Evet, anlamında başımı salladım. Sonra boynundaki kolyeyi çıkardı ve:
"Yüzüğün eşi burada. Benim nisanlım sensin. Sana evlenme teklifi edecektim ama terk etmek zorunda kaldım. Bu yüzden yüzüğün birini parmağımda, diğerini de kalbimin üstünde taşıyorum. Bir gün seninle tekrar karşılaştığımızda sana vermek için." dedi ve kolyedeki yüzüğü elime bıraktı. Mutluluktan havalarda uçabilirim şuan. Musluklarım açıldı yine ama bu sefer mutluluktan ağlıyorum. "Sen ağlama hep gül. Ağlayınca çok çirkin oluyorsun. Bu arada benimle evlenir misin?" dedi, gözlerimin içine bakarak.
"Ben.." dedim. Tam evet diyecekken sözümü kesti.
"Tabi evet diyeceksin, sormaya bile gerek yoktu. Benim gibi yakışıklı birini kaçıracak değilsin ya." dedi.
"Hayır." dedim Bir anda suratı bembeyaz oldu. Gerçek sandı herhalde. Ay kıyamam ben sana.
"Şaka yaptım, evet." diye bağırdım.
"Yüreğime indiriyordun." dedi ve beni öptü. Eve gittik. Bu mutlu haberi Ga Eul ve Ji Hoon'a söyledik. Onlarda bizim gibi çok sevindiler. Zaten onlarda evleneceklerdi. Çift düğünü yapmaya karar verdi. 6 Ay sonra rüya gibi bir düğünle evlendik, üniversitenin bahçesinde. Her şeyin başladığı yerde. O günü asla unutamayacağım. Hayatım en güzel günü. Hani demiştim ya hep yeni sayfa açıyorum diye, artık 'mutlu son' yazısını o gün gördüm kitabın sonunda.
...............
"Hadi Elif Nine hikâye’yi anlatmaya devam et. Sonra ne oldu?" dedi Berk. 5 yaşlarında meraklı bir çocuk, tıpkı diğerleri gibi.
"Hikâye bitti, bu kadar." dedi Elif. Belki bu kadar değildi hikâye, burada bitmiyordu ama mutlu sonda bırakmak istedi. Çünkü gerisi üzüntü, hayal kırıklığı, gözyaşları.
"Soo Jin sen misin Elif Nine?" dedi Irmak
. "Evet benim? Yani bir 30 yıl önce bendim. Sonra Türkiye'ye geri döndüm." dedi Elif.
"Çok güzel bir hikâyeydi Elif Nine. Bende büyüyünce Kore'ye gideceğim. Bende aşık olmak istiyorum." dedi Irmak.
"Aşık olmak için Kore'ye gitmene gerek yok. O seni bulur." dedi Elif. Hiç beklemediğin bir zamanda gelir, seni bulur, kalbine yerleşir. Bir ömür boyu çıkmamak üzere. Yaşantılar sizi ayırsa bile, o öyle bir yerdedir ki onunla geçirdiğiniz tek bir saniyeyi bile unutamazsınız. Her nefesi onunla alırsın. her gün onunla yasarsın. Ölürken bile onunla ölürsün.
"İste! Bu benim hikâyem. Bir gün sizinde benim gibi böyle anlatacak bir hikâyeniz olur." dedi Elif.
"Peki, o nerede şimdi Elif Nine?" dedi Berk. Elif bu soruyu duymamayı denerdi. Yıllardır anlatmıştı hikâyeyi ama ilk defa duyuyordu bu soruyu. Elif bir müddet durduktan sonra cevap verdi:
"O mu? O şimdi çok uzakta, beni bekliyor."
~~SON~~
YAZAR NOTU: Bu yazdığım ilk hikayemdi. Bunda acemiydim. Yazdıkça geliştiğini farkediyorum :D Umarım beğenirsiniz.