Bügün güzel birgün. Öğlene kadar uyuduğum hergün güzeldir zaten benim için. Okulu ekmiştim.Güzel bi kahvaltı yapmıştım. Öğleden sonra da uslu uslu işe gidektim. Biraz sosyal medyada dolaşmak ümidiyle bilgisayarımı alıp yatağıma yerleştim ki kapı çaldı.
"Niye anahtarını almıyosun anneee" diye söylenerek kapıyı açtım fakat gelen alt komşumuz Aylinmiş.
"Kız sen yaşıyo musun, arada bi uğrar insan" diye haklı bi sitem etti. Elinde de bi tabak yaptığı harika keklerden getirmişti.
"Bu kekler bana dimi" dedim gülerek.
"Yok canım sana koklatıp abime yediricem. Aşağıda bekliyo" dedi.
Aylin, neşe dolu bi kızdır.Ama bi sevgilisi var ki Aylin'i çıldırtıp duruyo. Oturur oturmaz başladı anlatmaya.
"Seven insan her gün düğüne gider mi Aylin?" dedi
"Nasıl yani dedim, gitmez mi?" dedim sırıtarak
"Gitmez tabii. Ben biliyorum o düğünleri.Annesi sürekli kız gösteriyo. Niye diyemiyo annesine benim sevgilim var diye. Demez çünkü alternatifler hoşuna gidiyo. Bi ilişkide Alternatif varsa sevgi yoktur." diye saydırdı da saydırdı.
"Dur bakalım Aylin bi. Hemen yapıştırdın yaftayı. Hem Burak bizim mahallenin çocuğu seni de çok seviyor. Öyle bir şey yapmaz." dememle Aylin'in yumuşaması bir oldu. Aşk böyle bir şey galiba.
"Seviyor dimi Selin? Hem bak bana kolye almış melekli"
"Tabi ki öyle aylincim güle güle tak çok güzelmiş"dedim.
Biraz daha kaynattık.Ben yarışmadan bahsettim. Benden çok heyecanlandı.Yerinde duramıyor ki zaten. Duyguları hep tavanda. Aylin'i geçirdim. O sırada annem geldi.
"Aylin neler yapıyormuş, hiç gelip gitmiyo"
"Ne yapsın anne bildiğin gibi, o da bana sitem etti." dedim
"Dün onuburakla gördüm. O serseriyle ne işi var Aylin'in Selin" dedi.
"Sanane anne Ayşe teyzeye bişey demedin dimi" dedim.
"Demedim ama Aylin iyi kız. Konuşmasın şu çocukla" dedi
"Seviyorlar onlar birbirlerini, bizi ilgilendirmez. Neyse ben hazırlanıp çıkıyorum." diyip odama girdim. Üzerime hemen bişeyler geçirip çıktım evden.
İşe vardığımda saat ikiydi. Nusret abi ortalarda yoktu. Önlüğümü takıp İrfan'ın yanına gittim.
"Naber İrfan?"
"İyidir, asıl haberler sende ne var ne yok? Nasıl bi ders aşkı sana saatleri unutturuyor? " diye dalga geçti
"Aman İrfanya, dalganı geç sen. Konser var ona hazırlanıyorum"dedim
"Ünlü mü olcan kız sen " diye haykırdı
"Komik misin sen hadi işine bak" dedim suratımı ekşiterek.
Telefonum çalmaya başladı. Önlüğümün cebinden çıkardım.Arayan Ayhan hocaydı.Ne diyeceğini tahmin ettiğimden açmadım. Ama Ayhan hoca dediğim dediktir. Israrla aradı.Bu sefer cevap verdim.
"Efendim hocam"
"Selin, altıda okulda ol" dedi
"İşteyim hocam bugün çok yoğun,mümkün değil gelemem" dedim.
"Öyle mi Selin Hanım"
"Öyle, kusura bakmayın"deyip kapattım.
Bu sefer ucuz yırttım diye düşündüm.Ama bu düşünceler çok uzun ömürlü olmadı.Aradan bir saat geçti geçmedi. Nusret abi geldi.
"Misafirin var Selincim, bahçede iki numarada oturuyor."dedi.
Masaya doğru gittim. Tabiki Ayhan Hocaydı.Ayhan hocanın pes ettiği nerde görüşmüş.
"Hocam ne işiniz var burda" dedim.
"Seni almaya geldim"dedi
"İşim var hocam " dedim
"Dükkanın ne kadar boş olduğunu görüyorum. Patronunla da konuştum.Bugün ve bundan sonra beste üzerinde çalışma saatlerinde izinlisin. Hadi hazırlan bekliyorum." dedi
"Hocam o ukala şeyle çalışmak istemiyorum. Tek başıma hazırlanabilirim."
"Ukala şey dediğin Batımı?"
"Ta kendisi, üstelik kendini beğenmiş"
"Oğlum hakkında ilk defa böyle bi yorum duyuyorum. Bana genelde yakışıklı ve başarılı olduğunu söylerler." dedi gülerek
Ben kızarmanın ötesinde bi morluğa geçtiğimi hissediyordum.
"Oğlum mu sizin bi oğlunuz var ve bu oğlan Batı mı gerçekten?"
"Evet canım ve son kararım o yarışmaya Batı'yla katılacaksınız."
"Oğlunuzun kime çektiği gerçekten çok belli" dedim ve üzerimi değiştirmek için içeri gittim.
Ayhan hocaya hakaret etmeme rağmen yol boyunca güldü. Dayanamayıp"Hocam sizin derdiniz ne" dedim.
"Bana benzeyen ukala bi oğlum var daha ne olsun" dedi yine sırıtarak devam etti "Ama işinde iyidir, yurt dışından yeni geldi. Yani seni adam eder." dedi ve kahkaha patlattı
Bu adamla laf dalaşına hayatta girilmezdi. Okula da gelmiştik zaten. Arabadan inerken kapıyı da çarptığıma göre sınıfa gidebilirdim. Önce tuvalete gidip saçımı düzelttim. Sonra sınıfa girdim. Batı piyanonun başındaydı.
"Selam" dedim gayet sahte bi gülümsemeyle
"Ben seni beklemiyordum" dedi tabi bende olsam bu fırsatı kaçırmazdım.
"Baban biraz senden bahsetti ve ben bu itici soğuk tavırlarını yurt dışında kazandığını ama ukalalığını kesinlikle babanın genlerinden aldığına karar verdim. Nasıl tespit Batı Hocam?" dedim ve gol oldu.
Piyanodan arkasına doğru döndü. Bana gözlerini dikti. İfadesiz,bu bakışı nasıl yapıyordu bu adam. Gözlerini kaçıran ben oldum. Ona arkamı dönüp kemanıma gittim. Yayımı reçineledim. Kemanımı omzuma yerleştirdim.
Kulağımın tam dibinde fısıltıyla"Daha dik tutmalısın,daha özgüvenli" demesiyle hoplamam bir oldu. Ne ara gelmişti dibime kadar. Ona doğru döndüm. Gözlerimi bir saniye bile gözlerinden ayırmadan çalmaya başladım.Dünya umrumda değilmiş gibi çalıyordum. Hazırladığım kısım bitti ama hala kimse gözlerini kaçırmamıştı.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama bi süre sonra
gözlerini kısarak"güzel" dedi. Piyanoya yöneldi. Kaçan o olmuştu. Eğer gitmeseydi simsiyah gözlerinde bisürü şey daha keşfedebilirdim.Gözler kalbin aynasıdır.Ben Batı'nın gözlerinde hırçın bir deniz gördüm. Tehlikeli sularında boğulmamı isteyen bir deniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Notalara Seni Soruyorum
Romansa"Aşk baktıklarında değil, hissettiklerindedir sevgilim" demişti Mozart Notalara seni soruyorum...