"Sıkılmaya başladım." Rüya Lordu'nun nereden geldiğini kestiremediği sesi Ace'in kulaklarını tırmalıyordu. "Size her anıyı tekrar yaşatamazdım -bu fazla uzun sürerdi- ben de sadece en önemlilerini seçtim."
Doktor, Ace'in elini kavradı ve parmaklarını onunkilere geçirdi. Ace ise nerede olduklarını anlamaya çalışıyordu. Bu sefer etraf aydınlıktı, hatta ışık özellikle onların üzerine vuruyordu. Daha doğrusu geçmişteki versiyonlarının üstüne... Ace, kısa bir süre sonra geçmişteki halinin ağladığını fark etti. Doktor'sa ona sarılıyordu, elleri Ace'in bedenini sıkıca sarmıştı ve parmaklarını onun sırtına geçirmişti.
"River..." Ace, Doktor'un bu adı mırıldandığını duydu. Bana dedi, diye düşündü.
"Neden bana River dedin?"
Doktor parmaklarını endişelendiği zamanlar yaptığı gibi saçlarının arasında gezdirdi ama sonra bunu bıraktı. Derin bir nefes aldı, artık saklayamayacağı bir sırrı açıklamaya hazırlanır gibi...
"Çünkü adın bu. River Song, Melody Pond, Ace Grace... Bana hep neden yaptığımız her şeyi unuttuğumu soruyorsun. Sorun unutmak değil, Ace, ben onları hiç yaşamadım." Ace'in anlayıp anlamadığını anlamak için ona baktı. Tabii ki anlamamıştı.
"Sana yardım edeyim." dedi Lord ve elinde birden çip benzeri bir alet belirdi.
"Tabii ya!" diye bağırdı Doktor. "Var olmayan gerçeklik. Son kozun bu mu? Ona her şeyi açıklayabilirdim ama hayır, bunu bile hak etmiyorum." Öfkeden kendini kaybetmişti. Ace, onu sakinleştirmek için Doktor'u kendine doğru çekti ve sarıldı. Titrediğini hissedebiliyordu. Nefes alışları düzensiz ve kesik kesikti. Ağlıyor mu? diye düşündü. Bütün hayatı boyunca Doktor'u hiç ağlarken görmemişti ama bugün gözleri sürekli yaşarmıştı ve sonunda, ağlıyordu. Onu kendine daha fazla bastırdı.
"Olası sinir krizi?" diye tahminde bulundu Lord. "Hadi ama sadece sakinleşmesi gerek. Onu bırak ve buraya gel. Tek yapacağım bu çiptekileri göstermek, kim olduğunu bilmen için."
Kollarını yavaşça gevşetti ve Doktor'u bıraktı. Elini Rüya Lordu'na doğru uzattı ve eline çipi bırakmasını istedi. Ace, Doktor'un ona izin vermeyip karşı koyacağını ve çipi almasını engellemeye çalışacağını düşünmüştü ama bu olmadı. Sadece orada duruyordu, bütün bu duygu selinden yorulmuş ve tükenmişti. Ellerini kafasının iki yanına koydu ve hıçkırıklara boğuldu. Dizlerinin üstüne çöktü ve ağlamaya başladı, sanki birisi derisini yırtıyormuş gibi bağırdı. Ace, onu rahatlatmak istedi ama ne yapacağını bilmiyordu. Rüya Lordu, Ace'in elini tuttu ve avucuna çipi bıraktı. Çipin bir yere takılması gerekmiyordu, Ace'in tenine değdiği anda bütün bilgiler beynine gönderilmişti bile.
River Song...
Melody...
Amelia ve Rory Pond...
"Onun geçmişi benim geleceğim."
"Hapisteydim."
"Neden?"
"İyi bir adamı öldürdüm."
Var olmayan gerçeklik... Sonunda Doktor'un ne dediğini anlamıştı.
Rüya Lordu gerçek.
Ben de gerçeğim.
Doktor gerçek.
"TARDIS," diye mırıldandı sakince. "Zaman girdabının içinde doğdum. Bu yüzden kimse bilmiyor, değil mi? Aynı anda yüzlerce farklı zamanda, binlerce farklı yerde doğdum ama sadece bir ölüm tarihim ve bir ölüm yerim var. Kütüphanede sessizlik..." Lord, yalan söylemişti. Doktor bunu acımasız olduğu için ondan saklamamıştı veya onu korumak için... Sadece pişmanlık duymaması içindi. "Ben River Song'um..."
Geçmişteki halinin elindeki tabancayı ateşlemesini ve Doktor'un yere düşmesini izledi.
"...ve iyi bir adamı öldürdüm."
