-Ceylin'nin ağzından-
Sabah kalkıp her zaman ki rutin işlerimi hallettim ve evden çıktım. Servise binip cam kenarında oturdum ve yolu seyretmeye başladım.
Servis okulun önünde durunca hiç zaman kaybetmeden servisten indim. Ülkü'de benim arkamdan servisten inip yanıma geldi kısa bir günaydın konuşmasından sonra sınıfa doğru yürüdük.
Sınıftan içeri girdiğimizde herkes Gökçe ve Ülkü'nün oturduğu sırada toplanmıştı. Kesin bir olay vardı. Ne zaman bir olay olsa cam kenarının en arka sırasında yani Ülkü ve Gökçe'nin sırasında toplanıp olayları çözmeye çözmeye çalışırdık. Ülkü'yle birlikte sıraya doğru yürüdük. Ülkü hemen kızların arasına dalıp "Ne oldu? " dedi.
Bakışlarını bize çevirdiklerin de bizim geldiğimizi gören kızlar bişey demeden aralarını açtılar. Tuana'nın ağladığını gördüğümde ne olduğunu anlamayan bakışlarımı Tuana'nın yanında oturan Gökçe'ye çevirdim. Gökçe ise benim ondan bir açıklama beklediğimi anlayarak bize sessizce Tuana'nın duymayacağı bit mırıltıda,
"Sonra anlatırım biraz ağlaması dinsin."dedi.
Aramızda en masum ve en saf kızdı Tuana. O ağladığı zaman hepimizin içi parçalanırdı. Belki bir kardeşim yoktu ama benim için bir kardeşten farkı yoktu. Onun canı acıdığında bizimde canımız acıyordu.
Sınıfa ingilizce hocası girince herkes Tuana'nın başından ayrılıp kendi sırasına geçti. Tuana'nın ağladığını fark eden Murat Hoca yanımıza gelerek.
"Ne oldu Tuana?"dedi.
"Birşey olmadı hocam Tuana'yı lavaboya götürebilir miyim? Elini yüzünü yıkasın." dedi Nazlı. Tuana'yı Murat Hoca'nın sorularından kurtarmak amacıyla.
"Tamam gidebilirsiniz ama çabuk gelin." dedi ne olduğunu anlamayan bakışlarıyla.
"Tamam hocam hemen geliriz." dedi Nazlı ve Tuana'yı yerinden kaldırıp koluna girerek yürümesine yardımcı oldu. Onlar sınıftan çıkar çıkmaz yanımda oturan Mira'ya ne olduğunu anlatması için döndüm o da benim beklediğimi görünce hemen söze başladı.
"Ben de pek birşey anlamadım. Galiba Batu'dan ayrılmış ama nedenini bende bilmiyorum zaten geldiğimde ağlıyordu diye birşey soramadım." dedi Mira.
Tuana ve Batu yaklaşık iki buçuk aydır çıkıyorlardı. Sık sık tartışmaları oluyordu zaten ama bu sefer farklı bir olayın olduğu belliydi. Birçok defa tartışdıkları oldu ama Tuana hiç bu kadar ağlamamıştı. Hatta Tuana birkaç defa ayrıldı ama bir şekilde yine birleştiler.
Kapının çalınmasıyla düşüncelerimdem sıyrıldım ve kapının açılmasını bekledim içeriye Nazlı ve Tuana girdiğinde gözlerimi Tuana'nın o ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerine diktim. Tuana ne zaman ağlasa gözleri burnu hatta dudakları bile kızarırdı. En çokta gözleri kızarırdı sanki biraz daha ağlasa gözlerinden yaş yerine kan akacakmış gibi.
Zilin çalmasıyla birlikte arkama döndüm. Selin ve Derin'de yanımıza gelip ne olduğunu anlamaya çalıştık ama Tuana'nın hiç anlatacak gibi durmuyordu. Gökçe'nin Ülkü'ye birşeyler anlattığını görünce olayı anlattığını tahmin ederek yerimden kalktım ve onların sıralarına yürüdüm.
"Ne oldu birisi birşey anlatsın artık." dedim sinirle olayın ne olduğunu bir türlü öğrenememek sinirimi bozmuştu.
"Bizde birşey bilmiyoruz Ceylin. Tuana anlatmıyor tek bildiğimiz şey Batu'dan ayrılmış. Üstüne de fazla gitmeyin anlatamıyor biraz kendisine gelsin anlatır."dedi Gökçe. Herkesin bu olaydan çok etkilendiği kesindi. Zilin çalmasıyla birlikte sırama geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON JÜPİTER
Teen FictionGerçek hayatta yaşanmış bir lise hikâyesinin serüveni Geçmişi kirli ama yeni sayfa açan ATEŞ Yaşamından habersiz hayatını şarkı söylemeye adamış CEYLİN Ceylin geçmişini öğrenirse, Ateşin geçmişi yeni açtığı sayfada karşısına çıkarsa..... Başlangıç...