Herşey böyle başladı

16 1 0
                                    

Sanırım dağınık bir kızım, yazım şeklimden de anlaşılacağı üzere kafam gibi dağınık herşeyim. O yüzden başta yapmadığım şeyi yapmalıyım sanırım. Kendimi tanıtmalıyım. Ben herkes gibi sadece ismimle tanınmayı sevmiyorum.Özelliklerim daha mühim,yani beni ben yapan şeyler işte.Hayattan büyük beklentileri olan,umudunu hiç kaybetmeyen,pozitif düşünme takıntılı,her zaman gülümseme dolu, okumayı seven,gezmeye bayılan, arkadaş ortamı geniş, ortalama biriyim ama ruhum oldukça farklı.Ben bile daha tam anlayamdım, tanıyamadım kendisini.Her neyse bu kadar sıkıcı bir kendini tanıtma daha yoktur sanırım.Bununla bir ilk yaptım.
Herşey dolaşmaya çıktığım ara sokaklarda bir köpekle karşılaşıp onun beni kovalamasıyla başladı.Kocaman bembeyaz duvarlarına kerpiç görütüsü ile otantik bir hava veren evin girişi hayranlık bırakmıştı bende.Köpekten kaçarken nefes nefese kalmış iken,çıkmaz sokağa girmiştim karşımda ki evin girişine hayran kalarak,ayağımda ki çamura bulanmış kahverengi üzerinde renkli boncukların bulunduğu sandaletim tamamen aklımdan çıkmış ve nefesimi düzene sokmaya çalışırken,bir yandan da yutkunarak eve doğru yönelirken buldum kendimi. O an aklımda ne vardı hatırlamiyorum ama büyülenmiştim sanki. Demirin üzerinde işçliğin adeta dans ettiği kapının tokmağını tutmamla kapı açıldı, hiç düşünmeden içeri girdim ve gördüklerim beni daha çok hayrete düşürdü. Karşımda ki bir ev,villa yada yalı degildi adeta bir şato yada saraydı.Eski şeylere olan merakım ve hayranlığımdan olsa gerek ağzım açık şekilde ona doğru yöneldim. bahçıvanların sanat eserine dönüştürdüğü bahçenin içinde adeta bir saray bulunuyordu.Aşağıya doğru mermerden merdivenleri,işlemeli ve mükemmel pencereleri,balkonları, kapıları, her yeri mükemmeldi bütün şaheserler bir araya toplanmışlardı sanki.Bakmaktan kendimi alamadan bembeyaz mermelere basma hatasına düştüm. O anda bir ses arkadan
-sen de kimsin?
ben bir anda büyünün etkisinden kurtulurcasına irkilerek.
-bbbben mi?
-senden başka yabancı var mı burada. -ben şeyyy...
ne yapacağımı bilememenin etkisiyle kafamı kaşıdım ona bakarak.
-bu gün için çağırttırdığım temizlikçi misin yoksa ,hemen gel. İşinde iyi değilsen sorun ederim haberin olsun. hem bunlar senin iş kıyafetlerin mi? dedi.Baştan aşağı süzerek beni.Ne olduğunu anlamadan onun peşinden koştururken buldum kendimi.Dilim tutulmuştu sanki,bedenime hükmedemiyordum o beni sürüklüyor ben de peşinden sürükleniyordum.
-yalnız az önce söylemedim ama sen nasıl temizlikçisin temiz yerleri çamura bulamışsın. Benim yerime böyle giremezsin kesinlikle.
Bunları sayarken ön girişten yana doğru bahçenin içinde ki taş yoldan arkaya doğru yürüyordu ben de arkasında onu takip ediyordum. Yol boyunca uzanan ağaçların güzelliği, kuşların cıvıltısı ,kalbimin ilginç ritmi bugün gibi aklımda.
Bu arada arka çıkış da olan garaj kapısının olduğu yere geldik. Otomatik kapıyı anahtarıyla açtı ve içinde en az 20 motorsikletin bulunduğu garaj karşımdaydı. Gözlerim fal taşı gibi açıldı,ağzımda açılmış olacak ki, bana bakıp güldüğünü gördüm. Utanıp hemen ağzımı,yüzümü topladım.
-temizlikçiler izne çıkmışlar yarın önemli bir misafirim var. Bizim kahya ya demiştim seni ayarlamış herhalde. Parmaklarını şıklatarak dikkatimi üzerine çekmeye çalıştı.
- Bak bunların hepsi benim canım. Ortalığı güzelce temizlemen lazım. Ve bir de,
garajin icinde ki cam mekan bir odayi gösterdi
-Burasını da güzelce temizlersen emin ol güzel bir ücret alacaksın.
Herşeyin şaşkınlığı üzerimde, konuşma yetimi kaybetmiş gibi dediği herşeyi kafa sallayarak onayladım
-Ha bu arada sakın yanlış bir şey yapayım deme. Her yerde kameralar var ve alarmlar direkt devreye giriyor. Yani yanlış her hareketin senin aleyhine olur. Soracağın birşey yoksa ben gidiyorum.
dedi ve gitti. Ben de garajdaki motorsikletlerle başbaşa kaldım. Bir yabancı olarak girdiğim evde geçici bir temizlikçi zannedilmiştim. Bir anda kendime geldim. Ve ordan kaçıp gitme isteğimi bastıramadım. Hem o kim oluyordu da bana temizlikçi diyebiliyordu. Ben öyle mi görünüyordum? küstah şey!
Sinir bozucu zengin züppesi işte!diye söylenerek çıktım,hayranlıkla girdiğim kapıdan.
Bir köpek korkusu nelere sebep diye geçirdim içimden, ama ona küçük bir sürpriz bırakmıştım yaptığımı düşünürken gülümsemeye başladım. Eve doğru yol aldım. Yorgunluktan kimseye görünmeden direkt yatağıma geçtim ve çok geçmeden uyuyakalmışım, günün yorgunluğuyla.
Diger tarafta akşam bebekleri gibi gördüğü motorsikletlerini ve odasını temiz bulmayı bekleyen biri vardı. Eve döndüğünde akşam olmuştu,içeri girdiğinde kahyayı gördü. Kahyaya
-Bu sabah gönderdiğin kıza nereleri temizleyeceğini söyledim bitirdi mi? diye sordu.
-Ben temizlik için kız göndermedim ki efendim.
-Nasıl olur! O zaman bana temizlikçiyim diyen, benim garajı emanet ettiğim kimdi?
- bilmiyorum efendim.
Bu arada hızlı adımlarla garaja doğru yürüyorlardı. Kahya
-Efendim bulduğum kişi rahatsızlandığı için gelemedi bugün, ben sizi göremeyince haber edemedim. Dedi.
-Tamam önce garaja bakalım.
-peki efendim.
Garaja vardıklerında herşey yerinde duruyordu. Sabah nasıl açtıysa öyle duruyor gibiydi. İçi rahatladı.
-Ama o kiz kimdi o zaman? dedi. Bu arada gözüne bir kağıt ilişti öndeki motorsikletin ön tarafına yapıştırılmış bir sekilde duruyordu.Hemen aldı eline ve baktı, üstünde şunlar yazıyordu.
-Ben temizlikçi degilim pis züppe!!
Kaşları çatıldı ve sinirden kağıdı elinde buruşturup kenara fırlattı.
-Seni bir elime geçireyim kendini bilmez şey!!
diye söylenerek yukarıya çıktı.
-O kız kim bul!!
Dedi kahyaya yukarıya çıkarken.

Not DefterimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin