Soğuk Kahve

2.2K 27 1
                                    

   Medya: Merve 

  Bu iki şapşi sabaha kadar konuştular. Ders sabah sekizde başlıyordu. Sude sabahın köründe (niyeyse) uyanıp telefonuyla uğraşmaya başladı. Telefonun sağ üst köşesine baktı ve saatin altı buçuk olduğunu gördü. Daha çok vardı. Gözlerinin ucuyla yanında uyuyakalmış Ebru'yu süzdü. 'Ne geceydi be' diye düşündü. Telefonla uğraşmaya devam ederken saatin yedi olduğunu farketti. Ebru'ya yatak izni verir gibi yataktan kalktı ve maşayı alıp makyaj malzemeleriyle dolmuş masasının karşısına geçti.
      
       Süsü severdi. Özellikle saçları, onları ne zamandan beri uzattığını hatırlamıyordu. Güzel bir kızdı. Fakat o hep güzelliğin karakter ve hislerle olduğunu söylerdi. Ama bir o kadar da dış görünüşüne önem verirdi. İnsanlarla iyi geçinirdi. Hazırlandıktan sonra evden çıktı. Sonra bir şey unuttuğunu farkedip içeri girdi. Tombişini öpmemişti. Bitanesini koklayarak öptü ve çıktı.

       Okula vardığında bir çocuğun onu kapının önünde çok dikkatli bir şekilde izlediğini gördü. Bu Aslan'dı. Ama daha adını bile bilmediği bu çocuğun neden ona bu kadar dikkatli baktığına anlam verememişti. Umursamadı. Okulun kapısından girince Aslan sadece "Selam." dedi. Sude "Selam." diye cevap verdi. Sude okula girmeyi planlıyordu ki Aslan;

-Daha çok var. Biraz konuşalım mı?

Sude saatine baktı. Yarım saat vardı. 'En azından canım sıkılmaz.' diye içinden geçirdi. "Tamam." dedi.

-Ben Aslan.
-Ben Sude.
-Eee, böyle ayakta mı konuşalım? Gel banka oturalım.
-Benimle ne konuşmak istiyorsun?

Biraz sert bir çıkış yaptı. Aslan'ın şaşırdığı her halinden belliydi. Sude böyle söylemek istememişti. Hemen toparladı.

-Yani, bir mesele mi var, demek istemiştim.
-Yoo, ben sadece konuşmak istemiştim.

Aslan, heyecanlandığını hissetti. Sude gelene kadar heyecanlanmamıştı ama o gelince birden panik oldu. Ama heyecanını gizlemeye çalıştı. Karşıdan gelen Okan'ı gördü ve durumu toparlamaya çalışarak "Okaan!" diye seslendi. Sude arkasını dönünce Aslan'ın seslendiği kişinin etkilendiği çocuk olduğunu gördü. Aman Allahım! O çocuk, şimdi, buraya mı geliyordu? Sude hemen önüne döndü ve 'Benim önemli bir telefon görüşmesi yapmak gerek.' diyecekken Okan geldi. Aslan:

-Okan, tanıştırayım Sude. Sude, tanıştırayım Okan.
Okan: Merhaba.
Sude:...
Okan: Şey, merhaba.
Sude:...

Okan şaşırmış gözlerle Aslan'a döndü. Sude bir an kalakalmıştı. Sanki çocuk birden daha yakışıklı gelmişti. Neden bu kadar etkilenmişti ki? Daha dün bir bugün ikiydi. Aklını başına alarak güçlükle "Merhaba." dedi. O sırada Merve geldi. Ama Sude ona bakacak durumda değildi. O tamamen Okan'a odaklanmıştı. Merve o an nasıl bir hata yaptığını anladı. Aslan ve Okan konuşmaya dalmışken Merve bunu nasıl Aslan'a söyleyeceğini bilmiyordu. Ya Sude? Sude'ye ne diyecekti? Belki sevdiği çocukla yaşayacaklarını elinden almıştı. Ah, o ne yapmıştı böyle? Sude bunu öğrenirse belki arkasından iş çevirdiğini, daha kötüsü Okan'dan hoşlanıp bunu bilerek yaptığını düşünecekti. İçi içini yerken konuşma başlatıp ortamı kaymatmayı düşündü.

Merve: Hadi ama, bizle de konuşun!
Aslan: Emredersiniz.
Merve: Komik misin Aslan?
Aslan: Değilim. Sude, sence?

Sude karşısındaki yakışıklıya odaklanmıştı. 'Vay be! Şu kaşa göze bak!' dedi içinden. Sonra nihayet Aslan'ın ona sorduğu soruya geldi.

-Komiksin Aslan.

       Zamanın nasıl geçtiğini anlamayan dörtlü zilin çaldığını farketti ve sınıfa geçtiler. Sude lise ikiye geçmişti. İlk ders fizikti. Merve konumunu alıp uyumaya başladı. Aslan dersi dinliyordu. Sude'de bütün bunları izliyordu. Farklı bir şey yapan tek bir kişi vardı. Okan, yine bir şeyler yazıyordu. Sude ders boyunca Okan'ın ne yazdığını görmeye çalıştı fakat başarılı olamadı. Zil çalınca dörtlü kantine gitmeye karar verdi. Zaten acıkmışlardı. Hepsi kahve söyledi. Sude kahve söylemekte tereddüt etmişti çünkü kahveyi üfleyerek içiyordu. Kimse üflemez de herkes kahvesini içerken Sude üflerse hoş bir görüntü olmayacaktı. Bu Sude'nin çatlaklık kurallarındandı. Bir ortamda kahveyi üflememeliydi.

       Sonunda bir masaya oturdular ve kahveler geldi. Sude'nin ağzının yanması başına vurdu ve sonunda o kahveyi üfledi. Okan büyük bir kahkaha patlattı.

Okan: Ahaha!
Sude: Ne? Ne oldu?
Okan: Kahveyi üfledin!
Sude: Çok mu komikti? (Çatlaklığı tuttu.)
Okan: Hayır. Bu konuyla ilgili komik bir anım var. O kahvenin adı artık Soğuk Kahve!
Sude: Ne alakası var?
Okan: İlk sohbetimiz başlamış oldu. Sanırım seninle iyi anlaşacağız Soğuk Kahve!

Bu konu neden onun bu kadar ilgisini çekmişti?

-"soğuk kahve ☕"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin