Ah sevgilim,
Bugün evleniyordun. Beni düğününe dahi çağırdın. Senden önde yürüyen karnını görünce şaşırmadım. Aksine aklıma hayallerimiz geldi, daha doğrusu hayallerim. Bunları senle kurmadım. Ben seninle hiçbir şey kuramadım ki. Dostluk bile.
Bu iğrenç yere düşmemin tek sebebi sensin. Hala sana sevgilim diyebiliyorum. Aptal mıyım ben? Hala seni istiyorum mesela, biz olabileceğimize inanıyorum hatta. Hala bile seninle doğacak çocuklarımızı planlıyorum.
Lakin bu düğünde ne ben damadım, ne de sen benim eşimsin. Hay aksi, abimle evlendiğin aklıma çıkmış.
Seni "soyadım sana ait olana kadar asla sevgilim demeyeceğim." sözü ile oyalamıştım bir dönem. Baksana Anna, soyadım sana aid şimdi. Biliyorum bu halime çok üzülüyorsun.
N'olur Anna,
Benimle ol, yaşamama izin ver. Ölmek istemiyorum çünkü seni orada göremeyeceğim. Gül misali kokunu asla orada hissedemeyeceğim. Ama tek çözüm bu, gidiyorum ben. Üzülme bu benim ilf defa gidişim veya ölüşüm değil.
Ve lütfen üzülme, benden kurtul diye yapıyorum.
Sevgilerle Rob-Aldığım bilgiye göre Anna bu mektubu 2 yıl sonra buldu ve bulduğu gün intihar etti-
Kişi hakkında ne düşünüyorsanız yorum olarak yazın.
Empati kurun ve kendinizi o insan yerine koyun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimselere Mektuplar
Nonfiksi-gerçek hayattan alıntıdır- Bir süre akıl hastanelerini dolaşıp orada yatan insanların değer verdikleri kişilere yazdıkları mektupları topladım, derledim ve en sonunda yayınlıyorum. Umarım okurken ağlamazsınız çünkü ben okurken ağlıyorum, yazarkende...