Babamla beraber söz ettiği hocanın evinin önüne kadar gelmiştik ve babam kapıya 2 kez vurdu.
Kapı açıldı ve kapıyı açan tamamen kapanmış gözlerini bile şeffaf bir örtüyle kapatmış bir kadın açtı.Babam tam durumu izah edecekken içeri geçin dedi. Bizi tam karşıdaki büyük odaya kadar götürdü kendiside bizimle girdi. İçeride çok genç 25 yaşlarında birisi oturuyordu. Hoca o olduğuna inanasım gelmemişti. Oturun dedi.
Bana baktı , babama baktı ve babama dönüp sen çık dedi.
Babam hemen çıktı. Hoca bana baktı ve bana yaklaş dedi.
Hemen biraz yaklaştım.
Bana geldiler dün gece dedi.
Kim geldi dedim.
İfritler dedi. Seninle iletişime geçmek istiyorlar ama hangi kabileye mensup olduklarını söylemiyorlar.
Anlayamıyorum hocam dedim.
Asıl ben anlayamıyorum dedi.
Şimdi bana ne işler çevirdiğini anlat Osman dedi.
İsmimide biliyordu. Çağresiz herşeyi anlatacaktım. Ne var ne yok döküldüm hocaya.
Demek öyle dedi. Elime küçük bir kesik attı ve kanımı bir kapıda damlattı. 2 dakikada kanım kağıt üzerinde kurudu. Kanım birden bire renk değiştirmeye başladı. Hoca kanımın üzerine bir harf yazdı. Ve su dolu leğenin içine ilk önce kağıdı yakıp suya attı. Su birden alev aldı.
Ben birden geri zıpladım. Hoca tedirgindi durmadan tövbe Estağfirullah , sübhanallah diyip duruyordu. Ateşe çok dikkatli bakıyordu. Yaklaşık 25,30 dakika tevbe ede ede ateşe baktı. En son arapça harflar yazılı bir battaniye gibi birşey duvarda asılıydı. İçeri o kapalı kadın girdi ve battaniyeyi leğenin üstüne atıp leğene doğru eğilerek bağırmaya başladı. Bağırması şiddetleniyordu ve yer yerinden oynuyordu. Kadın birden yok oldu. Sadece kıyafetleri kalmıştı. Hoca gözlerini tamamen açmış bir şekilde korkudan titriyordu ve ağzından o kelimeler döküldü ;O geri dönmüş...
Kim dönmüş hocam.
Onu sadece eski kitaplarda duymuştum. ....... yeryüzündeki en güçlü cindir ve cin padişahıdır. ve en güçlü orduya sahip olan padişahtır. Bu cinle kimse baş edemez.
Bu benim boyumu çoook fazla aşar ama merak etme seni böylece bırakmayacağım. Biri var belki o yardımcı olur. Ama sana ne kadar kötü bir durumda olduğunun farkına varman için ne durumda olduğunu göstereceğim.Şimdi örtüyü arala ve içine bak dedi. Aralayıp baktım.
Ahmet vardı ve ben vardım. Birisi bizi izliyordu. Tahmini 100 tane felan kanadı vardı ve çıplaktı. Simsiyahtı. 4 tane boynuzu vardı gözleri kömür gibi simsiyahtı. Dili yılan gibiydi. Aslında gözleri de öyleydi. Kısık gözlüydü. Elinde iskeletten bir asası vardı. Gülüyordu ve bizi izliyordu. Sonra ben gittim. Ahmet'i öldürdü. Köyüm gözümün önünde yandı güneş yoktu. Havadan taşlar yapıyordu. İnsanlar çığlık atıyordu. Heryerde o kanatlı ifritler vardı. Bütün köyü sarmışlardı. Ve birden suyun içinden birisi üzerime atladı. Daha doğrusu ben öyle görmüşüm. Kendime zor geldim.
Hoca şimdi biraz anladın demek istediğimi gece 00:00 da burada ol.
