BÖLÜM 2

57 18 22
                                    

-------------------------------------------------------

".....Oturdu barmenin önündeki masaya, birkaç bardak içti. Bende uzaktan izlemeye karar verdim. 3. bardağının sonunda dayanamadım gittim yanına.

'Selam bebeğim'
'Selam'
'Arkaya geçelim mi?'
'Olur yavrum'

istekliydi ve bu beni daha da isteklendirmişti. Arka odalara giderken koridorda etrafımızda yiyişen çiftleri görünce dayanamadım dayadım onu duvara sonra yapıştım dudaklarına, kız da az değilmiş yalnız. Dudaklarım dudaklarındaydı bu beni dahada azdırıyordu. Elimle sertçe göğüslerine ellemeye başladım ve sonra amına koduğum sen aradın."

"Lan en ateşli yerde aramışım, ama abi hoca sorup duruyodu sonra baban falan uğraşamazsın diye çağırayım dedim."

"Aramasaydın ileri gidebilirdik. Kızı görmen lazımdı yok öyle bi taşlık. Hem ateşli. Kim bilir yatakta nasıldı?
Ama merak etme senle konuştuktan sonra telefonunu istedim kızın. Verdi o da. Bi gün arıyıp halledicem."

"Hadi yine iyisin. Ben yine sap gibi ortalarda."

"Bak aklıma ne geldi sana şu Simge'yi mi ayarlasak? Sürtüklük yapmaya meraklı büyük ihtimalle bana bakışlarını görsen gel vereyim diyoda o benim sikeceğim kız bile olamaz. Ama sana iyi gibi ya."

"Allah belanı versin ona mı kaldık lan?"
-----

Galiba ağlamak üzereyim veya duyduklarım karşısında beynimin bana verdiği bir tepki bilmiyorum ama cidden bayağı kötüydüm. Hıçkırıklarımı tutarken,burnum titriyordu.

"Çıkabilir miyim" dedim kendi halinde tahtaya bir şeyler yazan hocaya.

Yüzünü bana çevirdi ve dolan gözlerimi gördü. ALLAH. İŞTE ŞİMDİ TÜM SINIFA REZİL EDER BENİ BU KADIN. VE SONRA DA BATUHAN VE EGE KONUŞMALARINI DİNLEDİĞİMİ ANLAMIŞ OLURLAR.

"Noldu" dedi. Meraklı ve alaycı bakışlarla koduğumun hocası. Gülmediği kalmıştı. Galba kendini zor tutuyordu. Ağlayan birini görünce gülen birini ilk defa görüyordum.
Daha fazla dayanamayıp sınıftan çıktım. Arkamdan bağırıyordu, hiçbir şey duymak istemiyordum.

Lavaboya gidip aynaya baktığımda halimin kötü ve cidden gülünecek gibi olduğunu gördüm. Lavabonun birine girip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Bana bunu nasıl diyebilirdi? Ben onu bu kadar çok severken o nasıl ona olan sevgimi hiçe sayardı? Düşündükçe daha çok ağladım, gözümde yaş kalmayana dek ağladım burnumu çeke çeke...

"Nehiiirrr, Nehiirrr nerdesin?"
Hayal'in sesiydi bu. Şuan onu görmeye mecalim yoktu. Kısık bir sesle "Burdayım" diyebildim. Kapıya vurmaya başladı bu sefer "Aç hadi şu kapıyı, noldu anlayamadım ki. Derste uyuyakalmışım bi baktım yoksun. Ege'ye sordum gitti dedi."

Kapıyı yavaşta araladım. Ağlamaktan kan çanağına dönen gözlerim Hayalinkilerle karşılaşınca çığlığı bastı. "Noldu sana böyle?" "Kantine çıkalım anlatırım." dedim. Beraber kantine çıktık Hayal kendine soda aldı, ne kadar ısrar etse de ben bir şey istemedim.

Ege'nin Batuhan'a anlattıklarını kelimesi kelimesine Hayal'e anlattım. Gözlerini büyükçe açarak bana baktı. "Salak mısın?"
Beni bilemem ama bu kız gerçekten salaktı. Hem yaşadıklarımı dinlemişti. Hem de salak mısın diyordu.
"Sebep?"
"O kız anca onun siktiği kız olur farkında mısın sen? Bunun için ağlamaya değer mi? Eğer Ege gibi birine aşık olduysan da böyle şeyler duymaya alışman lazım. Allah'ım bende bir şey oldu sandım. Değer miydi bu kadar ağlamaya be Nehir."

Öyle miydi gerçekten. İlk defa duyuyordum ve böyle şeyleri daha çok mu duyacaktım? Dayanamazdım ki.

Gözyaşlarımı elimin tersi ile sildikten sonra yüzüme bir gülümseme yerleştirip

"O kız onun sadece 'siktiği kız' olabilir ama ben onun 'sevdiği kız' asla olamam anlıyor musun? Ben daha çok ağlarım..."

"Hadi gidelim." deyip masadan kalktım. Hayal de arkamdan geldi. Birlikte sınıfa gittik. Kapıda Simge Hayal'e bir şeyler söylüyordu. Bana önemsiz geldiği için sırama oturdum kollarımın arasına aldığım başımı da sıraya koydum.

Ege'nin kokusu muydu bu? Evet. Oydu. Ama hayır imkansız Hayal falan da yanımda değildi. Kokusunu bu şekilde yalnızken asla duyamazdım. Bu da beynimin bana oynadığı bir oyundu. Fazla sevmekten.

"Nehir"

Bİ SANİYE. Ege'nin sesi bu. Beynim burnumdan sonra kulaklarımı da ele geçirmişe benziyordu. Halüsinasyonun(ki bu kelimeyi doğru yazdığımı sanmıyorum, lütfen doğrusunu söyleyin) bu kadarıydı.

"Nehir" ismimi Ege'nin sesinden bir kere daha duyunca bunun gerçek olduğunu anladım.

Kafamı kaldırdığımda yanımda oturan Ege ile karşılaştım. Şuan Kalbim karnımda karnım kalbimde gözüm kulağımda ağzım burnumdaydı....

"Platonik Aşk'ım"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin