1.SADECE EĞLENİYORDUM

54 5 0
                                    

Medya: Miray

 -"Metehan,hayır ben seni aldatmadım saçmalıyorsun şuan.Amacım sadece eğlenmekti bunu sen de biliyorsun.Barışalım artık yeter" nefes nefese Metehan'ın arkasından koşuyordum.Ne var yani barda tanıştığım bir çocukla yattıysam?Buna kim engel olabilir ki sadece eğleniyordum.Metehan'ı da aslında sevdiğim yoktu.Onunla da eğleniyordum.Asıl amacım buydu işte erkekleri kandırmak,onları kendime aşık etmek ve sonra da terk etmek.Böylece hem eğlenmiş,hem zaman geçmiş hem de erkeklerin canını yakmış oluyordum.Bir taşla 3 kuş işte ne güzel.Aslında önceleri hayatıma giren biri yüzünden böyleyim.Güney Karahan yüzünden.Kendisi ilk ve son sevgilimdir.Bundan sonra başkalarına kapılıp gitmek ve gerçekten aşık olmak yok.Sadece eğlenmek var.

4 sene önce ben o zamanlar 16,Güney ise 17 yaşında.Eski lise yılları işte.Şimdi ise ikimiz de üniversitedeyiz.Konumuza dönecek olursak:O zamanlar birbirimizi deli gibi seviyorduk.Yani en azından ben...

Birbirimize çok yakındık.Evimizin anahtarları bile ikimizde de vardı.Bu yakınlık ailemize bile yansımıştı.Annem ve babam Güney'i çok severdi zaten.Kendini onlara hep iyi göstermişti çünkü.

Bir gün elimde en sevdiğimiz çikolata olan bitter çikolatayla Güney'in evine geldim beraber yer ve film izleriz diye...Ancak düşündüğüm gibi olmadı.Asansör her zaman olduğu gibi bozuktu yine.Merdivenleri kullanmam gerekecekti.Uzun merdivenleri ve 7 katı zar zor olsa da aşıp evimizin,yani Güney'in evinin kapısının önünde duruyordum.Çantamı hızlı bir hareketle kollarımdan çıkardım anahtarı bulmak için.Ön gözde yoktu,sadece telefon vardı.Ön gözü kapatıp arkadaki büyük gözün fermuarını açtım.Buraya atmış olamazdım değil mi? Eğer buradaysa bulmak için uğraşmam gerekecekti.2 dakika geçmeden anahtarı hırkamın altında bulduğumu fark ettim.Alelacele anahtarı çıkardım ve içeriyi dinlemeye başladım.Belki Güney evde yoktur diye girmek istemedim ama sonra içeriden sesler geldiğini fark edince içime bir rahatlama çöktü.Onu korkutmak istemezdim.Anahtarı kilide soktum ve 1 kere çevirmem yeterli oldu çünkü kapı kilitli değildi.Ev soğuktu.Kış olmasına rağmen kaloriferleri açmamış olmalıydı.Küçük adımlarla yürürken gözüm Güney'i arıyordu".Herhalde odasında televizyon izliyor veya yemek yiyor" diye düşünüp kendimi avutmaya çalıştım.Bir kaç kere "Güney!"diye seslendim.Cevap veren olmadı.Uzun koridoru geçtim ve her yere bakmaya başladım.Yatak odasında yoktu,banyoda da yoktu.Bir de mutfağa bakayım dedim.Keşke o gün Güney'in evine gelmemiş olsaydım,keşke bu manzarayı görmemiş olsaydım.O an en kötü günümü yaşadığımı hissettim."Belki de gördüklerim doğru değildir"diye uzunca düşündüm.Ama yok gerçekti işte. Güney kucağında bir kızla öpüşüyordu.Beni görünce hemen durdular.İkisi de bana yüzlerinde küçümseyen bir sırıtışla bakıyorlardı.Normalde filmlerde olduğu gibi "Miray dur açıklayabilirim yanlış anladın"demesi gerekmiyor muydu? Keşke öyle deseydi.Belki yine bir umut olabilirdi.Aksine bana güldü ve "Hayatta hiç bir aşk gerçek değildir prenses"dedi.Ve gözümün önünde tekrar öpüşmeye başladılar.O an elimdeki bitter çikolata kutusu yere düştü.Koşarak odadan çıktım ve kapıyı hızlıca kapattım.Hiçbir şey söyleyememiştim.Konuşmaya dilim varmıyordu.O benim tek aşkımdı ve biz birbirimizi çok seviyorduk.Bu böyle olmamalıydı.Ama bitmişti işte.Bir orospu yüzünden bitmişti.Aslında kızın da pek bir suçu yoktu.Ama sonuçta Güney'in onu sevmediğini bile bile onunla öpüşüyordu.Bana inat olsun diye.Gerçi ben ne yapmıştım ki? Onu sevmekten başka ne yapmış olabilirdim?Dün her şey çok normaldi.Buluşmamıştık ama telefonda bir kaç kere konuşmuştuk.Bana dün 4 kere beni çok sevdiğini ve çok özlediğini söylemişti.Evet,bunları sayacak kadar çok seviyordum onu.Ancak bugünlerde işlerinin yoğun olduğunu,stajla ilgili işleri olduğunu söylemişti.Ben ona herkesten çok güvendiğim için hiç şüphelenmemiştim tabi.Anlayışa karşılayıp başka bir zaman buluşabileceğimizi söylemiştim.Ama bu sabah telefonlarımı açmadığı için korkmuştum.Hem sürpriz yapmak için hem de iyi olup olmadığını kontrol etmek için evine gitmiştim.Gitmez olaydım.Görmemiş olaydım.Bunları bilmem ve gerçek yüzünü öğrenmem bir yandan iyi olmuştu aslında.Ama şuan bunları düşünecek durumda değildim.

Kendimi apartmandan dışarı attığımda hala ağlıyordum.Yağan yağmura aldırmadan eve koştum.Islanmıştım ama umrumda değildi.Sadece durumu kabullenmeye çalışıyordum.Bitmişti işte.Aşk diye bir şey yoktu zaten.Aşk aptalların işiydi.Boşvermem gerekiyordu.

İşte o 4 yıl içinde çok değiştim.Güney'in o sözleri beni çok sarsmıştı.Ama artık ona katılıyordum.Bence de gerçek aşk diye bir şey yoktu.Hepsi oyundan ibaretti.

Şimdi de sıra Metehan'daydı işte.O da bitmek üzereydi.Başkasını bulmam gerekiyordu.

-"Miray sana inanmıyorum nasıl bunları doğal olarak görebiliyorsun?Ben seni sevdim lan gerçekten sevdim.Her şeyden vazgeçecek kadar sevdim.Ama sen ne yaptın?Kendini başka adamların kollarına bıraktın.Şimdi artık bırak peşimi de gideyim." Ne denebilirdi ki.Güle güle? Görüşmemek üzere? Evet evet kesinlikle ikisi de.

Amaç eğlenmek olunca hiç de can acıtmıyor.En azından benim için öyle...

Menekşe KokulumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin