"Rüzgar oğlum kalk artık mezuniyetine geç kalıyorsun." Dedi annem 'a'ları uzatarak bağırırken
"Saat kaç anne?"Dedim uyku sersemi bir şekilde
"19:30 oğlum." Gözlerimi şok ile aralanırken
"Ne? Aman Allah'ım geç kaldım! Anne çabuk takım elbisem hazır mı? "diye bağırıp odanın içinde bir oraya bir buraya doğru dönüp durdum.
"Yarım saat sonra mezuniyetin var ama akşam 19:30'a kadar yatıyorsun. Ah bu annen olmasa ne yapacaksın acaba?" Ayağımı yatağa çarparken
"Yahu anne hazır mı? Değil mi?" Deyip ayak serçe parmağımı tutup okşadım.
"Tabikide hazır, çünkü ben senin annenim, çabuk ol hadi" dedi ve odama dalıp elindeki takım elbiseyi uzattı. Yanağından öpüp banyoya koşarak dişlerimi fırçalayıp takımı giydim ve banyodaki kurutma makinesini kullanarak gözümün önündeki saçlarımı havalı bir şekle soktum. Her şeyi hallettiğimde annemi öpüp göz kırptım ve
"Oğlun bu gün çok can yakacak" diyerek evden aceleyle çıktım.
Daha diplomamı alacaktım çok heyecanlıydım. Partinin yapacağı alana geldiğimde kızlara yamuk gülüşümü gönderip göz kırptım. Kızlar 'a'larken arkadaşlarımın yanına gidip eğlenmeye başladım.
Ve o an gelmişti diplomamı alacağım an heyecanla durup sıramın gelmesini bekliyordum. Heyecandan yerimde duramıyordum. Arkadaşım Ahmet
"Lan yerinde dur oğlum. Altı üstü mezun oluyorsun " tek kaşımı kaldırıp Ahmet'e baktım. Vallahi salaktı bu çocuk, önümü dönüp hiçbir şey dememe kararı aldı.
Parti bittiğinde diplomamı heyecanla elimde sıkıp eve gidiyordum, annene diplomamı göstermek için sabırsızlanıyordum ve eve varmıştım.
"Anne ben geldim ve sana çok önemli bir şey getirdim, neredesin?" dedim. Annemin sesi hafif heyecanlı hafif yorgun geliyordu.
"Geliyorum oğlum. Bekle biraz" deyip devam etti.
"Sana birşeyler hazırladım." Dediğinde böyle bir anneye sahip olduğum için şükredip elindekileri aldım ve masaya koydum.
"Anne neden zahmet ettin?" Dedim getirdiği meyvelere bakarak
"Oğlum diploma getirir de, ben birşey hazırlamaz mıyım?" Annemi anlından öpüp
"Anne seni çok seviyorum!" deyip kocaman sarıldım.
"Sen şu polislik sınavı geç o zaman neler yapmam sana. " rüşvetin kokusunu on kilometre uzaklıkta alabilirdim. Tek kaşımı kaldırarak
"Yaprak sarma" Dedim. Bu halime gülüp
"Tamam tamam, hele geç şu sınavı da bakarız." Bu konuşmadan sonra bir hafta geçmişti ve işte o gün gelmişti. Polislik sınavını olmuştum ve polis olmuştum. Annem söz verdiği gibi yaprak sarmamı yapmıştı. Ve o gün gelip çatmıştı. İlk günün heyecanı ile yine eşyalarımı bulamazken annem yardımıma yetişip beni giydirip yedirip göndermişti. Kendimi bebek gibi hissetmiştim. Gerçi annem için hala öyleydim ama neyse
Emniyete geldiğimde bir polis memuru beni karşılayıp masamı göstermişti. Müdür beni çağırırken polisliğimde ilk görevim başladığını anlamıştım.
"Rüzgar işte ilk görevin. Bu resimdeki adamı araştır. Uğur KARTAL mafya babası olur kendisi onu iyice araştır ve bir açığını bulmaya çalış. İyi bir öğrenciymişsin bunun üstesinden gelebilirsin" Dedi Müdürüm. Selam vererek odadan çıkıp kendi masama geçtim ve araştırmaya başladım. Bu saçma görevle ne yapmaya çalışıyordum bilmiyorum ama bir an önce kendi işimi halletmeliydim ama dikkat çekmemek için verilen görevleri halletmeliydim. Araştırmam bittiğinde müdürün yanına gittim.
"Dediğiniz gibi araştırma yaptım. Fazla kişilere güvenmiyor ve sadece iki kişi ile paylaşıyor ve bütün işleri onlara veriyor gibi, yanında çok kişi olmasına rağmen güven yoksunu" Dedim.
"Aferin iyi iş çıkarmışsın, genelde çaylaklara fazla güvenmem ama seni yüksek mevkiler önerdiği için güvenim tam, şimdi şu CD'leri al ve tekrar tekrar izle belki gözümüzden bir şey kaçmış olabilir." Sahte bit gülümseme gönderip
"Tamam müdürüm "deyip odadan çıktım ve sıkıntı ile üfleyip masama gittim ve bilgisayara CD'leri takarak izlemeye başladım. Önüme konan kahve ile ve çikolata ile dikkatim dağılırken görüntüyü durdurup önüme koyan kişiye baktım. Bir kızdı.
"Akşam olmak üzere ama sen hala bir şey yemedin. Bende buradan bunları alabilidim eğer başka bir şey istersen sipariş edebiliriz." Yüzüne aval aval bakıp ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştım. Aklına bir şey gelmiş gibi kafasına vurdu ve gülümseyerek elini bana uzattı.
"Ah unuttum akılsız kafam benim adım Açelya " bir eline bir de yüzüne baktım ve bilgisayara dönerek videoyu oynatıp kaldığım yerden devam etmeye başladım. Elini çektiğini hissetmiştim.
"Memnun oldum yine de bana ihtiyacın olursa karşı masada olacağım ortak" sadece sessizce gitmesini bekliyordum neden bu kadar konuşuyor ki, bir şey demediğimi anladığında sessizce Yanımdan ayrılmıştı. Kahvenin güzel kokusu beni büyülürken elime alıp bir yudum aldım. Kimseyle bağ kurmak istemiyordum zaten işim kısa sürecekti ve ben buradan tayinimi isteyecektim kimseye bağlanmaya gerek yoktu.
İşleri bitirdiğimde ceketimi alarak emniyetten çıktım. Kapı da yine o kız ile karşılaşırken yönümü değiştirip başka tarafa gitmeye başladım. Kapşonu kafama geçirip mesaj çekerek mezarlığa doğru gitmeye başladım.
Onu gördüğümde her zamanki yerde durduğunu görüp yanına gittim.
"Ne yaptın? Müdürün yanına girebildin mi?" Kafamı sallayıp
"Yanındayım sonunda babamın katilini bulacağım." Deyip mezarına doğru baktım ve gözlerimi oradan ayırmadan
"Vur-kaç olayını kim örtbas etti ise bu işin içinde kim varsa hepsine ödeteceğim. Şimdilik babamın dosyasını araştıramadım. Senin sayende öyle övmüşsün ki bir çaylak olmama göre bana mafya babasını araştırmamı istedi ama bilmiyor ki kendisinin açığı ulu ortada, bu sefer bitireceğim onu başka kimsenin hayatını maffetmesine izin vermeyeceğim."
1.soru : Bölüm nasıldı?
2. soru : kurgu güzel mi?
3. Soru : Gelecek bölüm nasıl olur?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM RÜZGARI
Ação"Bazen herkesten gizli sırlarımız vardır. Bu sırlar her zaman geçmişte yaşanmış bir olaya bağlıdır. Kimisi iyi, kimisi kötü olaydır. Benim ise büyük bir sırrım var. Size onu söylemek istesemde Şişt bu bir sır, kimseye ondan bahsedemem ama bilmek is...