Okulun upuzun koridorları vardı ve sanırım kid bana bütün okulu göstermeyi planlıyor. Eve ayaklarım olmadan döneceğimi düşünmeye başlıyorum.
Yolda yürürken bir kaç kişi gözüme takıldı birisinin mavi değişik şekilli saçları vardı. Diğerinin beyaz ve kafasına taktığı şeyin üstünde soul yazıyordu sanırım ismi bu olmalı. Soul'un yanındaki kız saçını iki yandan toplamıştı ve hepsinden uzun gözüken siyah saçlı bir kız daha vardı.
Kid ile birlikte yavaşca yanlarından geçtik. Mavi saçlı çocuk bir geçerken arkasını döndü
"Hey, kid nereye g-"
Kid yürümeye devam etti ve çok az da olsa başını o tarafa doğru çevirdi
"Şu anda seninle uğraşacak vaktim yok black star"
Black star şaşkın bir surat ifadesi takınmıştı. Onun yanındakiler de aynı ifadeyi takındı.
3.Kişi bakış açısı
Saçlarını iki yandan toplamış olan kız konuşmaya başladı
"Kid-kun'un yanındaki kimdi?"
Ardından siyah saçlı kız söze girdi
"Onu buralarda hiç görmemiştim"
Black star suratını sinsi bir hâle soktu
"Hehehehe belki de kız arkadaşıdır"
Saçlarını iki kuyruk yapmış kız elindeki kitabı ile black star'ın kafasına vurdu
"Saçmalamayı kes aptal. Öyle bir şey olsaydı bize söylerdi. Değil mi soul?"
"Bana vurmanın sebebi neydi ki şimdi?!?!"
Black star başını tutuyordu
Soul, black star'ı takmadan baygın bir ses tonuyla konuştu
"Bilemiyorum. Kid zaten shinigami-sama'nın oğlu olduğu için popüler biri öyle değil mi?"
"Soul sende mi"
"Neyse ne çok da umrumda değil zaten"
Diyip arkasını dönüp yürümeye başladı
"Beklesene soul! Görüşürüz black star, tsubaki-chan"
Som cümleyi gülümseyerek söyledi ve hızla yanlarından ayrıldı
~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•
"Kid-kun?"
Kid başını bana doğru çevirdi
"Hm?"
Bana dönmesiyle beraber konuşmama devam ettim
"Saçındaki üç çizgiye sinir oluyorsan neden boyatmıyorsun?"
"Denedim ama anlayamadığım bir şekilde çizgiler tekrar ortaya çıkıyor."
"Peki ya baban? Yani shinigami-sama bu konu hakkında bir şey söyledi mi? Belki shinigami soyundan gelmen ile bir alakası olabilir."
"Saygıdeğer babamı böyle bir şeyle meşgul etmek istemediğim için ona hiç bir şey söylemedim. Ama dediğin konusunda haklısın. O zaman aklıma gelmemişti ama bununla bir ilgisi olabilir belki"
Revir isimli odanın önüne gelince durduk ve kid kapıyı tıklattı
"Girin"
İçeri girdiğimizde bizi sarı saçlı sarı gözlü birisi karşıladı. Beni görünce bakışlarında ufak ta olsa bir değişiklik fark ettim.
Gülümseyerek konuşmaya başladı
"Kid-kun görüyorum da yeni birini getirmişsin"
"Evet. Okulumuza yeni gelen öğrencilerden biri."
"Benim adım Rose tanıştığımıza memnun oldum"
Dedim gülümseyerek
"Bende Medusa. Bu okulun doktorlarından biriyim. Çok güzel bir ismin varmış"
"Teşekkür ederim"
"Medusa-sensei izninizle ayrılıyoruz daha dolaşmamız gereken çok yer var"
"Pekala sonra görüşürüz o zaman. Rose herhangi bir sıkıntın olursa bana gelebilirsin tatlım"
"Teşekkür ederim. Görüşürüz Medusa-sensei"
Kapıyı yavaşca kapatıp odadan çıktık
~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•
Medusa korkutucu ve sinsi bir şekilde gülümsedi
"Görüşeceğiz Rose..."
~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•
Medusa-sensei tuhaf bir şekilde tanıdık geldi gözüme... Onu bir yerlerden tanıdığıma yemin edebilirim. Ayrıca Medusa-sensei'nin söylediği şey aklıma takıldı. "Buradaki doktorlardan biriyim" gibi bir şey söylemişti galiba. Ondan başka kim var acaba... Merakıma yenik düşüp bu konuyu Kid'e sormaya karar verdim
"Kid-kun? Sana okul ile alakalı bir şey sorabilir miyim?"
"Tabiki. Ben zaten bugün okul ile ilgili sorularını cevaplandırmak için buradayım"
"Şey.. Medusa-sensei bu okuldaki doktorlardan biriyim demişti. Bu ondan başka doktorlar ya da doktor olduğu anlamına geliyor değil mi?"
"Evet, doğru. Medusa-sensei bu okuldaki tek doktor değil. Zaten diğeri yeni sınıf öğretmenimiz oluyor. Onunla sınıfa girince tanışırsın"
Biz yürümeye devam ederken zil çaldı
"Sanırım derse geç kalacağız???"
"Önemli değil. Bugün ilk gününüz olduğundan bir şey demeyeceklerdir. Zaten çok fazla geç kalmayız merak etme"
Merdivenlerden yukarı çıktık ve tahmin edin ne oldu? Yine uzun ve geniş bir koridor.
Dersin başlamasından yaklaşık 10 dakika geçti ve biz hâla uzun koridorda yürüyoruz derken sonunda kid bir kapının önünde durdu ye kapıyı 3 kere tıklattıktan sonra içeriye girdik.
Kid benim yerime konuştu
"Geç kaldığımız için özür dileriz profesör"
Dedi ve yerine geçti ben ise yerimde dona kalmış karşımdakine bakıyordum. Aynı yara izi... Onun burada olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti ben ayrıldığını duymuştum... Ama şimdi ayrıldığın duyduğum adam tam karşımda duruyordu ve aynı şekilde o da dona kalmıştı
"S-stein abi??"
"Alice?"
"STEİN ABİ!!!"
O an o kadar sevinmiştim ki. Kaç yıldan beri görmediğim ve öz abim yerine koyduğum adam tam karşımda duruyordu!! Bundan daha güzel bir şey düşünemiyordum.
Koşarak yanına gittim ve ona sarıldım. Bütün sınıf şoka girmiş bir halde bize bakıyordu. Ama şu ana umrumda bile değildi
"Stein abi seni çok özledim!"
Stein abi başımı okşadı
"Çok uzun zaman oldu öyle değil mi?"
"Evet yaklaşık 8 yıl oldu"
Ardından ondan ayrıldım yüzümde çok büyük ve içten bir gülümseme oluştu istesem bile gülümsememi engelleyemeyeceğim türden.
"Görüşmeyeli bayağa büyümüşsün Alice. Ayrıca gördüğüm kadarıyla artık kısa saç kullanmıyorsun"
"Doğrusunu söylemek gerekirse sen kafana taktığın şey hariç hiç değişmemişsin Stein abi"
"Heh. Sanırım haklısın"
Evet bir bölümde burada biter ve şunu söyleyeyim bir sonraki bölüm birazcık geç gelebilir çünkü hâla emin olmadığım bir kaç şey var.
Okuduğunuz için teşekkür ederim görüşürüz~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
*RUH*(Soul Eater Fanfiction)
FanfictionGülleri düşünün güzeller değil mi? İnsanı kendine çekiyor. dışarıdan bakınca gayet masum görünüyor. Yaklaştıkca dikenlerini görüyorsun... O sivri ve can yakan dikenleri. Ben de onlar gibiyim işte. Dikenlerim var kimsenin göremediği, içimde sakladığı...