"3.Bölüm:KAZA

105 33 10
                                    


İyi okumalar, keyifli dakikalar

Haydi haydi... herkes kalksın. Kahvaltı 5 dakika sonra. Yetişemeyen kalır.

Gözlerimi açtığımda. Karşımda gözümün içine bakan üç çocuk görmeyi herkes gibi bende beklemiyordum.
Sanki bana bakarken dalmış gibilerdi.
Elimi kaldırıp yüzlerinin önünde bir sağa bir sola salladım. Lakin hiç birşey olmamıştı. Günah benden gitti diyerek, en sağdakine okkalı bir tokat attım. Onun bağırmasıyla diğerleride transtan çıktı. En soldaki olayın şokunu atlatmaya çalışır gibi bir kere silkelendikten sonra çocuğa dönüp "ne vuruyorsun be" diye çıkıştı. Sonra başladı en sağdaki konuşmaya "merhaba, normalde bu yatak boştu biz de dolu görünce merak edip sana bakmaya geldik. Dalmışız sanırım" deyip elini ensesine attı. Daha ilk günden insanları terslememem gerektiğini düşünerek. Hiç uzatmadan "sıkıntı yok gerçekten" dedim. En sağdaki çocuk, hoşuma gitmişti.
Sonra çocuklar en sağdan başlayarak adlarını söylediler.
Ben arda, ben can, ben de emre dediler.
Sonra arda konuşmaya başladı.
"Hadi hadi, kalkın yemeğe gidelim. Yoksa aç kalacağız"dedi ben de ona hak vererek yataktan kalktım. Ne de olsa sabah bağıran kadın yemeğe yetişemezsek aç kalacağımızı söylemişti.
Bende hemen lavaboya gittim ve elimi yüzümü yıkadım bugün okula gidecektim. Aynanın karşısına geçtiğimde çökmüş gibi durduğumu fark ettim ve aklıma dün gece olanlar geldi.

Dün gece 00:54

Ben yatakta ailemin hüzününü çıkartmak için başlamıştım yine kollarıma jilet atmaya. O sırada bir çocuk geldi bayağı bir kalıplıydı ama kilo olarak değil çocuğun bu yaşta kasları vardı. Kıskanmıştım doğrusu.
Odaya girdiğinde ilk başta ne olduğunu anlamadı ama sonra kolumu jiletlediğimi gördü ve hemen yanıma geldi. "Ne yapıyorsun sen aptal mısın
Oğlum bu ne?"dedi.

Kanlar içinde kalmış kolumu göstererek. Bende işte bu benim dedim. Sonra beni kaldırıp lavaboya götürdü. Lavaboyu açıp kolumu tuttu şu an suyunda çarpmasıyla acının hazzı inanılmaz dereceye ulaştı. Zevk aldığımı görünce elini çabuk tutup kolumu temizledi ve "bu kolu sarmamız gerek" dedi bende sarcaktım zaten. Ama bu kadar meraklısını görünce izin verdim.
Hemen kolumu becerikli bir şekilde sardı ve o çıkmaması için gerekli olan şeyleri taktı. "Oğlum bu ne tür bir manyaklık?"dedi bende önce kolumdaki  çizikleri kapatan sargı bezine bakarak zevkimi yarıda kesmiş olması yüzünden ters bir bakış atıp başladım anlatmaya...Nedense karşımdaki çocuğa karşı bir güven duygusu hissetmiştim. "Benim annem ve babam yangında öldüler, ama lanet olsun ki ben kurtuldum." Dedim. O da bana güven verircesine omuzumu sıkıp sırtımı sıvazladıktan sonra "sana ailenin acısını unutman için bir taktik vereyim mi?" dedi.
Bende kolumu göstererek "var zaten bir tane fazlasına gerek yok dedim.
O da bana bakarak bir iç çekti. "Oğlum sen şanslısın. Bide bana bak ben annemi hiç göremedim zaten. Babamıda tefeciler işkence yaparak öldürdü bana söylediklerine göre...Gözlerini yakmışlar." Dedi. O anda ne diyeceğimi bilemedim sanki kelimeler anlamını yitirmişti. O anlık benim acım daha hafif gelmişti.
Bende onun sırtını sıvazlayarak "tamam o zaman senin yöntemin nedir?" dedim. O da benim bu güçlü çıkan sesim karşısında sanki az önce ağlayan ben değilmişim gibi bir bakış attı ve başladı konuşmaya. "Seni iyileştirmenin tek çaresi. Seni vurdumduymaz bir herife çevirmek" dedi. Söylediklerinden bir şey anlamamıştım. "Nasıl yani" dedim. O da bir bakış atıp annenlerin öldüğünü umursamayacaksın" dedi. Söyledikleri karşısında biraz şaşırsam da bana da mantıklı gelmişti. Ona "peki bunu nasıl yapacağız?" diye sordum.

SORGUSUZ SUALSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin