3 ay sonra...
Babam hala dönmemişti. Bin kere aradım binincisinin bile açmadı. Babama inanamıyorum. Ne hakla beni yalnız bırakıp başka bir yere gider. Üstünden tam 3 ay geçti 3. İnsan aramaz mı? Hadi onu geçtim aradığımda açmaz mı ya? Ona o kadar çok sinirliyim ki! Saate baktığımda saat 7.54 'tü. Okula gitmem gerekiyordu.
Hazırlanıp çıktım.
Okula doğru giderken arkamdan birisi seslendi. Kim olduğunu tahmin edebiliyordum. Tabiki de Emin'di. Arkamı döndüm ve tahmin ettiğim kişiyi gördüm. Koştura koştura geliyordu. Sanki arkasından aslan falan geliyormuş gibi. Emin geldiğinde yüzünde çok telaşlı bir hal vardı.
"Ne oldu Emin?"
"Evde bir adam vardı. Sanırım biyolojik babamdı. Evde görmezden geldim fakat o beni gördü. Bana 'oğlum' dedi. O kadar içten olmayan bir sesle söyledi ki ondan tekrardan nefret ettim. Bu yaşıma kadar karşıma çıkmaması için dualar ettim. Ama sonunda çıktı lanet olası adam" dedi.
"Emin haklısın ama belki içten söylemiştir de sen sabah sabah şey yapmışsındır." dedim.
"Bana onu savunma! Bu en nefret ettiğim şeyler arasına 2.dir de" dedi. Ne yapmalıydım? Benim biyolojik anneyi hiç görmediğim için ne yapmam gerektiğini pek bilmiyordum açıkcası.
"Emin tamam özür dilerim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Ben hiç görmedim onu. Ama bil ki savunmadım. Bu savunma olmuyor çünkü. Her neyse. Bunu çıkışta konuşuruz bir yerlerde oturup tamam mı?" dediğimde kafasını 'tamam' anlamında salladı. Ben de çıkışta ne konuşacağımızı düşünürken telefonum aniden çaldı. Cebimden çıkarıp baktım. Tanımadığım bir numaraydı. Babam ' tanımadıgın numaraları açma!' demişti. Ama o yoktu belki babam arıyor olabilirdi. Bir hevesle açtım. "Alo buyrun kimsiniz?" dedim. Karşıdan bir ses gelmedi. Tekrar aynı cümleyi kurdum. Cızırtılı bir ses geldi. "Aa-lo k-zım b-n ba-n ..." anlamadım ama babamdı sanırım. "Alo baba sen misin?" dedim. Sonra hat düzeldi ve "Evet kızım benim. Tatlım haber vermeden bir mektup bırakıp gittiğim için çok özür dilerim fakat ölüm döşeğinde bir hastam var ve benden başka bir doktor bulamamışlar. Ben de gitmek zorunda kaldım. Acele dedikleri için de heme acele bir mektup yazıp bıraktım." dedi.
"Baba çok endişelendim. Hem kimmiş bu hasta bakalım? Bitti mi ? Ne zaman geleceksin?" diye peş peşe sorular da sorular sordum. Tabi benim biricik babam hepsini teker teker cevapladı.
"Kızım hastayı iyileştirdim. En yakın zamanda geleceğim. 3 aydır boşuna mı kaldım. İşim bitti. Burada bir arkadaşım var onunla birlikteyim. Biraz gezip geleceğim. Hem sana hediyeler aldım canım kızım" dedi. Geleceği için sevinmiştim.
"Baba şuan okula geldim. Kapatmam gerekiyor. Seni seviyorum. Çok öptüm" dedim babam da
"Tamam kızım bende" deyip kapattık. Moralım %95'ti. Bir iş daha vardı. O da Emin'in işi. Onu halletmeliyiz. Emin ben telefonda konuşurken hiç ses çıkartmamıştı. Neden bilemiyorum. Her neyse Emin'e "Hadi gidelim sınıfa" dediğimde konuşmadan birlikte sınıfa çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TERKEDİLMİŞLER
Teen FictionRüzgar hem babası hem de Emin'le birlikte uğraşıyor. Bakalım sonucunda ne olacak? Hikayenin devamını okursanız ileride ne olacağını öğrenebilirsiniz... Şimdiden okuyuculara teşekkür ediyorum...