Medya:Bukre
Yine her sabah lanet ettiğim o alarmın iğrenç sesi ile uyandım.Ben Bukre.Bukre Doğan.Doğan holdingin sahibi Turgay Doğan'ın kızıyım.Annem ben 16 yaşındayken bir trafik kazası sonucu vefat etti.Bir tane abim var.Buğra Doğan.Babam onu her ne kadar holdingin başına geçirmek istesede abim sevdiği mesleğin eğitimini almak için yurt dışına gitti.
Sızlanarak sıcacık yatağımdan kalktım ve banyoya gittim.Kapıyı kapatayım derken serçe parmağımı kapıya sıkıştırdım."Ananınkiiğğ" diye bir bağırış kopardıktan sonra banyoya girip çişimi yaptım.
Kibar olmamı beklemiyordunuz herhalde.Bu yüzden babam bir çok kez azar işitmiş olsam da huylu huyundan vazgeçmiyordu işte.Zamanında babam her ne kadar onaylamasa da 2 yıllık bir dövüş eğitimi aldım.Tabii hala arada gidiyordum.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra pijamalarımı çıkarıp okul kıyafetlerimi giydim.Hava sıcak olduğu için okul eteğinin altına çorap giymedim.Zaten bu etekleri hangi kafayla yapmışlar onu da bilmiyorum.Okuldaki en uzun etek benimdi.
Tabii buna uzun denirse.Popomdan 2-3 karış aşağıda bitiyordu.Haliyle okuldaki bazı sürtükler bundan faydalanıp önüne gelene veriyorlardı.Başı da rakip şirketin kızı Ece çekiyordu.O kızı kim bilir kaç kere dövmüştüm.Ama onunla en büyük kavgamız Arda yüzünden olmuştu.
Şimdi diyeceksiniz Arda kim? Özet geçeyim.Arda benim eski sevgilim.Benimle çıkarken gidip Ece ile birlikte olmuştu.Bende duyunca Ece'yi yolmuştum.Ama tek suç onda olmadığı için çok dövmemiştim.Arda'yı da abim halletmişti.
Siyah okul eteğimin üzerine beyaz lakosumuda giydikten sonra ne çok uzun ne de çok kısa olan saçlarımı tepeden at kuyruğu yaptım.Hazır olduğumda aşağıya indim.Babam masanın başında bir yandan kahvesini içerken bir yandan gazetesini okuyordu.
Yanağına sulu bir öpücük bıraktıktan sonra "Günaydın babacım" diyerek masaya oturdum.Babam da gazetesini bırakarak yanağımdan öptü ve "Günaydın kızım.Kahvaltını güzel yap ben çıkıyorum.Akşam geç gelebilirim."dedi.
Babam bazen işi yüzünden eve geç gelebiliyordu.Bizde bunu değerlendirip Arya ile dışarı çıkıyorduk.Arya babamın en yakın arkadaşının kızı olduğu için sorun olmuyordu.
Ağzımdaki ekmeğimi bitirip"Tamam babacım bizde biraz Arya ile takılırız."dedim.Babam bunlara alışık olduğu için "Tamam ama fazla kaçırmayın" dedi.İşte bir insan çocuğunu tanıyınca böyle oluyor.Babamı başım ile onaylayıp kahvaltıma geri döndüm.Kahvaltımı yaptıktan sonra çantamı alıp evden çıktım.
Okula geldiğimde şoförümüz Salih abiye teşekkür ederek arabadan indim.Bahçede birkaç arkadaşa selam verdikten sonra okul binasına doğru yürümeye başladım.Ama koluma biri yapıștığında otomatik olarak durmak zorunda kaldım.Arkamı döndüğümde her zamanki gibi bu sabah ta şaşırmadım."Yine ne var Arda?"diyerek kolumu elinden çektim.
"Bak Bukre bin defa özür diledim senden.Tamam hatalıyım kabul ama affet artık.Seni çok seviyorum."Cidden her sabah aynı konuşmayı yapmaktan bıkmamısmıydı.Çünkü ben her sabah onu dinlemekten sıkılmıştım.
"Arda her sabah seninle aynı konuşmayı yapmaktan sıkıldım artık.Bak şimdi aranızda engelde yok.Gidip Ece ile bir güzel yiyișebilirsin.'
'Tekrar binaya doğru yürümeye başladım.Cidden artık Arda yüzünden kolumu kestirmeyi düşünüyorum.Yine ne var dememe kalmadan kolumdan sürüklenmeye başladım.Her ne kadar koluna vurup gitmemek için dirensem de bir işe yaramıyordu.
En sonunda dayanamayıp"Bıraksana beni be"diye avazım çıktığı kadar bağırdım.
Arda'nın kolumdaki eli gevsediğinde kafamı kaldırıp ona baktım.Daha önce hiç bizim okulda görmediğim bir çocuk Arda'nın kolunu tutuyordu.Bana baktıktan sonra tekrar Arda'ya baktı ve "Bıraksana lan kızı"diye gürledi.Kimdi bu çocuk?
Çocuğa karşılık "Sanane lan bırakmıyorum" dedi bizim salak Arda.
Gözümü kapatıp açtığımda ilk gördüğüm şey yerde kanayan burnunu tutan bir adet Arda oldu.Ben hala şaşkınlık içinde olayı izlerken adını bilmediğim çocuk Arda'nın kulağına eğildi.Gülerek geri çekildiğinde Arda'nın suratı kireç gibi bembeyaz olmuştu.
Tanımadığım çocuk yanımdan geçerken "Teşekkür etmene gerek yok.Benim için zevkti."dedi ve gülerek yanımdan geçti.Arkasından "ukala" diyerek sınıfa girdim.
Yerime oturduktan sonra Arya geldi ve yanıma oturdu.Ona dönerek "Günaydın yavrum" dedim.
Arya'da gülümseyerek "Günaydın gülüm" dedi.
Evet belki bir parça garip olabiliriz.Hoca sınıfa girdiğinde dersin matematik olduğunu anlamam uzun sürmedi.İlk ders matematik mi olur ama ya.Kafamı sıraya koyup uyumak için gözlerimi kapattım.
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum.Birinin kolumu dürtmesi ile gözlerimi araladım.Sınıfa baktığımda herkesi ayakta gördüm.Ağzımdan "noluyoruz ya" diye bir tepki kaçtı.
Sınıftakiler kaş göz yapmaya başlayınca tahtaya baktım.Hay şansımı.Karşımda müdür ve yanında da sabahki meteor vardı.
"Yani șe-" diye başladığımda müdür lafımı keserek "Tamam kızım tamam anladım ben seni" diyerek beni susturdu.
"Neyse buraya geliş amacım sınıfınıza yeni bir öğrenci geldi.İyi anlașacağınızı umuyorum.''
Müdür çıktıktan sonra gözlerimi yeni çocuğa çevirdim.Bir süre sonra hâlâ ayakta olduğumu fark ederek oturdum.
Hoca meteora dönerek "Hoşgeldin.Kendini tanıt bakalım."dedi.Şuan tüm sınıf dikkatini yeni çocuğa vermişti.
En çokta Ece.Neden şaşırmadım acaba?Onları takmayarak uykuma kaldığım yerden devam etmek için gözlerimi kapattım.
Şimdi benim rüyamın en güzel yerinde benim kolumu deşecek kadar ne olabilir?Bu bir.Peki buna cesaret eden kim?Bu da iki.Tek gözümü açıp baktığımda yanımda yeni çocuğu gördüm.Yabancı değilmiş.Uyuyabilirim.İki dakika sonra yeni yeni farkına varıp iki gözümü de açtım.
Ne olduğunu anlamaya çalışırken boş boş çocuğa bakıyordum."En son bir kız bana böyle baktığında yataktaydık."Dediği şeyle gozlerimi açabildiğim kadar açtım.
"Ne diyorsun sen be"diye bağırdığımda"Diyorum ki en son bir kız bana böyle baktığında yataktaydık."diye cümlesini tekrar etti.
"Bak kaç tane sürtükle yattın bilmiyorum.Bilmekte istemiyorum.Ama yanlış adrestesin.Bak ordaki kız istediğin her an sana verebilir."dedim ve gözlerim ile Ece'yi işaret ettim.Ayağa kalkıp karşıma dikildiğinde korkmadım değil.Tam konuşmak için ağzını açmıştı ki gelen Arya ve Anıl ile susmak zorunda kaldı.
Anıl yanıma oturup kolunu omzuna attığında bende başımı göğsüne yasladım.Yeni çocuk bize anlamayan gözlerle bakıyordu.Evet karşıdan sevgili gibi görünüyor olabilirdik ama Anıl benim ikinci abim gibiydi.Aynı yaşta olmamıza rağmen Anıl çok olgun biriydi.
Anıl'ın göğsünde biraz daha mayışırken konuştum."Akşam babam geç gelicek.Bizde bara gidelim."Arya başı ile onaylarken Anıl"Başımıza bela açmayacaksan olur küçük cadı"dedi.
Geçen sefer gittiğimizde biraz fazla kaçırmıştım ve Anıl yerine başka bir adamın yanına oturmuştum.Adam bana asılınca Anıl'da adamı dövmüştü.Ve bizde kapı dışarı edilmiştik.
Anıl'ın kolunun altından çıkıp"Birincisi ben cadı değilim.İkincisi ne zaman bela açtım?"dedim.
Anıl gülerek"Dedi geçen gün bizi bardan kovduran kız"dedi.Gülerek Anıl'ın yanağından öptüm.
"Tamam prensim bu sefer bela yok."Anıl'da"Tamam prensesim akşam seni alırım."dedi ve yanağımdan öpüp kendi sınıfına gitti.
Anıl yanımdan kalkınca yeni çocuk yanıma oturdu.Başımı sıraya koyarak akşam ne giyeceğimi düşünmeye başladım.