Ellerinin arasında titreyen bedene son kez baktı genç adam. Ruhu aç bir hayvan gibi, karşısında bulunan bu adamı parçalara ayırmak istiyordu. Yaptıkları daha hala yetmemiş gibi hissederken onu yere doğru fırlatıp, sırtını döndü. Birkaç metre ötede bulunan sandalyeye ters bir biçimde oturdu ve bacaklarını iki yana sarkıttı. Boş gözlerle, yerde yatan aldığı yaralardan dolayı ayağa dahi kalkamayacak duruma getirdiği bedeni izledi. Yerde yatan adam durmaksızın inliyor, acısıyla ağlıyor ve isyan ediyordu. Onun bu acı çeken bedeni, ona mümkünü olmayan bir haz veriyordu.
"Sen kimsin? Ben sana ne yaptım? Bak, beni bırakırsan-" Yüzündeki maskenin ardından boğuk çıkan sesiyle aktardı kelimelerinde yoğunlaşıp beton zemine doğru damladığı nefretini. Avucunun içinde bulunan ses değiştiricinin düğmesine basmayı da unutmadı.
Bu oyun uzun sürecekti. En başından yakalanmaya niyeti yoktu genç adamın. Her detayı düşünmeli, adımlarını ona göre atmalıydı.
"Boş vaatlerle zamanını harcama. Ne yaptığına gelince..." Oturduğu sandalyeden kalkıp, yavaş adımlarla kıvranan bedenin yanına ilerledi. Adımları sert ve kendinden emindi. Yanına çöküp yerde yatan adamı hafifçe doğrulttu, alnına düşen saçlarını kanlı elleriyle kavradı. Sıkıca tutup, yüzünü yüzüne yaklaştırdı. "Aslında gayet iyi biliyorsun ne yaptığını. O kızı hatırladın mı?" Ellerinin altındaki bedenin kasıldığını hissetmesiyle güldü. Gülüşü ölümü vaat eden cinstendi. Soğuktu. Morgda yatan bir cesede benziyordu.
Suçsuz insanların ölümünden doğan kini, aslında sıcacık olması gereken gülüşlerini buzdan farksız hale getirmişti.
Saçlarını son kez sıkıca kavrayıp kafasını ittirerek bıraktı. Gücü tükendiği için başını sertçe yere vuran adam inledi. Acıdan konuşamayacak hale gelmişti. Konuşsa dahi, yaptıklarını yalanlayamacak kadar kirliydi ruhu. Sonunun geldiğinin farkındaydı. Bu yüzden yapabildiği tek şey acının yoğunluğuyla çıplık atmaktı. Ne yaparsa yapsın, karşısındaki adam vazgeçmeyecekti.
Genç adam ayağa kalktı ve az önce oturmuş olduğu sandalyeyi siyah perdenin önüne yerleştirdi. Yalnızca et yığını haline gelen adamı tek bir hamlede kaldırıp oturttu ve düşmemesi için sandalyeye kalın bir ip aracılığıyla bağladı. Ardından hemen arkalarındaki eski, yer yer soyulmuş tahta masaya ilerledi. Masanın ortasında bulunan kameranın kadrajını görüntüde yalnızca siyah perde ve ışığın altındaki adam gözükecek şekilde ayarladı. Videoda her şeyin kusursuz olması gerekiyordu. Tıpkı birazdan işleyeceği cinayet gibi.
Kaydı başlattı.
Kameranın önüne eğilip maskesi ile bütün görüntüyü doldurdu. Elindeki ses değiştirici cihazı da masanın üzerine yerleştirdi. Hiçbir şekilde kendinden ipucu bırakmamalıydı. Kehribar rengi gözlerinin üzerini kapatan simsiyah lensleriyle kameranın odağına yoğunlaştı.
"Kim olduğumu merak ediyorsunuz. Neden televizyonunuzda olduğumu ve ne yapacağımı... Korkmayın, bu sizinle alakalı değil." Bir anda dediklerine kendi de inanamayıp güldü. "Ya da korkun. Bu sizinle alakalı. Adalet anlayışınızla ve haksızlığa susup o ekranlardaki beyninizi saçma şeylerle dolduran şeyleri izlediğinizle alakalı. Şu zamana kadar neden bir şeyleriçin çabalamadınız? Neden sesinizin gücünü fark etmediniz? Ben size boyun eğmemeyi, yapılanlara karşı baş kaldırmayı öğreteceğim." Kameranın odağından uzaklaşıp arkasında bağlı olan, yüzünden akan kanların üzerindeki kıyafetleri süslediği adamı da görüntüye soktu. Göz ucuyla adama tiksinircesine baktı.
"Gördüğünüz insan Cem Garip. Sıradan ve normal bir insan. Ah, hayır. Sıradan değil. Sevgilisini evine davet edip, aldattığını düşündüğü için güya cinnet anında onu öldüren bir katil. Ardından yaptığının üstünü kapatmak adına 17 yaşındaki kızın ölü bedenini bir valize sığdırmaya çalışan, bunda başarısız olduğu için başını kesip bir gitar kutusuna koyan ve hemen ardından evinden uzakta bir çöpe atan bir insan. Duyduklarınızdan sonra bu şahısa insan demek fazla mı geldi?" Kameraya yaklaştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURGU
Misteri / Thriller"Cinayet işlerken kirlenen ruhlar, zamanı geldiğinde idam edilmeye mahkumlar." ©Telif hakkı saklıdır. İzin alınmadan kopyalanamaz, alıntı yapılamaz.