Bölüm 3

54 7 26
                                    

  Rüzgar'ın "Günaydın" mesajıyla uyandığımda içimi bir huzur kaplamıştı.Midemdeki kelebeklerin harekete geçtiğini hissederek cevap verdiğimde İklim yanıma geldi. Yatağıma oturup bağdaş kurduğunda sarıldım ona.

  "Beni seviyor musun?" diye sordu. Arada böyle şirinlikler yapardı. 

  "Sevmez miyim hiç?" 

 "Bilmem, sever misin?"

 "Çok severim hem de." deyip onu kendime doğru çekip gıdıklamaya başladım. Gülmekten kendinden geçmesine ramak kala bıraktım.

  "Sen her gece en son benle konuşurdun akşam niye Rüzgar ile konuştun?" 

 İklim derdinin ne olduğunu bu soruyla açıkça ifade etmişti.Beni kıskanmıştı.

"Eşyalarını toplayıp uyumuştun sen, bende onunla konuştum.Hem sen nerden biliyorsun tüm konuşmalarımı okudun mu yoksa kız deli?" deyip güldüm.

 "Hem de hepsini okudum.Sen aşıksın kızım.En son ben böyle olduğumda benimle dalga geçmiştin.Ödetirim bunu demememiş miydim?"

  Şimdiden utandırmaya başlamıştı beni. 

 "Benim yüzümü pancara çevirmeyi kesip kahvaltıya insek sonra da Muğla için yola çıksak nasıl fikir sence?" deyince gülerek 

 "Peki,öyle olsun bakalım." deyip kahvaltı hazırlamak için mutfağa yürüdük. Harika bir pazar kahvaltısından sonra yola koyulduk.Sürücü koltuğuna ilk oturan İklim oldu.Müziği son ses açıp çılgınlar gibi şarkı söyledik.Varmamıza yakın annemi aradım.İklim'e eve gitmemesini haber vermemi söyledi.İklim'in ailesi de bizi karşılamak için bizim evin bahçesinde akşam yemeğinde olacaktı.  

  "Ziyafete gel desene!" dedi İklim.  Gerçekten büyük ziyafet vardı. 

    Denize bakan, her bir yanı çiçeklerle donatılmış bahçemize girdiğimizde Eda tahmin ettiğim gibi üzerime atladı.Tüm sülale buradaydı.Annem,babam,çatlak teyzem,dedemler,anneannem,babaannem,halam,halamın çocukları,halamın kocası, yengemler,amcam,dayım.İklim'in,annesi ve babası,anneannesi,babaannesi,dedeleri.Özlemişim şu masayı.Herkesi teker teker öpüp İklim ile bizim için ayrılan yere oturduk.

 Bir ara  Eda İklim'e

 "İklim bebeğim, dersler nasıl?" diye sordu.

 "Eda,asker arkadaşın mı o senin?" diye güldüğümde İklim ;

  "Sen sus be karışma benim aşkıma" diye cırladı. 

  "İyi vallahi,nasıl olsun,vizeler,finaller çalışıp duruyoruz."dedi Eda'ya dönüp. Babaannem de "Çalışın kızım çalışın.İyi yerlere gelin okuyup." diye yaşlılara özel olduğunu düşündüğüm okuma temalı nasihati vermeye başladı. Yemek bitince hepimiz deniz kenarına gidip oturduk.Gitar çaldık. 

   Eve gittiğimizde hemen odama gittim.Yatağımı özlemişim.En çokta Eda'nın yanıma kıvrılıp yatmasını. Eda:

 "Hemen uyuyacak mıyız abla yoksa dedikodu gıybetin dibine vuracak mıyız?" diye sordu. 

   "Neden olmasın.Biraz dedikodunun kime zararı dokunur?" 

Gülüştük ikimizde. "Ee ne var,ne yok bakalım?" diye sordum.

"Sen yoksun abla.Var olanların ne kıymeti kaldı ki?" 

 "Bak sen ağzı da iyi laf yaparmış!" 

 "Aman boşver onu bunu da var mı birileri?" 

 "Yani, aslında var ama  çıkmıyoruz hoş birisi öyle.Dün maçta tanıştık.Rüzgar ismi."

  "Oo enişte de Beşiktaşlı demek." 

 "Neyleyeyim siyah dediğimde beyaz demeyen manitayı kızım." 

"Fotoğrafı var mı?" 

 "Dur göstereyim." deyip telefonumu elime aldım. Rüzgar ile maçta çekildiğimiz fotoğrafları gösterdim. 

 "Taş gibi abla yakışır sana,hadi fotoğraf atalım da sohbet edin hem." dedi.

 Mantıklıydı en son arabada gelirken mesajlaşmama rağmen hemen özlemiştim. 

   Eda'yı yanıma alıp birkaç poz çekildik ve en güzellerinden birini seçip Rüzgar'a attım fotoğrafın üstüne de "Kardeşime kavuştuğuma göre bu gece yaşasın dedikodu gıybet."  yazıp gözlerinden yaş fışkırarak gülen emojiden yolladım.Fotoğrafı yolladıktan neredeyse hemen sonra yanıt geldi o da bir fotoğraf atmıştı birlikte maça geldiği erkek kardeşiyle.

  "Bu da benim kardeşim Arda.Takılıyorduk öyle."  yazmıştı.

  Eda yanımda mesajları okurken "Abla,bu Arda çok aşırı manyak yakışıklı bir şey taşlık bunlarda genetik herhalde" diye resmen telefonumun içine eğildi.

 "Ayarlayayım mı sana?" diye sorduğumda 

  "Yapabilir misin gerçekten?" diye umut dolu gözlerle bana baktı.

 Bilemezdim.Sonuçta yeni tanışmıştık ama sıcakkanlıydı ve hiç ters cevap verecek bir hali de yoktu.Zaten onu kendime ayarlamıyordum ki, kardeşimi kardeşine ayarlamaya çalışıyordum.

 "Rüzgar'a bir sorayım." dedim Eda'ya.

 Rüzgar'a "Kardeşim,kardeşinden hoşlanmış ayarlamamı istedi benden"  yazıp gülücük attım.

  O da aynı şekilde gülüp "Ayarlayalım o zaman, önce tanıştıralım mı yoksa Arda'ya pat diye söyleyeyim mi?" diye sordu. 

  Eda'yla birbirimize en doğru gelen seçenek ikincisi olmuştu. 

  "Tanışsalar daha iyi sanki." diye cevapladım.

 "O zaman ben görüntülü arama yapıyorum.Arda'ya da sizi tanıştırıyorum.Nasıl fikir sizce?" 

  Biz bunu onayladıktan sonra Rüzgar'dan gelen görüntülü aramayı kabul ettim.

  Kalbim çarpmaya başlamıştı yine deli gibi sadece Eda ile Arda değil biz de ilk kez görüntülü konuşacaktık Rüzgar ile.

  Rüzgar kameradan gülümsedi ve el sallayarak " Selam!" dedi ve yanında telefonuyla uğraşmaktan kafasını kaldırmayan Arda'yı dürtükledi.Arda,ağabeyi Rüzgar'a dönünce 

  "Bak bu maçta tanıştığımız arkadaşım Eftelya.Yanındaki de kardeşi Eda" diye tanıttı bizleri.

  Arda şöyle bir kameraya bakıp hafifçe gülümsedikten sonra ağzı yarı açık biçimde Eda'yı süzmeye başladı.Ardından "Merheba!" dedi. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 17, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin