Bölüm 9

1.5K 78 76
                                    

#

Suratında gram mimik değişikliği olmamıştı. Üzülmüş müydü? Hayır.

" Müsadenizle ben biraz dolaşmak istiyorum! "

Herkes kafasını bana çevirmiş tuhaf tuhaf bakıyordu. Babam kafasıyla tamam işareti yapınca ayağa kalktım.

" Ama tek gitme Ateş,Aşık Fethi sizde eşlik edin! "

Onlar da ayağa kalkınca sinirlenmiştim. Duygusuz olmak nasıl bir şeydi ya? Gideceğimi öğrenince gram tepki vermemişti.

" Nazlı eğer sende istersen biraz sahilde dolaşabiliriz? "

Kafamı sallayıp gülümseyince kocaman sırıttı. Ateş Fethi'yle bir şeyler konuşuyor kahkahalar atıyordu.

" Fethi Aşık sahile gidelim dedi de biz gidiyoruz! Siz dönün isterseniz."

Ortam anlık bir sessizliğe büründükten sonra Fethi konuşmaya başladı.

" Bizde gelelim hem hava almış oluruz!"

Babama hep beraber sahile gideceğimizi bildiren bir mesaj attıktan sonra bir müddet daha yürüdük. Kimse konuşmuyordu. Ateş ayağıyla taşa vuruyordu sürekli. Bir kayalığın üstüne oturunca denizi izlemeye başladım.

Rengi çok tanıdıktı. Gülümseyip yerden bir taş alıp Denize attım. Rahatlatıyordu! Hemen ayağa kalktım bana bakıyorlardı umursamadan yerden bir sürü taş aldım avucumun içine. Atmaya başladım.

" Bu beni üzdüğün için benden sana gelsin! "

Taşları o kadar sert fırlatıyordum ki tırsmıştı o ve Fethi. Aşık çay almaya gitmişti.

" Bu beni öptüğün için! "

Taşları fırlatırken bir yandan da çığlık atıyordum. Avcı gülüyordu ki bir anda gülümsemesi soldu suratında.

" Lan sen kızı öptün mü bi'de!? "

Ateş kafasını ona doğru çevirip fısıldadı.

" Şuan konumuz bu mu? "

Birbirlerin kötü kötü bakıyor didişiyorlardı adeta.

" Tam olarak da bu! Şerefsiz kızı hem öptün hemde terk ettin öyle mi? "

" Avcı sussana oğlum! "

Fethi bana kocaman bir gülücük gönderip Ateş'e döndü.

" Şuan anlamışsındır herhalde bu kızın seni mahvedeceğini! "

Son kez elimde ki kocaman taşı attım.

" Bu da sana inanan bana gelsin! "

Ayağa kalkıp yanıma geldi. Beni kolumdan tutup olduğumuz yerden biraz uzaklaştırdı.

" Özür dilerim Nazlı! "

Önce suratına boş boş bakıp ardından uzun bir kahkaha attım.

" Anlamıyorsun işte! Senin özür dilemen bir şey değiştirmiyor ki! "

Kafasını eğmiş yere bakıyordu.

" Ne demem gerektiğini bilmiyorum."

Elimi kolunun üstüne koyunca kafasını kaldırdı.

" Sadece bir şey soracağım ama nolur doğruyu söyle! İki gün sonra gidiyorum bari aklımda soru işareti kalmasın olur mu? "

Gözlerimi gözlerine sabitleyince gözlerim dolmuştu.

" Hiç mi sevmedin beni ya? "

Ses tonum o kadar kötü çıkmıştı ki. Dokunsa ağlardım.

Kafasını sağa çevirdi. Dolu gözlerle karşısında cevabını bekliyordum.

KÜL OLALIM🔥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin