DÜĞÜN

17 3 6
                                    

Medyada Feride Hilal Akın-Ayrılık Zor ve Hira'nın düğündeki saç modeli

"Yarın yeni bir gün doğacak." hikayeleri en çok inananı kanatır. Bende inandım. Her güne "Bugün her şey çok güzel olacak." dedim ama olmadı. Büyümeden yaşlandığımı hissettim. Hayat bana ilk gördüğüm insanların, ilk gördüğüm gibi olmadığını öğretti.

Oturduğum çardağın manzarasında daldığım düşüncelerimden Eylül çıkardı. Her gün aradığı gibi yine arıyordu. "Efendim canım." diyerek açtım telefonu.

"Canım, bugün nasıl hissediyorsun kendini

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Canım, bugün nasıl hissediyorsun kendini."

"Bomba gibiyim." dedim cıvıl cıvıl çıkan sesimle.

"Çok sevindim canım. Bugün dönüyorsun değil mi?"

"Maalesef canım dönüyorum. Buradan ayrılacağım için çok üzgünüm ama dönmek zorundayım."

"Dön tabi, özledik artık seni."

"Yarın düğünden önce görüşüp hasret gideririz canım merak etme sen. Melek'i benim yerime öp." deyip vedalaşarak telefonu kapadık.

Bir haftadan fazla Ağva'daydım. Yaşadığım o günden sonra Eylül'ü arayıp iyi olmadığımı söyledim. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Eylül'de beni Ağva'daki evlerine yönlendirdi. Benim için gerekli olan her şeyi ayarlattı. Burası çok güzeldi. Daha fazla ne olabilirdi ki. Burada doyasıya kafa dinledim, yalnız kaldım. Bol bol kitap okudum. Hüzünlendiğim zamanlarda uzun zamandır elime almadığım kemanımı da yanımda getirdiğimden keman çalıp kendime meditasyon yaptım. "Farid Farjad-Golha" parçasını çalmak için uğraştım. Bu müzikte huzur buluyordum.

Çok zor zamanlar yaşadığımda oldu, ama genel olarak kendimi daha iyi, daha güçlü hissediyordum. Burada kaldığım sürece kendimle de yüzleşmiştim, ama bu kısa tatil artık burada bitmeliydi. Yarın Erdem'in düğünü vardı. Düğün olmasaydı bu süreyi daha da uzatabilirdim.

Her şeyden önemlisi bu sürede düşüncelerimle savaşmayı öğrendim, kabul edemediğim gerçekleri, duygularımı kabullendim. Nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde ben patronuma aşık olmuştum. Bu duygu sinsice içime işlemişti, hissettirmeden. Bu aşk virüsü halbuki ilk onu gördüğüm günden beri yavaş yavaş vücuduma girmeye başlamıştı, artık kanıma karışmıştı. Bazen bu virüs çok canımı yakıyordu, ama varlığına da alışmıştım. Bu virüsün yokluğunda yaşamıyormuşum, ben şimdi yaşadığımı hissediyorum. Sanki ondan öncesi boşa geçmiş bir hayatmış. Hayatımda ilk defa kalbimin bu denli attığını hissettim. Zaman zaman acıtsa da ben bu virüsle yaşamayı sevmiştim. Biliyorum ki bu virüs beni öldürmeyecek, daha da güçlendirecekti. Bir o kadar da korkuyordum, karşılaşmaktan. Biliyorum ki, karşılaştığımızda bir şamar gibi inecekti yüzüme. Karşılaşmadığımız sürece sıkıntı yok. Bu virüsü ömrümün sonuna kadar taşıyabilirdim, bunu hissediyordum. Çünkü her geçen gün daha da çok içime işliyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 21, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BENİM HİKAYEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin