-Emily...dedim ben sadece. Şimdi kıyamet kopacak derken Charlie iki saniyelik duraksamanın ardından dışarı çıktı. Ben ise sadece duruyordum.
-Gelecek misin gideyim mi?
Charlie'nin sesini duyduğumda tam kapıya yöneldim ki Emily kolumu tuttu ve ağızını kal diyecek şekilde oynattı.
-Şey Charlie, sen yürü ben geliyorum.
-Tamam ama çabuk ol.
Charlie'nin sesi kesildi ve Emily'ye döndüm.
-Evet?
-Bizi barıştırmalısın.
-Üzgünüm anlamadım?
-Bizi barıştırmalısın.
-Sen ne yaptığının ve bu yaptığının Charlie'yi nasıl etkilediğinin farkında değil misin?
-Bak, anlamıyorsun...
-Asıl anlamayan sensin Emily. Charlie'yi aldattın ve şimdi Charlie'yi geri almak için benden yardım istiyorsun.
-Bak, bu bir hataydı.
-Şu ana kadar hiçbir tanıdığım hiçbir insan hatayla pizzacı çocukla yatmadı.
-Bak, şöyle düşün yatakta harikasın ve sevdiğin çocuk sana yetmiyor. Sen ne yapardın?
-Yuh!
Benim bu lafımdan sonra bir süre sessizlik oldu. Ya bu nasıl bir sürtüklüktür abi? Sen secdiğin çocuğu seksi bulursun ve o sana fazla gelmez mi? Tabi ki ben bunu tam olarak bilemem çünkü tahmin ettiğiniz gibi bakireyim. Hayatım boyunca da abim hariç kimseden böyle şeyler duymamıştım. Evet, abim bana her türlü şeyi anlatmıştı ama bir bilgilendirme programıydı. Yani oturup seks i anlatmadı nasıl durumlarda olur hangi durumda kaçarsın falan filan...
-Üzgünüm ama bu dediklerin senden daha fazla iğrenmemi sağladı.
Sessizliği bozan ben olmuştum ama daha çok sessiz kalacaktı çünkü dışarı çıktım ve Charlie'ye yetiştim.
-Ne dedi?
Charlie'nin bu lafı üzerine bir düşündüm. Ne yani çocuğa sen sekste berbatmışsın diyemezdim.
-İşte bizi barıştır falan dedi ama merak etme ben o kadar beyinsiz değilim.
-Teşekkürler.
-Ne için?
-Şu anda bile yanımda olup beni satmadığın için.
-Saçmalama Charlie, hayatta böyle birşey yapmam. Bir hain değilim.
Yürümeye devam ettik. Alex'lere vardığımızda iç çamaşırlarıma kadar ıslanmıştım bu yüzden eve geçtim. Kıyafetlerimi değiştirdim ve Alex'lerin evine gittim. Tanrım ne kadar çok yürümüştüm. Galiba bir iki kilo verdim. Ben eskiden evde yukarı çıkmaya üşendiğim için yemek yememiş bir insandım.
Alex'lere gittiğimde Carrie de evdeydi.
-Jane, bizimkiler muhabbete dalmışlar. Onları rahatsız etmeyelim ve mutfakta oturalım.
Carrie bunu deyince itiraz edememiştim ama Charlie'nin yanına geçmek de istiyordum. Neyse dedim ve mutfağa geçtim.
-Ee, Charlie ile aranız nasıl?
-İyi bir insan Charlie. O yüzden iyi...
-Charlie iyi bir insan değil, Charlie çok cool biri (aslında espri oluyo hani charlieissocoollike)
-Hah, iyiydi.
-Peki onun hakkında ne düşünüyorsun?
-Ağzındaki baklayı çıkart Carrie.
-Aslında... Alex dedi ki... Sen ve Charlie, anlarsın ya çok yakışıyorsunuz... Bence Charlie de sana karşı boş değil..
-Evet, bana boş değil belki de evleniriz iki tane çocuğumuz olur biri kız biri erkek Daphne ve Jeremy koyarız adlarını da.diye dalga geçerken aynı anda hayalimi yansıttım.
-Dalga geçme. Ama eğer sende boş değilsen...
-Tamam, belki azıcık...
-Biliyordum!
-Bağır bağır, bak karşı binadakiler duymadı. Hem birazcık dedim ben...
-Tamam ben bu işi ele alırım. Düğün tarihiniz 23 Kasım olsun hani whovian whovian evlenirsiniz. Balayını da Doctor Who Studios'ta yapın.
-Oh, mezarlarımızın olacağı yeri de ayarlasaydın ya Carrie, bir o kalmış.
-O da hazır, William Hartnell'ın mezarlığına yakın olacak. Ama o daha sonraki işler. Bu arada sen de benim sonsuza dek kardeşimsin artık.
-Carrie, kardeşim, Alex ile siz nerede evleneceksiniz peki?
-Ah, biz Paris Disneyland'te evleneceğiz. Venedik'te balayı yapıp Londra'da bir küçük mahalleye yerleşeceğiz. Üç tane çocuğumuz olacak iki kız bir erkek: Anabella, Serena ve Joseph. Sonsuza dek torunlarım için de bazı isimler düşündüm ama onlar bizim ufaklıklara kaldı. Ah, bir de mezarımız evimizin yakınında olacak ve oradaki ev müze haline gelecek. Sonuçta bizim hayranlarımız da var.
Ben sadece durup kaldım. Carrie bu halimi görünce kahkaha patlattı. Bende dayanamadım ve bende patlattım. İçeri Alex ve Charlie girdi.
-Vay be ne kadar güldünüz. Ne hakkında konuşuyordunuz?
-Evlenme planları.
Çocuklar bize tip tip bakınca daha çok güldük.
-Siz kızları anlamıyorum. Her neyse biz açız dışarı mı çıkarız siz mi yaparsınız?
-Dışarıda yağmur devam ediyor. Hep beraber yemek yapalım. Charlie sen salatayı yap, Aşex sen tatlıyı, ben kızartma yapayım Jane sen de makarna yap.
Carrie'nin emirleri üzerine hep beraver eğlenerek sofrayı kurduk. Yemek yedikten sonra geçip Doctor Who izledik. Tabi Moffat'a söverek. Çünkü yeni bölüm yoktu. Hep eski bölümlerin tekrarı. Yeni sezon Ağustos'ta çıkacak. Malesef... Her neyse biz bir ara Doctor Who mu izledik yoksa Ağlayan Meleklere mi sövdük bilmiyorum ama bölümün sonuna doğru hepimiz sustuk. İşte o sahne...
-Raggedy Man, Goodbye...
Ağlamaya başlamıştık. Mezarda hem Amy'nin hem de Rory'nin adı yazıyordu. Doctor kitabın son bölümünü okudu. Bölüm bitti ve ağlamayı kesip konuşmaya başladık. Tam o sıralarda kapı çaldı ve abim de bize katıldı. Abim bizim kadar whovian değil ama o da sever yani. Her neyse saat geç olunca evli evine köylü köyüne hesabı hepimiz evlerimize dağıldık. Charlie de bizim eve geldi tabi. Anneme minnetlerini saydırdı ve hepimiz odamıza çekildik. Çok yorulmuştum ama mutluydum. Yeni yaşantım ve Doctor Who... Hayatta kalmamın sebepleri... Baktım ki uykuya direnmenin alemi yok yattım hemen. İki gün sonra üniversite ye gideceğim. Charlie ile beraber. Rüyamda hep Charlie vardı... Aşık mı oluyorum ne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Whovian Vloggers ( Charlie McDonnel and Alex Day Fanfic.)
FanfictionKomşular normalde yakışıklı olur ve sonradan sevgili olursunuz değil mi? Yok işte benimki öyle değil. Benimki Alex Day ve abim gibidir. Tabi bir süreliğine evimde kalan Charlie McDonnel da var. Ah, ne kadar gerzeğim kim olduğumu söylemedim. Ben Jane...