Sakın geç kalma ve gelmemezlik yapma burada senin için uğraşıyoruz dedi.Kesinlikle geleceğim hocam dedim ve ayağa kalktım.
Allah yardımcın olsun kardeşim dedi.
Halen biraz korkuyordu hoca konuşması titrekti biraz korktuğunu hemen anlıyordum.
Sağolun hocam dedim ve çıktım. Babama birşeyler anlattım yolda içeride olanları. Eve vardık ve ben biraz yattım. Düşünüyordum neden peşime düştüklerini. Hani biz anlaşma yapmıştık , ne değişti şimdi de peşime düştüler anlamıyorum. Allah'tan yardım istemekten başkan çare yoktu önümde , tek çare Allah'tı , ya Allah yardım edecekti yada ben cansız bir beden gibi gezicektim ortalıkta.
Düşüncelerim ve stresim durmadan devam ediyordu. Düşüncelerim arasımda boğulurken uyuyakalmışım.
Bir rüya gördüm , daha doğrusu kabustu bu. Çok kalabalık bir yerdeyim. Heryer insan kaynıyor. Beni galiba görmüyorlar. Bende buradayım diyorum beni duymuyorlar veya dinlemiyorlar bilmiyorum. Onlar duymadıkça ben daha çok kendimi farkettirmeye çalışıyorum. Birinin kolundan tuttum benden buradayım duymuyor musun ? Dedim. Bana baktı ve beni farketti. Onunla beraber herkes farketti beni.
Bana yabancı bir dilde seslendiler. Bağırıyorlardı. Birden sustular.
Herkes yere yığıldı. Bir tanesi hariç.
Bana bakıp şunları söyledi ;BİZİ SEN ÖLDÜRDÜN. SEN ÖLDÜRDÜN BİZİ. SENİ CEZALANDIRACAĞIZ.
HEPSİ BİRLİKTE AYAĞA KALKTILAR VE BİRYERE DOĞRU YÜRÜMEYE BAŞLADILAR.
BİRDEN DURDULAR. YERDE BİRİ YATIYORDU LANET GİTSİN YİNE O
ONLARCA KANADI OLAN ÇİRKİN BOYNUZLU ADAM.
YERDE YATIYOR GÖZLERİ SONUNA KADAR AÇIK.
YANINDA BİR TABUT VAR AMA BOŞ HEP BİRLİKTE BENİ TABUTA ZORLA SOKUYORLAR VE KAPAĞINI KAPATIYORLAR. SESİM ÇIKMIYOR GÖZLERİM FAL TAŞI GİBİ AÇIK.
SONRA ÖLÜYORUM VE KENDİMİ ÖLÜ BİR ŞEKİLDE İZLİYORUM.
BEN ARTIK BEN DEĞİLİM
KENDİMİ İZLİYORUM ARTIK BİR BEDENİM YOK SADECE RUHUM VAR.
YERDE YATAN O PİS KİŞİ BENİM BEDENİME GİRİYOR ARTIK CANSIZ BEDENİMİN SAHİBİ O.
BANA PİS BİR ŞEKİLDE GÜLMEYE DEVAM EDİYOR.
SENİN ARTIK BEDENİN YOK SEN ÖLÜSÜN DİYOR.
HAYIR OLMAZ BU BEDEN BENİM DİYORUM.
ANLAŞMAYI BOZDUNUZ ARTIK BEDENİNŞ ALMA ZAMANI YAKLAŞIYOR.
BEDENİNİ BEN ALIYORUM ARTIK.
ZAMAN TÜKENİYOR...Tam o sırada uyandım. Saat 23:30
Üstüme temiz kıyafetler giydim çünkü kabustan ötürü çok terlemiştim. Yola çıktım hocanın evine vardım. Kapıyı tıkladım. Artık kapıyı o kapalı kadın açmıyordu. Hoca kapıyı kendisi açtı ve hiç girme hemen gidiyoruz bekle üzerime birşey alıp geliyorum dedi.
Hoca geldi beraber yürümeye başladık. 20,30 dakika yürüdük ve yolda bir gram konuşmadık. Hocanın korkusu halen devam ediyordu belliydi yüzü bembeyazdı.
Büyükçe bir yüklüğe gelmiştik. Gerçekten büyük bir alandı içeri girdik içeride sadece samanlar vardı. Yerde ise bir sürü malzeme vardı. malzemeler galiba benim içindi.Beklemedeydik artık sadece gelecek kişiyi bekliyordum. Belki bir çare olabilirdi.
Beklemeye devam ediyorduk. Artık sıkılmaya başlamıştım ki kapı açıldı içeri buruşuk yüzlü uzun beyaz sakallı cübbeli birisi girdi.
Selamün aleyküm dedi.
İkimizde aleyküm selam diye karşılık verdik.
İkimizi de süzdü bana dönüp yanıma gel dedi. Hemen gittim tabi
Diz çök dedi. Söylediklerini hemen yapıyordum. Ellerimi arkadan bağladı. Bacaklarımı ve ayaklarımı da ayrı ayrı bağladı ne yapmaya çalıştığını bilmiyordum. Arkasından bir sopa çıkardı. Son olarakta gözüme bir bez bağladı.YA ALLAH BİSMİLLAH DİYE BAĞIRDIĞI AN ANLADIM O SOPAYLA NE YAPACAĞINI.
Ama vurduğu yer hiç acımıyordu. Gözlerim kararmaya başladı. Kendi kendime konuşuyordum. Evet ben konuşuyordum ama kendi isteğimle değil. Korkuyordum ama yapacak birşey yoktu. Konuşurken gözlerimde bağlı olduğu için karanlıkta o yaratığı görüyordum boşlukta bana bakıp benim olacaksın diyip duruyordu. Bir ara gözlerim karardı ve bayılmışım başka hiçbir şey hatırlamıyordum.
Uyandığımda ise şok geçirdim.
İkiside ölü bir bedenle yerde kanlar içinde yatıyordu. Çığlık attım önce ama sonra oradan hemen kaçtım.
Eve geldim yüzümü yıkadım. Odama geçtim. Çok korkuyordum. Ama ne yapacağımı bilmiyordum. Çare Allah'a yalvarmaktı.Resmen iki ölü daha olmuştu. Ya benimle beraber olduklarını bulupta beni de hapise atarlarsa diye de korkuyordum. Tırnaklarımı yemekten dermanım kalmamıştı. Allah'ım ne yapacağım yardım et.
Ne yapacağımı bilmeden geçen günlerim artık beni yıpratıyordu. Rüyalarım artıyor. Kabuslardan bıkıyordum artık. Sanki koca şehirde tek bir ben kalmıştım. Ne olurdu yani her normal insan gibi bende yaşasaydım. Çok mu şey istiyordum ?
Yine düşünceli günlerden birinde telefon çaldı ;
Dııırrrnn dııırrnnn
O: Alo
A: Alo Osman .
O: Alo kimsiniz ?
A: Osman neden gelmedin hergün azap çekiyorum ?
O: Ahmet sen misin ?
A: Osman kurtar beni , kurtar bizi kardeşim.
O: Ahmet kaç kişisiniz orada ?
A: herkes burada Osman seni bekliyoruz kardeşim kurtar bizi
Os......
O: Alo , Aloooo , Ahmet oradamısın Ahmet sesin gelmiyor AhmeeeettttDııt dııt dıııt dııtt...
Artık kararımı vermiştim. Köye dönecektim. Zaten burada ölümü bekleyeceğime gider oraya kurtulma ihtimalimi ölçerim.
Hemen hazırlanıp yarın gitmeye karar verdim.
Bu iş büyüdüğüm , gençliğimin başladığı yerde bitecekti...PART3(son part) YAKINDA ....
LÜTFEN DÜŞÜNCELERİNİZİ YORUMA YAPIN. DÜŞÜNCELERİNİZ BENİM İÇİN ÖNEMLİ...