8. BÖLÜM ADI: KRALİÇE
melek sesi duyar duymaz hiç düşünmeden kayanın arkasından fırladı yurinin;
-dur nereye gidiyorsun sözlerine aldırış etmeyerek.
mağaranın önüne geldiğinde kimsecikler yoktu melek arayan gözlerle etrafına
bakınsada kimseyi göremiyordu. yuri de melekin yanına gelerek;
-mu kyul hiç bir yerde yok mu? dedi
-bilmiyorum.. dediği sırada mağaradan oraya doğru yaklaşan ayak seslerinin duyunca
mağaranın köşesine saklandılar..
-oğlum ne olmuş?
-ne olacak birisi burdaki 2 bekçiyi etkisiz hale getirmeye çalışmış yaralılardan biri
ateş edince yaralanmış hemen içeriye alınmış...
melekin gözleri dehşetle açılarak, "mu kyul yaralandı mı?" diye düşündü. adamlar
konuşmalarına devam ediyordu;
-ee şimdi ne yapacaklar ki yaralı adamı?
-herhalde önce, seni kim gönderdi diye işkenceyle sorguya çekerler, sonra da asarlar
muhakkak.
melek bu sözler karşısında şoka girmişti. "yaralı, işkence, idam, mu kyul"
-aslaaaaaaaaaaaaaaaa. dedi kendinin bile duyamayacağı bir tonda.
-nee anlamadım. dedi yuri. melek eline cüzdanı alarak kendileri için 2 tane iri odun
parçası çıkardı. birini yuriye verdi birini kendisi aldı ve orada arkaları dönük nöbet tutan adamların sırtlarına
okkalı bir tane indirdiler, öyle ki sanki kırılan kemik sesleri geldi.
adamları oradaki kalın bir ağacın arkasına saklayıp onların kapşonlu pelerinlerini giydiler
ve içeri girdiler. birşey çaktırmamak için yanyana yürüyor,
birilerini görünce birşeyler söylerek aralarında konuşuyormuş gibi davranıyorlardı.
adamlar geçer geçmez hemen köşedeki aralığa girdiler. melek köşede durarak etrafı
kolaçan ediyordu;
-önce mu kyulun nerde olduğunu bulmalıyız. diyerek arkasını döndüğünde karanlıkta
yurinin ağzının bir elle kapalı olduğunu gördü. her ihtimale karşı gani amcanın hayal
gücü asasını yanına almıştı odunları çıkarırken... pelerinin altından onu çıkararak hızla
adamın eline dokundurdu. ama.. o da ne? hiçbirşey olmadı bir daha denedi yine olmadı.
adam karanlık kısımdan başını çıkarak;
-boşuna denemeyin olmaz.. çünkü bende sizler gibi hayalgücü ülkesindenim.. arkadaşınız bağırmasın diye ağzını
kapattım.. dedi ve ellerini yurinin ağzından çekti. melek;
-nasıl yani?
-şöyle ki buraya ajan olarak kraliçenin durumunu öğrenmeye gönderildim.
-eee o zaman kraliçeyi kurtarabilirdin...
-hayır yapamazdım çünkü kraliçeyi kapattıkları demir parmaklıklara birtek kraliçe birde gelecekti kraliçe