaklara geri döndü. İstanbul da gece daha yeni başlarken , elleri cebinde kaldırımdan kimseye çarpmadan yürümeye çalıştı.

Çarparsa marifetli parmakları , rahat durmazdı biliyordu. Elinden geldiğinde kimsenin cüzdanına dokunmasa da , bazen şartlar istediği gibi olmuyordu. Hele de başında muzaffer gibi bir ağa babası varken. Muzaffer , kendisi gibi kimsesiz çocukları yanından toplayıp dilendiriyordu. Dilenenlerden olmamıştı Tuana. Ama çalmaktan da kurtulamamıştı.

Beyoğlunun arka sokaklarına girdiğinde cebindeki çakısını avucunun içine aldı. Kalacak bir yer bulmalıydı hemen.

Kapısı aralık bir apartmana girdiğinde şansını ilk dairede deneyecekti. Eğer azıcık şansı varsa , girdiği evde kimse olmazdı .

O zaman yeri kömürlük olurdu. Bazı geceler boş evlerde konaklamaya alışmıştı.

Rahat yatak yüzü görürdü o zaman sırtı. Yumuşacık , deterjan kokulu yastıklara koyardı başını.

Kapıyı açtığında yanmayan ışıkla gözleri ışıldadı. Eğer cam kenarında yatacak bir yer bulabilirse , sahibi geldiğinde hemen kaçabilirdi de.

CEHENNEM ÇUKURUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin