Yoongi ile bir ilişkiye başlamıstık. Bu süre içerisinde Yoongi internet sitesi tasarımı işine başlamıştı. Tam ona göreydi. Otudugu yerden halledebiliyordu. Çünkü o çok üşengeçti.
Ama bu iliskimizden kimsenin haberi yoktu. Ki zaten öyle yakınlaşmalarımız da pek yoktu. Şu ana kadar olan temaslarımızdan daha fazlasını yapmamıştık.
Elimi bile fazla tutmuyordu. Bazen birbirimizin dizine yatıyorduk. Dertleşiyorduk. Sadece 2 kere öpüşmüştük. Ki zaten birisi de yanlışlikla olmuştu. Boğuşuyorduk ve ben onun üzerine düşünce dudaklarım onun dudaklarina deymişti. O da tabi firsattan istifade karşılık vermişti.
Hiçbir temasa girmeyi ne o istiyordu. Nede ben. Çünkü henuz HanBin'den ayrılmamıştım. Daha doğrusu ayrılamamiştim. Onun bana olan bakışları... Onu kırmak istemiyordum.
Ama bir yandan da ona karşı hiçbir şey beslemediğim için ayrılmak istiyordum.
Araftaydım. Ama tek birşey için arafta değildim. Yoongiyi sevdiğim.
Şimdi ise Hanbin dizimde uyuyordu. Günler önce Yoongiyi yatırdığım saçlarını okşadığım dizimde şimdi o yatıyordu.
Yoongi de karşımda pis pis bakıyordu Hanbin'e.
Dizimdeki kafasini kaldırarak yanımdaki yastığa yatirdim.
Yoongi oturduğu yerden kalktı ve önümde durdu. Duygusuz bir sekilde bakıyordu. Hafif kızgın bir şekilde;
"Ne zaman bitireceksin şunu. Çok uzadı artık."
Haklıydı. Bu biraz uzamıştı. Tam 2 hafta 3 gün olmuştu. Ama elimde olan bir sey değildi. Onun o bakışlarini görünce elimde olmadan bırakamıyordum. Onu kırmaktan korkuyordum.
"Haklısın biraz uzadı. Ama elimde değil. Onu kırmak istemiyorum. "
Derin bir nefes aldı. Birşey söylemek için ağzını açmıştı ki vazgeçip ağzını geri kapattı. Söylemek istediklerini toparlayıp elini yanağıma koyarak;
"Daha fazla uzamasın. Lütfen. "
"Bende pek memnun değilim bundan. "
"O zaman elini çabuk tut sevgilim."
"Çalışacağım. "
Yüzü bana dönecek şekilde kucağıma oturdu. Elini sırtımdan içeri soktu ve okşamaya başladı.
Sonra dudaklarıma yapıştı.
"Seni çok özlüyorum. "
O kadar hırsla öpüyordu ki şapırtı seslerinden bile uyanabilirdi Hanbin.
Onu durdurmak adına yüzünü ellerim arasına aldım.
"Yoong-ah. Du-dur. Yoksa uyanacak. "
Sinirle kucağımdan kalkarak söylendi
"Al işte. O senin hayatına girdiğinden beri her açıdan beni boşladın. "
"Şştt. Şimdi duyacak. Bizim sevgili olduğumuzu bilmemesi gerek. "
"Ondan bahsetmiyorum. Önceden henuz biz sadece arkadaşken bile daha çok beraber vakit geçiriyorduk. "
Diyerek sitemle konuştu.
Bu sefer ben elimi onun yanağına koyarak
"Minik Min Yoongi beni kıskanmış mı?"
"Saçmalama yok öyle birşey. "
"Demek kıskanmıyorsun? Bende yarın beraber dağ evine gidip herşeyden uzak bir gün geçirelim diyecektim ama... Demek kıskanmıyorsun, gitmeyelim o halde. "
